Siz neyin peşindesiniz Paradigmacılar?

Onlardı "demir dağı" eriten...

Onlardı Ergenekon'dan çıkan.

Haçlılara onlar siper etti göğsünü bu topraklar uğruna...

Bizans kapılarına "ya sen beni alacaksın, ya ben seni" diye onlar dayandı...

Onlar yürüttü "gemileri" İstanbul surlarından denize...

Kürşat'la birlikte Çin sarayı"nı basan kırk çeriydi onlar...

Onlar yazdı "milli mücadele" döneminin destanlarını...

Çünkü onlar "mazlum bir milletin" ilk uyanışı, ilk ayağa kalkışıydı.

Onlardı özgürlük ve yeniden diriliş adına "Vey Irmağı"nda atlarını sulayan...

Onlardı "hükümran" oluşa doludizgin at sürerken, "Orkun ırmağı" boyunca taş dizen.

Ve onlardı o taşlara "hitabeler" yazan.

*

Göktürkler, Uygurlar, Oğuzlar, Peçenekler...

Bin bir zafer eklediler Türkün yüce tarihine.

Ne demişti Bilge Kağan:

"Türk budunu işitin; üstte mavi gök çökmezse, altta yağız yer delinmezse senin elini, töreni kim bozabilir?"

Ancak gelin görür ki;

Ne mavi gök çöktü...

Ne de yağız yer delindi ama.

Türk milleti ve milliyetçilerinin içine sızan devşirmeler,

Ayrışma, bozgun, kin ve nefreti tetikleyerek,

Birliği bozdu, dirliği bozdu, töreyi bozdu, terbiyeyi bozdu.

*

Şimdi sorarım sizlere;

O zaman neden koptuk Tanı Dağları'ndan?

Ya da neden aktık sel misali Hıra Dağı'na?

Ve neden geldik,

Bir ağustos sabahı "Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan" bu topraklara?

Şimdi bir kez daha düşünün lütfen,

Neden "siyaset ve kültür seracılığı" ortamında üretilen,

Hormonlu "paradigma" dayatmaları peşinden koşar olduk.

Tamam.

Sümerlerden, Hititlerden, Sapartalılardan...

Selçuklulardan, Romalılardan, Osmanlılardan bu yana,

İnsan ve ihanet hep vardı.

Ve biliyoruz ki,

Vefa birileri için gerçekten sadece bir semt adıydı.

Ülkemiz 13 yıl içinde parçalanıp...

Geleceğimiz pusuya düşürülmüşken!

Söyler misiniz Allah aşkına

Siz neyin peşindesiniz Paradigmacılar?