Edep, adap, üslup...

 

Ben iktidarım,

İstediğimi yaparım…

İstediğimi söylerim…

İstediğimi yaşam tarzını dayatırım…

Beğenmiyorsanız oy vermeyin.

Ben milli iradeyim…

Milli İradeye saygı duyun.

*

Mantık aritmetiğinin böyle yaşandığı bir ülkede,

Sizce demokrasiden söz edilebilir mi?

Demokrasi;

Bağırarak, çağırarak, kitleleri tehdit ederek, muhalefeti dinlemeyerek,

Dahası,

İktidara gelenin her şeyi yapabileceği bir rejim değildir.

*

Demokrasi;

Eşitliklere, özgürlüklere, insan haklarına…

Etnik, kültürel ve inançsal farklılıklara saygı duyan,

Hak, hukuk, adalet ve demokratik kuralların geçerli olduğu bir rejimdir.

Çünkü demokrasinin vazgeçilmezi,

“Diyalog ve uzlaşma” kültürüdür.

*

O nedenle.

İktidar ve muktedir olanlara soruyorum.

“Temiz toplum” diyorsanız;

Hırsızlığa, yolsuzluğa, rüşvete, ihaleye fesat karıştırılmasına, ayakkabı kutusuna ve para sayma makinası ile bütünleşenlere geçit vermeyeceksiniz.

*

“Kul hakkı” diyorsanız;

İşçinin, emeklinin, esnafın ve memurun hakkını tam ödeyeceksiniz.

*

“İnanç özgürlüğü”  diyorsanız;

Cami için yaptığın haklı kavgayı, Cem evi için de yapacak…

Bakara-Makara diyerek dinle dalga geçmeyeceksiniz.    

*

“İnsan hakları” diyorsanız;

İnsanların örtüsü, eteği, elbisesi ile uğraşmayacaksınız,

*

“Düşünce özgürlüğü” diyorsanız;

Kendiniz için dilediğiniz özgürlüğü başkaları için de dileyeceksiniz.

*

“Adalet, hak ve hukuk” diyorsanız;

Suçluluğu kanıtlanmayan insanlar için hüküm vermeyeceksiniz.

*

“Hoşgörü” diliyorsanız;

Eleştireni mahkemelerde,

Yazarı, çizeri hapishanelerde süründürmeyeceksiniz.

*

“Demokrasi” diyorsanız;

Sana karşı olanların üstüne kolluk kuvvetlerini gönderip,

Mahalle baskısı yetmeyince,  savcı, hâkim ve hapishane gözdağıyla,

Kendi vatandaşınızı korkutmayacaksınız.

*

“Ayrımcılığa” karşıyım diyorsanız;

Mısırlı Esmaya insanlık adına sahip çıkarken,

Berkin’e, Burak’a, Ali İsmail’e ve Polis Ahmet’e de aynı duyarlılığı göstereceksiniz.

*

“Örgütlü toplum” diyorsanız;

Örgütlenenleri lanetleyip TOMA’lardan su ve gaz sıkıp, insanları copla dövmeyeceksiniz.

*

“Eğitim hakkı” diyorsanız;

Bilime inanacak, eğitilmişe saygı duyacak, kindar nesil diye tutturmayacaksınız.

*

“Kültür, sanat, edebiyat” diyorsanız;

İnsanların kültürünü, inancını, müziğini, edebi- yatını, geleneklerini, göreneklerini hayatın renkleri olarak görüp kimseyi aşağılamayacaksınız.

*

“Çağdaşlık, ilericilik,  AB” diyorsanız;

Anayasa mahkemesinin “evrensel” dediği twitter kararına “milli değil” yorumu yapmayacaksınız.

*

“Çözüm, barış, analar ağlamasın” diyorsanız;

Habur’da, Oslo’da, İmralı’da, Kandil’de PKK militanları ve onların siyasi sözcüleri ile pazarlık yapmayacaksınız.

*

Uzun lafın kısası;

“Edep, adap, üslup” diyorsanız;

30 Mart seçim sonuçlarının çıkardığı tablo ile alternatifiniz olmuş MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanı olmaz, olamaz, olamayacak” tespitine;

Kin, Nefret, İntikam, Korku, Endişe, Hırs içinde Siyaset adamına yakışmayan bir üslupla, “haddi aşan” cümleler kullanmayacaksınız.

Ya da,

“Ben istediğimi yaparım arkadaş” diyorsanız,

Diyalog, insan hakları, hukuk, adalet ve uzlaşma kelimelerini asla kullanmayacaksınız.

Çünkü bunlar Demokrasinin yakınından bile geçmez.