İran'da yayımlanan Kar ve Karger Gazetesi'ne konuşan Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, "ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, tam bir savaş taraftarı. O ve John Bolton'un Dışişleri Bakanlığı ve ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'nde olmaları Trump'ın nükleer anlaşmadan çıkmasıyla neticelendi. Bolton, Tahran-Washington siyasi görüşmelerinin önünü keserek Trump'ı nükleer anlaşmadan ayrılmasına böylece ABD Başkanı'nın masasında sadece askeri çözümün kalmasına çalıştı." dedi.

"Biden'le defalarca görüştüm, iyi tanışırız" 

Trump yönetiminin İran'a karşı savaş açmaya güç yetiremeyeceğini savunan Zarif, Barack Obama döneminde Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Biden'la kongrede senatör olduğu dönemde defalarca görüştüğünü belirtti.

Trump ve ABD başkanlık seçimi adayı Joe Biden'ın İran rejimini değiştirmeyi istediklerini fakat bunu gerçekleştiremediklerini kaydeden Zarif, "Biden'la iyi tanışırız. Biden da İran rejimini istemez. Trump'la Biden arasındaki fark şu ki; Biden, İran rejimini değiştirmeye güçlerinin yetmeyeceğini bilir. Fakat Trump bunu bilmiyordu. Biliyorduysa da birileri onu İran'la felakete yol açacak bir savaş için tuzağa düşürmeye çalıştı." açıklamasında bulundu.

ABD yönetiminin ülkesine yönelik uyguladığı ekonomik yaptırımı ekonomik terör olarak nitelendiren Zarif, "Nükleer anlaşma masasından biz kalkmadık, ABD kalktı. Washington yönetiminin masaya oturması için şartları yerine getirmesi gerekir." şeklinde konuştu.

ABD'nin İran'a yönelik yaptırımları

ABD Başkanı Donald Trump, 8 Mayıs 2018'de nükleer anlaşmadan çekildiğini duyurmuş ve İran'ın ABD dolarına erişimini, devlet tahvili satmasını, altın ve diğer değerli madenler ile çelik, alüminyum, kömür gibi metallerle ticaret yapmasını ve yolcu uçağı ya da parçalarını ithal etmesini engelleyen yaptırım paketini 3 ay sonra resmen hayata geçirmişti.

ABD'nin İran'a yönelik ikinci yaptırım paketi, 180 günlük sürenin dolmasının ardından 5 Kasım 2018'de devreye girmişti.

Buna göre, İran Ulusal Petrol Şirketi, İran Petrol Ticaret Şirketi ve Ulusal Tanker Şirketine uluslararası kısıtlamalar getirilirken, ekonomisi büyük ölçüde petrole dayalı İran'dan petrol ve ürünlerinin satışına yaptırımlar uygulanmıştı.

Tahran yönetimi, ABD'nin nükleer anlaşmadan çıkmasının uluslararası hukuka aykırı olduğunu savunarak, Washington yönetimini masaya dönmeye davet etmiş, şart olarak da ABD'nin yaptırımlara son vermesini dile getirmişti.