Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması kararını desteklemediğini ancak kınamanın da kendisine düşmediğini söyledi.
Macron ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahugörüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Fransa ile İsrail'in önemli müttefikler olduğunu belirten Macron, "Bu basın toplantısına, son saatlerde ve günlerde İsrail'e yapılan her türlü terör saldırısını kınayarak başlamak istiyorum. Fransa, İsrail'i ve İsrail halkına saldıran her şeyi en şiddetli ve en açık bir şekilde kınıyor." dedi.
Macron, aynı şekilde bölgede barışın İsrail ile Filistin arasında müzakere yürütülerek sağlanabileceğini ifade etti.
Fransa’nın Ortadoğu bölgesinde barışın sağlanmasına önem verdiğini ve çözümün iki devletli olduğunu belirten Macron, "İsrail’e yapılan saldırıları kınıyorum, Trump'ın Kudüs kararını onaylamıyorum ama kararı kınamak bana düşmez." değerlendirmesinde bulundu.
Macron, Netanyahu ile Lübnan meselesini de ele aldıklarını ifade ederek, İsrail'in güvenliği için Lübnan'daki sorunların çözümünün önemli olduğunu dile getirdi.
Terörle mücadele konusunda İsrail ile beraber çalışacaklarını bildiren Macron, Netanyahu'ya hitap ederek, "Bir şans ver ve Filistinlilere bir jest yap." dedi.
Macron, "jest" ifadesini genişleterek, "Yerleşim birimleri projelerinin durdurulması ve Filistinli yetkililerin güvenini kazanmak için önlemler alınmalı. Bunu Netanyahu ile konuştuk." bilgisini aktardı.
"Netanyahu'ya ABD Başkanı Trump'ın kararının uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve bölgedeki barış için tehlikeli olduğunu söyledim." diyen Macron, çözümün iki ülkenin barış içinde yan yana yaşaması olduğunu dile getirdi.
Netanyahu ise Macron ile Ortadoğu'daki saldırıları durdurma konusunda anlaştıklarını, bu konuda İran'ı engellemek için kendilerine düşeni yapmaya hazır olduklarını belirtti.
Gazze ve Yemen'deki saldırıların sonlanması gerektiğini savunan Netanyahu, "Kudüs İsrail'in başkenti ve başka hiçbir ülkenin başkenti olmamıştır. Filistinliler bunu kabul ettiği zaman barış sağlanabilir." iddiasında bulundu.
Netanyahu, İran'ın İsrail ile ilgili iki yeni hedefi bulunduğunu öne sürerek, bunlardan birinin İsrail'i yok etme amaçlı Suriye'de kuracağı kara, hava ve deniz gücü olan bir askeri üs, ikincisinin ise Lübnan'a 100 bin füze ve mühimmat yerleştirmek olduğunu savundu.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı bölgesel meseleleri her zaman konuşmaya davet ettiğini dile getiren Netanyahu, Abbas'ın barış istemesi durumunda kendisiyle konuşabileceğini söyledi.
Netanyahu, bölgede radikal bir değişimin olduğuna işaret ederek terörle mücadele konusunda birçok Arap ülkesinin, İsrail'in bir düşman olmadığını aksine vazgeçilmez bir müttefik olduğunu anladıklarını iddia etti.
Mogherini-Netanyahu görüşmesi
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, "Tek gerçekçi çözüm, Kudüs'ün iki devletin de başkenti olmasını sağlayacak şekilde, 1967 sınırları çerçevesinde iki devletli çözümdür." dedi.
Mogherini ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Brüksel'de AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarıyla çalışma kahvaltısında bir araya gelmeden önce basın toplantısı düzenledi.
Netanyahu'nun ziyaretini "tarihi bir fırsat" olarak değerlendiren Mogherini, 22 yıldır bir İsrail başbakanının AB kurumlarına ziyaret düzenlemediğini hatırlatarak, bu sürenin "dostlar ve ortaklar" için çok uzun bir süre olduğuna dikkati çekti.
Netanyahu'nun AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarıyla bir araya geleceğini belirten Mogherini, görüşmede ana gündem maddelerinin Ortadoğu barış süreci, güçlü AB-İsrail ikili ilişkileri ve bölgesel konular olacağını kaydetti.
Mogherini, Netanyahu'nun ziyaretinin önemli bir dönemde gerçekleştiğine işaret ederek, "İsrail-Filistin sorununa kapsamlı ve sürdürülebilir bir çözüm bulmak İsrail'in çıkarları için, özellikle güvenlik çıkarları için önemli. Bu nedenle AB uluslararası alanda ve bölgedeki müttefikleriyle beraber barış sürecinin tekrar başlatılması için çabalarını arttıracak." değerlendirmesinde bulundu.
AB'nin çözüme ilişkin tutumunun net olduğunu vurgulayan Mogherini, "Tek gerçekçi çözüm, Kudüs'ün iki devletin de başkenti olmasını sağlayacak şekilde, 1967 sınırları çerçevesinde iki devletli çözümdür." diye konuştu.
Mogherini, bölgede gerginliğin artmasının engellenmesi gerektiğini belirterek, gerek Avrupa'da gerek İsrail'de Yahudileri hedef alan saldırıları kınadığını ifade etti.
- "Trump gerçekleri ortaya koydu"
AB'nin daveti üzerine Brüksel'e geldiğini anlatan İsrail Başbakanı Netanyahu, Avrupa ve İsrail'in "önemli müttefikler" olduğunu, güvenlik, refah ve barış için birlikte çalıştığını söyledi.
İsrail istihbaratının Avrupa topraklarında birçok terör saldırısını engellediğini belirten Netanyahu, terörle mücadele konusunda AB'yle çalışmaya devam edeceklerini aktardı.
Netanyahu, "İsrail ve Avrupa arasındaki ortaklık hayati öneme sahip. Bu ortaklık hem İsrail için hem de Avrupa için önemli." dedi.
Filistin'e "100 yıldır barış için el uzattıklarını" savunan Netanyahu, buna karşın sürekli saldırılara uğradıklarını iddia etti.
Netanyahu, "Filistin halkı İsrail'in varlığını ve tarihini inkar ediyor. Kudüs 3 bin yıldır İsrail halkının başkenti olmuştur." ifadesini kullandı.
Yahudilerin Kudüs'le bağlantısını hiçbir zaman kaybetmediğini kaydeden Netanyahu, "Ancak bu bağlantı tarihi ve tarihi gerçekleri inkar etmeye çalışan Birleşmiş Milletler platformlarında, UNESCO'da ve gülünç kararla inkar edilmeye çalışılıyor." yorumunu yaptı.
Barışın ancak gerçekleri kabullenerek inşa edilebileceğini savunan Netanyahu, "(ABD Başkanı Donald) Trump sadece gerçekleri net bir şekilde ortaya koydu." dedi.
Netanyahu, ABD yönetiminin İsrail-Filistin sorunu noktasında yeni bir barış girişimi için öneri sunacağını belirterek, Filistinlilerin Yahudi devletinin varlığını ve bu devletin başkentinin Kudüs olduğu gerçeğini kabullenmesi gerektiğini öne sürdü.
Netanyahu, "Ben inanıyorum ki şu anda henüz bir anlaşmaya varmamış olsak da tüm Avrupa ülkeleri büyükelçiliklerini Kudüs'e taşıyacak ve Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyacak." ifadelerini kullandı.
