Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Ticaret Bakanlığı Konferans Salonu'nda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle ile düzenlediği basın toplantısında şubat ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.

İhracatta 2021 yılı boyunca yakalanan ivmenin bu yıl da devam ettiğini anlatan Muş, "İhracatımız geçtiğimiz yılın şubat ayına göre yüzde 25,4 artışla 20 milyar dolar olmuştur. Bu rakam, tüm zamanların en yüksek şubat ayı ihracat rakamıdır." diye konuştu.

Muş, ithalatın ise şubat ayında yaşanan son yılların en ağır ve beklenmedik kış koşulları ve enerji fiyatlarındaki artışların bir sonucu olarak 28,1 milyar dolar olduğunu bildirerek, şu bilgileri paylaştı:

"Bu gelişmelerle şubat ayında dış ticaret hacmimiz, geçtiğimiz yıla göre yüzde 36,4 artışla 48,1 milyar dolara yükselmiştir. Nitekim, şubat ayında enerji ithalatımız 8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Keza enerji hariç bakıldığında, şubat ayında ithalatımız 20,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Yine şubat ayında, ihracatın ithalatı karşılama oranı, enerji hariç yüzde 95,4 olarak kaydedilmiştir."

Bir diğer önemli gösterge olarak ihracatçı firma sayısının, geçen yılın aynı dönemine kıyasla 5 binden fazla artış gösterdiğine dikkati çeken Muş, şunları kaydetti:

"Tüm bu veriler ışığında ülkemiz, açıkça ifade etmek gerekirse, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla oldukça güçlü bir ihracat performansı ortaya koymuştur. 2022 yılının devamında da bu güçlü performansın süreceğine ve ihracatta yeni rekorlara ulaşacağımıza inancımız tamdır. Zira yıllıklandırılmış ihracat rakamımız, 2022 Orta Vadeli Program hedefimiz olan 230,9 milyar doları aşarak 231,9 milyar dolara ulaşmıştır. Hedefimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği üzere 2022 yılında 250 milyar dolar ihracat hedefini yakalamak ve geçmektir."

Rusya-Ukrayna Savaşı

Tüm dünyanın zorlu bir dönemden geçtiğine işaret eden Muş, enerji ve temel emtia fiyatlarındaki artış ve buna bağlı olarak artan enflasyonun küresel bir sorun haline geldiğini vurguladı.

Muş, tedarik zincirlerindeki bozulmalar ve buna bağlı fiyat artışlarının borçlanma sorununu da tetiklediğini ifade ederek, "Tüm bu olumsuz gelişmeler nedeniyle 2022'deki belirsizlikler artmakta olup, küresel ekonomik toparlanmanın ivme kaybetmesi beklenmektedir." diye konuştu.

Güçlü ticari ilişkilerin bulunduğu Ukrayna ve Rusya arasında çıkan savaşın bölgedeki ekonomik aktivite ve siyasal istikrara ciddi bir darbe vurduğuna dikkati çeken Muş, söz konusu gerilimin ülke ekonomisine ve ticaretine olumsuz etkilerine karşı hızlıca adım attıklarını anlattı.

Muş, gerilime yönelik proaktif bir tutum benimsediklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Muhtemel etkilerin azaltılmasına yönelik çalışmalarımızı başlattık ve olayların hemen başında tüm sektörlerimizden temsilcilerle bir araya gelerek istişarelerde bulunduk. Bu kapsamda, Ukrayna-Rusya geriliminin ihracatçılarımız ve nakliyecilerimiz üzerindeki etkilerinin en aza indirgenmesi amacıyla Bakanlığımız bünyesinde iki ayrı masa tesis ettik. TİM, DEİK ve ilgili sektör çatı kuruluşlarıyla eşgüdüm içerisinde, ihracatçılarımızın ödemelerinin temini ve nakliyecilerimizin alternatif güzergahları kullanarak faaliyetlerini sürdürebilmeleri amacıyla 7/24 etkin bir yönetim anlayışı oluşturmuş durumdayız. Kurduğumuz bu yönetim masalarıyla ihracatçılarımızın tahsilat endişeleri ve Türk tırlarının karşılaştıkları sorunların çözümüne yönelik gerekli adımları atıyoruz. Bununla birlikte, tedarik zinciri ve alternatif dağıtım kanalları üzerinde diğer kurumlarımız ve sektör kuruluşlarımızla birlikte, krizin farklı bölge ve sektörlere yayılmasını engellemek amacıyla teknik çalışmalar yürütüyor, alternatif taşıma biçimlerine ve rotalara odaklanıyoruz."

"Bölgesel huzur ve istikrarın yolu ticaretin geliştirilmesinden geçiyor"

Muş, Türkiye'nin de bir parçası olduğu Karadeniz havzasını istikrarsızlığa sürükleyen Ukrayna geriliminin en kısa sürede sona ermesi ve anlaşmazlıkların çözümü için diplomasi ve diyalogun sürdürülmesi temennisinde bulundu.

Bölgesel huzur ve istikrarın yolunun, ticaretin geliştirilmesinden geçtiğini belirten Muş, şöyle devam etti:

"Hem Rusya hem de Ukrayna, Türkiye için önemli ticaret partnerleridir. Söz konusu ülkelerle kurduğumuz ticari bağlar, her geçen gün kuvvetlenmektedir. Keza Ukrayna ile imzaladığımız Serbest Ticaret Anlaşması, ticari entegrasyonumuzun geldiği son noktayı işaret etmesi açısından anlamlıdır. Dahası kurulan güçlü ticari bağlar, sadece ülkeler arasındaki iş birliğini kuvvetlendirmekle kalmayıp, aynı zamanda kültürel yakınlaşma ve dostluğun da gelişmesine imkan sağlamaktadır. Dolayısıyla, ticaretin getirdiği refah artışı müreffeh toplumların inşası için elzemdir. Bu yönüyle ticari bağlar, uluslararası barış ve istikrarın sağlanmasında hayati önemi haizdir. Uluslararası toplumun kalıcı barışın tesisi ve korunması için ticaretin geliştirilmesi ve serbestleştirilmesine yönelik daha kararlı adımlar atması gerektiği de ortadadır. Bu nedenle, önümüzdeki dönemde de bu anlayışla, bölgemizde ve dünyada barışa katkı sunmak amacıyla, ticari ve ekonomik ilişkilerimizin gelişimi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz."

Muş, Türkiye'nin, gerilimin barışçıl yollarla çözüme kavuşturulması için her türlü sorumluluğun gereğini yerine getireceğini, aynı zamanda her iki ticaret ortağını da kaybetmeden süreci atlatmak için gereken adımları atmaya devam edeceğini vurguladı.

"BASBAŞ'ta örnek bir model kurguluyoruz"

Bakan Muş, ihracatla birlikte ekonominin genelindeki başarıların da doğru yolda yüründüğünü gösterdiğine işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:

"2021 yılının son çeyreğinde ekonomimiz yüzde 9,1 büyümüştür. Bu çeyrekte mal ve hizmet ihracatımızda yaşanan yüzde 20,7 oranındaki artışla net ihracatın büyümeye katkısı 4,8 puan olarak gerçekleşmiştir. 2021 yılı genelinde ise Türkiye ekonomisi yüzde 11 büyürken son 10 yılın en güçlü büyüme hızı yakalanmıştır. Net mal ve hizmet ihracatının yıllık büyüme içindeki katkısı 4,9 puan olmuş, bir diğer ifadeyle yıllık büyümemizin yüzde 44,2'si ihracatımızdan kaynaklanmıştır. Bu yüksek performansla Türkiye, verisi açıklanan G-20 ülkeleri arasında 2021 yılı genelinde ve yılın son çeyreğinde en hızlı büyüyen ülke olmuştur."

Öncü göstergelerin de ekonomideki ivmenin devam ettiğini gösterdiğini belirten Muş, sanayi üretimi, PMI endeksi gibi verilerdeki olumlu seyre işaret etti. Muş, "Bu olumlu göstergeler ışığında belirtmek isterim ki, geride bıraktığımız yılda olduğu gibi 2022 yılında da hükümetimiz ve iş dünyamızın el ele vererek başarıya ulaşacağından kimsenin şüphesi olmasın." dedi.

Muş, hükümetin, ihracatçı ve sanayicilerin ihtiyaç duyduğu desteği vermek ve onların başarılarını daha üst seviyelere taşımak için gereken bütün adımları atmayı sürdüreceğini anlatarak, şu ifadeleri kullandı:

"Bu kapsamda, dün itibarıyla fiilen faaliyetlerine başlayan İhracatı Geliştirme AŞ (İGE) ile ihracatçılarımızın kefalet sorunu büyük ölçüde çözülecektir. Tüm altyapı ve teşkilatlanma çalışmaları tamamlanan İGE ile inşallah ihtiyaç duyan bütün ihracatçı firmalarımıza hızla ulaşacağız. Ayrıca, bu ay Batı Anadolu Serbest Bölgemizin (BASBAŞ) altyapı çalışmalarını başlatıyoruz ve burada örnek bir model kurguluyoruz. Sektörle istişarelerimiz, BASBAŞ'ta bilişim sektörü ve yenilenebilir enerji alanında yatırım iştahının oldukça yüksek seyredeceğinin ön sinyallerini veriyor. Ülkemizin dijital ve yeşil dönüşümü konusunda BASBAŞ'ın çığır açacağına ve özellikle bu iki alandaki yatırımlar için kısa zamanda önemli bir cazibe merkezi haline geleceğine yürekten inanıyorum."

"Ülkemiz gerilimden alnının akıyla çıkacak"

Mal ihracatında olduğu gibi hizmet ihracatıyla ile ilgili birçok çalışmayı da hayata geçirdiklerini bildiren Muş, şunları kaydetti:

"Yürütmekte olduğumuz çalışmalarla son olarak hizmet ihracatçılarının Eximbank döviz kredilerine erişim imkanının önünü açtığımızı memnuniyetle belirtmek istiyorum. Biz bu ülkenin potansiyelinden eminiz. Üretici ve ihracatçılarımızın dur durak bilmeden çalıştıklarını sahada bizzat görüyoruz. Ülkemizin küresel ve bölgesel çapta cereyan eden gerilimlerden alnının akıyla çıkacağından en ufak bir şüphemiz yoktur. Tüm dünyanın her anlamda çetin imtihanlardan geçtiği bu zamanlar, ihracatçılarımızın kapasitesini ve zorluklarla mücadele yeteneğini geliştirmekte, bizleri en beklenmeyecek koşullara hazırlamaktadır. İhracatta elde ettiğimiz başarılar da bunun en bariz delilidir."