Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, “Asker olmaya zorlanan, savaştırılan ve güvenli bir ortamdan uzak büyüyen çocuklar için her devlet gerekli önlemleri almak ve koşulları iyileştirmekle yükümlüdür. Yine devletlerin sağlık ve eğitim imkanından uzak çocuklar için de önlemler alması gerekiyor” dedi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Yanık, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının himayelerinde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve UNICEF iş birliğinde gerçekleştirilen 22. Ulusal Çocuk Forumuna katıldı. Özel bir otelde gerçekleştirilen forumda açılış konuşması yapan Bakan Derya Yanık, dünyada birçok çocuğun çağın gerisinde kaldığını ve devletlerin bu konuda önlem alması gerektiğini söyledi.

“Devletlerin sağlık ve eğitim imkanından uzak çocuklar için önlemler alması gerekiyor”

Dünya Çocuk Hakları Günü sebebiyle düzenlenen 3 günlük forumda konuşan Bakan Yanık, “Çocuk Hakları Günü 20 Kasım 1989’da imzalanan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin yıldönümünde kutlanıyor. Türkiye, bu sözleşmeyi 1990 yılında imzalayan 43. ülke. Özellikle savaş ve yoksulluğun baskın olduğu coğrafyalarda çocukları korumak ve yaşam şartlarını iyileştirmek için hazırlanan sözleşme, evrensel bir nitelik taşıyor. 18 yaşın altındaki her bireyi çocuk olarak belirleyen sözleşme, dünya çocuklarının temel haklarını güvence altına almayı hedefliyor.

Sözleşmeye göre, çocukluklarını yaşayamadan birer yetişkin gibi yaşam mücadelesinin içine atılan, çalıştırılan, asker olmaya zorlanan, savaştırılan ve güvenli bir ortamdan uzak büyüyen çocuklar için her devlet gerekli önlemleri almak ve koşulları iyileştirmekle yükümlüdür. Yine devletlerin sağlık ve eğitim imkanından uzak çocuklar için de önlemler alması gerekiyor. Bizler ‘Çocuğun üstün yararı’ ilkesini benimseyen bir ülke olarak bu sözleşmeyi oldukça önemli görüyor ve sözleşmenin gereklerini her bir çocuğumuz için uygulamaya çalışıyoruz” diye konuştu.

“HEPİMİZ ATIK YÖNETİMİ YAPMAK ZORUNDAYIZ”

Teknolojinin gelişmesiyle insanların birçok imkana kavuştuğunu ancak bu imkanlarla sorumluluklarında arttığını belirten Bakan Yanık, “Artık yaşanabilir bir dünya için, eskiye nazaran bir insanın sahip olması gerekenden çok daha fazla, çok daha çeşitli ve nitelikli bir sorumluluk anlayışı gerekli. Kendimize, büyüklerimize, topluma ve devletimize karşı olan sorumluluklarımızın yanında doğaya ve canlılara karşı da yükümlülüklerimiz söz konusu. Cumhurbaşkanının eşi Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde yürütülen Sıfır Atık Projesi, böyle bir sorumluluk anlayışının ürünü. Doğamız ve geleceğimiz açısından çok kıymetli ve başarılı olan bu projede biz de bakanlık olarak birçok başlıkta yer alıyoruz. Sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde atıklarımızı kontrol altına almak, gelecek nesillerimize temiz, yaşanılabilir bir dünya bırakmak için artık hepimiz atık yönetimi yapmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

‘DAHA TEMİZ BİR DÜNYA İÇİN EL ELE’

Atık kavramının artık değişmesi gerektiğini ve bu konuda çalışmalar yürüttüklerini belirten Bakan Yanık, “Bizler 81 ilimizde Çocuk Hakları Komitelerimiz aracılığıyla 1 Temmuz 2019 ile 31 Aralık 2019 tarihleri arasında sıfır atık projemizi gerçekleştirdik. ‘Daha Temiz Bir Dünya İçin El Ele’ kampanyamız doğrultusunda Çocuk Hakları Komitesine üye çocuklarımız sıfır atık konusunda eğitim aldılar bu eğitimleri arkadaşlarıyla paylaştılar. Bugün de bu bilinçle hareket ediyorlar. Komitelerdeki çocuklarımız, atık toplama tesislerine geziler düzenlediler, atıkların dönüşüm yolculuğunu gözlemlediler. Gezilerle park, sahil, bahçe ve ormanlarda çevre temizliği yapıp, atıkları ayırarak, ilgili tesislere iletme konusunda büyük çaba gösterdiler. Bilinçli ve duyarlı olmaktan kastımız biraz da bu aslında, yerinde tecrübe etmek ve elini taşın altına koymak, sorumluluk almak. Bu proje sayesinde genç kardeşlerimiz önemli bir gözlem ve tecrübe edinme imkanı buldular” dedi.

1386 ZARARLI İÇERİĞE MÜDAHALE EDİLDİ

3 gün boyunca sürecek olan forumun temasının ‘Dijitalleşen Dünyada Çocuk’ olarak belirlendiğine dikkat çeken Yanık, “Bugün başlayacak olan Forum’un konusu itibariyle yoğunlaştığı dijital dünya da artık ciddi anlamda politika üretmemiz, hizmet geliştirmemiz gereken bir alan. Hatta dijital dünya bazı noktalarda o kadar hayati bir öneme sahip ki, biz prensip olarak hizmet modellerimizin her birini dijital dünyaya entegre etme yükümlülüğünü hissetmeye başladık. Ancak bu entegrasyonu sağlarken güvenli dijital ortamlar oluşturulmasına da dikkat ediyoruz. Örneğin, çocukların dijital ortamlar üzerinden karşılaşabilecekleri risklerin tespit edilmesi ve önleyici çalışmalar yapılması amacıyla Bakanlığımız bünyesinde ‘Sosyal Medya Çalışma Grubu’ oluşturduk.

Sosyal Medya Çalışma Grubu; çocukların gelişimlerini olumsuz yönde etkileyecek, çocuklara yönelik ihmal ve istismar ihtimali söz konusu olan içeriklere paydaş kurumlar Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı iş birliğinde müdahale ediyor. Bu grubumuzca yapılan çalışmalar sonucu 2021 Kasım ayı itibariyle bin 368 içeriğe müdahale edildi” ifadelerine yer verdi.

“ÇOCUKLARIN DİJİTAL RİSKLERDEN KORUNMASI DA BİZİM İÇİN HAYATİ ÖNEMDE”

Dijital dünyanın sanal gerçekliğini sosyal hayatın doğal gerçekliğiyle birlikte yaşanması gerektiğini ikisinin entegre bir şekilde kullanılmasının daha sağlıklı olduğunu belirten Bakan Yanık şöyle devam etti:“Ekranla Değil Akranla Büyüsün Çocuklar ismiyle de bir kampanya yürüttük. Bu kampanya kapsamında, tanıtım faaliyetleri, sosyal-kültürel etkinlikler, sanatsal ve sportif faaliyetler yer aldı. Çocuklara ve ailelere yönelik eğitim, seminer ve konferanslar düzenledik. 2021 Kasım itibariyle 182 bin 123 çocuk ve 18 bin 160 aile kampanyada yer alan faaliyetlere katılmış oldu. 0-6 yaş grubu çocukların teknolojiyle sağlıklı bir şekilde tanışması, çocukların dijital risklerden korunması da bizim için hayati önemde. Bu çerçevede çocuklarımızın dijital risklerden korunması ve onlara mahremiyet bilincinin kazandırılması için özel kreş ve gündüz bakımevi çalışanları ile bu kuruluşlardan hizmet alan ailelere de eğitimler veriyoruz.

Yine 2021 yılı Kasım ayı itibariyle 8 bin 285 veli 7 bin 486 personel olmak üzere toplam 15 bin 771 kişiye Dijital Risklerden Korunma Eğitimi verdik. Tüm bu çalışmaların yanında, basılı ortamda bulunan zararlı içeriklerle ilgili de çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bunun için RTÜK, ilgili Emniyet birimleri gibi birçok kurum ve kuruluşla aktif bir işbirliği halindeyiz.”

(Ömer Faruk Karataş - Yunus Özkan /İHA)

Kaynak: iha