Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK ev sahipliğinde Ataşehir Grand Sheraton Otel'de düzenlenen Ufuk Avrupa Programı'nın açılış etkinliğine çevrim içi katıldı.

Kovid-19 salgınına karşı her boyutta mücadeleyle geçen son 2 yılın, iş birliği ve dayanışmanın önemini tüm ülkelere gösterdiğini belirten Varank, uluslararası ticarette yaşanan sıkıntıların, bölgesel ilişkilerin kıymetini bir üst seviyeye taşırken, coğrafi yakınlığın öneminin tekrar ortaya çıktığını söyledi. Varank, sanayicilerin, en büyük yatırım ve ticaret ortağı olan Avrupa Birliği (AB) ülkelerine taahhütlerini eksiksiz yerine getirmek için olağanüstü bir gayret gösterdiklerini kaydetti.

Türk sanayisinin AB standartlarına uyum, üretim kalitesi ve taahhütlerini gerçekleştirme noktasında rüştünü ispat ettiğini vurgulayan Varank, böylesine bir süreçte AB ile ilişkileri güçlendirmenin her zamankinden daha elzem olduğunu bildiklerini dile getirdi.

Varank, bu doğrultuda, AB Çerçeve Programları da dahil tüm iş birliği fırsatlarını yakından takip ettiklerine dikkati çekerek, şimdiye kadar dahil oldukları platformlar aracılığıyla 100’den fazla ülkedeki araştırmacıların, Türk araştırmacılarla iş birliği geliştirebilmesine olanak sağladıklarını ifade etti.

Bilim ve teknoloji alanında ortaklıkları artırmaya yönelik ikili iş birliği anlaşmaları imzaladıklarını anımsatan Varank, şöyle konuştu:

"Ülkelerin ilgili kurumlarıyla proje çağrılarına çıkıyor, bilim insanlarının ortak araştırma faaliyetleri yürütebilmelerine olanak sağlıyoruz. Ülkemizin bilim ve teknoloji yeteneğini ulusal ve dış politikadaki önceliklerimiz doğrultusunda geliştirmek için 'bilim diplomasisi' faaliyetlerini devam ettiriyoruz. Ekim 2021'de imzaladığımız katılım anlaşması aslında bunun en somut örneği. Böylece dünyanın en yaygın sivil Ar-Ge ve yenilik programı olan Ufuk Avrupa’ya dahil olduk."

"İlk kez, AB programlarına ödediğimiz katkıdan fazlasını ülkemize kazandırdık"

Bakan Varank, Horizon 2020 kapsamında, 1349 Türk yürütücünün dahil olduğu 948 farklı projenin, AB'den yaklaşık 300 milyon avro fon almayı başardığını belirterek, "Böylece, 2004 yılından bu yana ilk kez, katılım sağladığımız AB programlarına ödediğimiz ulusal katkı payından daha fazlasını ülkemize geri kazandırdık." değerlendirmesinde bulundu.

Avrupa'dan çok sayıda kuruluşun dahil olduğu büyük konsorsiyumlu projeleri 29 Türk koordinatörün yürüttüğü bilgisini veren Varank, Avrupa'nın en prestijli araştırma desteği olarak kabul edilen Avrupa Araştırma Konseyi (ERC) Fonu'ndan faydalanan Türk araştırmacıların oranının da son dönemde ciddi şekilde arttığını kaydetti.

Varank, şimdiye kadar 30 araştırmacının Avrupa Araştırma Konseyi tarafından desteklendiğini aktararak, bunun Türkiye adına çok önemli bir kazanım olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 4 yıl önce, TEKNOFEST’te bilim insanları için bir yurda dönüş seferberliği ilan ettiğini anımsatan Varank, şöyle devam etti:

"Bu doğrultuda, Türk kökenli bilim insanları başta olmak üzere alanının en iyisi araştırmacılara yönelik Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı'nı başlattık. Bu programı kamuoyuna ilan ederken şunu söyledik, 'Türkiye'yi dünyanın her yerinden üst düzey araştırmacılar için cazibe merkezi haline getireceğiz.' Bunu söylediğimizde açıkçası bunun mümkün olamayacağını iddia edenler oldu. Geldiğimiz noktada dünyanın en prestijli üniversitelerinden, Ar-Ge’ye en çok yatırım yapan global şirketlerden ve uluslararası araştırma enstitülerinden 127 bilim insanının çalışmalarını ülkemize taşımayı başardık."

Saygın ve prestijli üniversitelerden 63 yeni araştırmacı geliyor

Varank, bununla da yetinmediklerini dile getirerek, şu değerlendirmede bulundu:

"Halihazırda Türkiye'de çalışmalarını sürdüren başarılı araştırmacılar için de Ulusal Lider Araştırmacılar Programı'nı başlattık. Her iki alanda da 2021 yılında yeni bir çağrıya çıkmıştık. Bu çağrıların değerlendirmelerini tamamladığımızı bu program vesilesiyle duyurmak isterim. Uluslararası Lider ve Genç Araştırmacılar programları kapsamında, daha anlaşılır ya da popüler bir ifadeyle TÜBİTAK'ın tersine beyin göçü programları ile 47'si Türk, 63 yeni araştırmacı daha Türkiye'ye geliyor. ABD, Almanya, Avusturya, Birleşik Krallık, Çin, Fransa, İsveç, Japonya, Rusya olmak üzere 9 ülkeden 27 kıdemli araştırmacı, ülkemizdeki 20 farklı üniversite ve araştırma merkezine katılacak. Bu araştırmacılar Harvard, Huazhong, John Hopkins, Ohio, Osaka, Purdue, Achen, Tokyo ve Tubingen gibi saygın ve prestijli üniversitelerden geliyorlar. Sağlık Bilimleri, Sosyal ve Beşeri Bilimler, Teknik Bilimler ve Temel Bilimler alanlarında çalışmalarını Türkiye'de sürdürecekler."

"Ulusal Lider Araştırmacılar Programı'nda 42 araştırmacıyı destekleyeceğiz"

Ayrıca, 2021 yılı çağrısı ile 12 ülkeden 36 uluslararası genç araştırmacının Türkiye'deki 21 farklı üniversite ve araştırma merkezine katılacağı bilgisini veren Varank, "Bu genç araştırmacılar da Duke, Harvard, Humbold, MIT, Seul, Stanford, Münih, Tokyo gibi başarılı 31 üniversite ve araştırma merkezinden ülkemize geliyor. İlk kez ilan ettiğimiz Ulusal Lider Araştırmacılar Programı kapsamında ise halihazırda ülkemizde araştırmalarını sürdüren 42 araştırmacıyı destekleyeceğiz. Böylece toplamda 105 lider ve genç araştırmacının katkılarıyla ülkemizin bilim, yenilikçilik ve inovasyon ekosistemini daha da güçlendireceğiz." dedi.

Bakan Varank, Ar-Ge ve inovasyon ekosisteminin niceliğini artırmaya odaklandıklarına dikkati çekerek, bunun için Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla yenilikçi politikalar ürettiklerini bildirdi.

Bu politikaların etkili bir şekilde uygulanabilmesinin güçlü finansman mekanizmalarının varlığıyla mümkün olduğunu ifade eden Varank, "Sağladığımız ulusal desteklerin yanında, girişimcilerin ve araştırmacıların uluslararası kaynaklardan da faydalanmalarını teşvik ediyoruz. Bunların başında da AB'nin yürüttüğü Birlik Programları geliyor. Birlik Programları, teşvik ve destek sistemimizin önemli bir ayağını oluşturuyor. Yeni dönemde kurulacak Türkiye Yatırım Platformunun Avrupa Yeşil Mutabakatı'na uyum çalışmalarında ve gerekli finansman imkanlarının oluşturulmasında önemli bir rolü olacağını düşünüyorum. Öte yandan, proje çağrılarının araştırmacılar ve işletmeler tarafından yakından takip edilmesi, yeni fikirlerin geliştirilmesi ve konsorsiyumlara katılım da oldukça kritik bir diğer husus. Birlik Programlarına katılım, sağladığı finansman imkanlarının yanında, Avrupa ile Türkiye Araştırma Alanı'nın bütünleşmesine de aracılık ediyor." diye konuştu.

"Teşvik amaçlı tasarladığımız destek ve ödül programlarına mutlaka başvurun"

Bakan Varank, araştırmacılara ve girişimcilere de seslenerek, şunları kaydetti:

"TÜBİTAK kanalıyla projelerin yazımına hem teknik hem de mali destek veriyor, ortak arayanlara ortak buluyor hatta eğer başarılı olup AB'den fon almaya hak kazanırsanız, alacağınız hibe tutarının belli bir oranına kadar da size para ödülü veriyoruz. Özellikle üniversitelerimizden ve sanayicilerimizden beklentilerimiz var. Düzenlediğimiz yüz yüze görüşme, bilgi günleri, uluslararası proje pazarı etkinliklerine mutlaka katılın. Açılan çağrıları sadece yakından takip etmekle kalmayın, mutlaka çevrenize de duyurun. Ulusal irtibat noktalarımızla iletişimi hiç kesmeyin. Teşvik amaçlı tasarladığımız destek ve ödül programlarına mutlaka başvurun. Böylece, en gelişmiş araştırma altyapılarında alanındaki en yetkin aktörlerle çalışma imkanına erişin, daha çok başarılarla hem Türkiye'ye hem de AB'ye kazandırın."

AB'ye üyelik sürecinde 63 yılın geride kaldığını hatırlatan Varank, Gümrük Birliği Anlaşması'nın kabulüyle başlayan ticari birlikteliğin yeni dönemde çok daha ileri taşınacağına, aynı zamanda karşılıklı doğrudan yatırımların da hız kazanacağına inancının tam olduğunu ifade etti. Varank, "Zaman zaman duraksamalar olsa da Türkiye olarak adaylık başvurusu yaptığımız günden bugüne AB üyelik hedefinden hiç sapmadık. Süreçte karşılaştığımız zorluklar kararlılığımızı etkilemedi. Avrupalı dostlarımızdan da aynı gayreti görmek isteriz." ifadelerini kullandı.

Bakan Varank, AB ile özellikle inovasyon alanındaki ilişkileri daha ileriye taşımak üzere Brüksel'de ortak toplantılar düzenleyebileceklerini, özellikle kadın girişimciliği alanında ortak çalışma fırsatlarını değerlendirebileceklerini sözlerine ekledi.