Yolsuzlukla beraber işçiyi de sıfırlıyorlar!

Dün 1 Mayıs'ı kutladık;

Yani Tuzla tersanelerinde göz göre göre ölen işçilerin bayramını...

Yani Zonguldak'taki kömür ocaklarında göçük altında kalıp yaşamını yitiren madencilerin bayramını...

Yani kot taşlama atölyelerinde yakalandığı kanser hastalığına yenik düşen emekçilerin bayramını...

Yani sigortasız çalıştığı için hastane odalarında rehin kalan işçilerin bayramını...

*

Evet, dün 1 Mayıs'ı kutladık;

Emeğin, ekmeğin, alın terinin bayramını.

Oysa bayram alnının teri kurumadan karşılığını alabiliyorsan bayramdır.

Oysa bayram ücret artışın ve fazla çalışma ücretin tam olarak ödeniyorsa bayramdır...

Oysa bayram sigortalı çalışanların primi ücretiyle paralel ödeniyorsa bayramdır...

Oysa bayram iş kazalarında Avrupa'da birinci, dünyada ilk on ülke arasında olmadığımız zaman bayramdır.

Kısaca bayram iş Kanunu'nun işler olduğu gün bayramdır.

Yoksa sen Taksim'e çıkamamışsın,

Ya da iktidar seni Taksim'e çıkarmamış; hepsi hikâye...

*

Bakın Mesela,

Tarihte bir benzeri yaşanmış mıdır bilmiyorum ancak,

Ülkemiz 17 Aralık sonrası yeni yeni kavramlar,

Yeni yeni tanımlar,

Ve yeni yeni deyimlerle tanıştı.

Örneğin; Paralel yapı...

Para sayma makinası ve kasaları...

Turpun büyüğü...

Milli İrade...

Para sıfırlanması...

Kaset, tape, montaj, dublaj...

Bilim kurullarının değil Bilişim Bakanının hislerine göre aklanan konuşmalar...

Trafoya giren kediler...

*

Peki, ne oldu?

Biz devleti soyanların "hesap yerinin sandık değil yargı" olduğuna inanarak,

Yapanın yanına "kar kalmayacağını" düşünüp,

Adalet'i Türkiye de "kadın adı" zannedenlere inat,

Sıfırlayanlarında bir gün sıfırlanacağına inanıyorduk ki,

Yine ters köye olduk.

Evet...

Kutuları, kasaları, arazileri, ihaleleri, havuzları, villaları, bakar makaraları sıfırlamak için elinden geleni ardına koymadılar.

Önce asrın yolsuzluk davası "Deniz Fenerini" hakkında takipsizlik kararı verdiler...

Sonra ki takipsizlik TOKİ davası için geldi.

Ardından 17 Aralık sürecinde yargılanan iş adamı Ali Ağaoğlu ve Bayındırlık eski Bakanı Erdoğan Bayraktarın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar için verildi takipsizlik kararı.

Tabi bunların üzerin birde ülkeyi çözülme sürecine götürenlere hizmet eden Akiller hakkında veriline takipsizlik var ki,

Tek kelimeyle çiçek diktiler.

*

Şimdi gelin "Gezici Araştırma Şirketi" tarafından yapılan ankete bir göz atalım;

Yüz işçiden 63'ü hiç tatile gitmemiş...

Yüz kişiden 68'i hayatından memnun değilmiş...

Yüz kişiden 71'i gelecekten umudunu kesmiş...

Yüz kişiden 55'i çalıştığınız işle ilgili sosyal güvencesinin olmadığını söylemiş...

Yüz kişiden 51'i işini kaybetme korkusu yaşıyormuş...

Yüz kişiden 40 kişisi çalıştığı işyerinin çalışma koşullarından memnun olmadığını söylemiş.

Dahası,

Yüz kişiden 63'ü gerilime gerek yok, Taksim'de kutlanmasa da olur demiş.

Durun canım dünyanın her yerinde durum böyle değil,

İsviçre; dünyanın en yüksek asgari ücreti için,

18 Mayıs'ta referanduma gidiyormuş..

Eğer sonuç "evet" çıkarsa,

İsviçre'de işçiler 9 bin 728 TL civarı ücret alacaklarmış.

İşte her gün bayram diye buna derim.

Yolsuzluklarla birlikte Türk işçilerini de sıfırlayanlara duyurulur.