Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘’15 Temmuz’da fiilen ömrünü dolduran parlamenter sistemin zaaf ve zayıflıkları reformcu ve demokratik bir mücadelenin ilhamıyla aşılmış, yeni bir sistemin kurulması sonucunda da kalıcı olarak telafi edilmiştir’’ dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli mahalli idareler seçimleri sonrası teşekkür ziyaretleri kapsamında Karaman Belediyesine ziyarette bulundu.

MHP Lideri Bahçeli'nin Karaman'daki konuşması şu şekilde:

Aziz Vatandaşlarım,

Saygıdeğer Karamanlı Kardeşlerim,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Muhterem Hanımefendiler, Beyefendiler,

Hepinizi en derin sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Karaman’da yaşayan her kardeşimi hasretle, muhabbetle kucaklıyorum.

Aziz milletimize şükranlarımı sunuyorum.

Karaman’ın gönlümüzde muazzam bir yeri vardır.

Karaman Müslüman Türk milletinin gurur tablosu, ortak paydasıdır.

Tam 742 yıl önce, Karamanoğlu Mehmet Bey’in yayımladığı ”Bugünden sonra hiç kimse sarayda, divanda, meclislerde ve seyranda Türk dilinden başka bir dil kullanmaya” fermanı hem Türkçe’nin hem de büyük Türk milletinin iftihar vesikasıdır.

Karaman anamızın ak sütü olan Türkçe’nin bayraklaştığı vatan köşesidir.

Bu vesileyle Türkçe sevdalısı aziz ceddimizi hürmet ve rahmetle yad ediyor, hepsinin kabirleri nur, mekanları cennet olsun diyorum.

Karaman, dünyayı Türkçe okuyuşumuzun karar ve kavşak noktasıdır.

Dil bir medeniyettir, dil bir kültürdür, dil yaşayan bir varlıktır.

Karaman 31 Mart’ta Türkçe bir duruş göstermiştir.

Karaman 31 Mart’ta mazluma ümit, zalime korku salmıştır.

Hepinizle gurur duyuyorum, hepinizden Allah razı olsun diyorum.

31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinde partimizin siyasi sorumluluğuna emanet edilen belediyelerimizi “Teşekkür-Tebrik-Takdir” temasıyla planladığımız ziyaret programlarının yedinci durağında Karaman’da bulunmak heyecan vericidir.

Sizlerin güvenini boşa çıkarmayacağız.

Umutlarınızı soldurmayacağız.

Karaman’ı hayal kırıklığına uğratmayacağız.

31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’ne oy veren, belediye başkan adaylarımızı destekleyen Karamanlı kardeşlerime teşekkür ediyorum.

Karaman Belediye Başkanımız Sayın Savaş Kalaycı’yı,

Ayrancı Belediye Başkanımız Sayın Yüksel Büyükkarcı’yı,

Ermenek Güneyyurt Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Arı’yı,

Kazımkarabekir Belediye Başkanımız Sayın Recep Boyacıoğlu’nu huzurlarınızda tebrik ediyorum.

31 Mart seçim sürecinde üstün bir mücadele ruhuyla çalışan tüm dava arkadaşlarımızı ve parti teşkilatlarımızı içtenlikle takdir ediyorum.

Karaman’ın ehline emanet edilmesinden memnuniyet ve mutluluk duyuyorum.

Karaman’da sıra MHP’dedir, sorumluluk MHP’dedir, görev MHP’dedir.

Sorumluluğumuzun gereği neyse yapacağız, görevimizi harfiyen yerine getireceğiz.

Buna inanınız, bundan emin olunuz.

Azı çok yapmak, eksiği tamamlamak, gediği onarmak, ihtiyacı gidermek, beklentileri karşılamak bizim harcımızdır, bizim gayemizdir, bizim haysiyetimize emanettir.

Karaman ve Türk milletine aşkla hizmet edeceğiz.

Yolumuzdan dönmeyeceğiz, yürüyüşümüzden vazgeçmeyeceğiz, çağı, gelişmeleri, alemi Türkçe okuma ve yorumlama kararlığımızdan taviz vermeyeceğiz.

Biz Milliyetçi Hareket Partisi’yiz.

Türklük ve Türkiye sevdalısı inanmış yürekleriz.

Azim ve irademiz Türk milletinin yükselişidir.

Başarmak dışında ikinci bir seçeneğimiz yoktur.

Yılgınlığa düşmeden mücadelemizi sürdüreceğiz.

İnanıyorum ki, Karaman MHP’li kadrolarla altın çağını yaşayacak, muazzam bir ivme yakalayacaktır.

Çünkü Karaman her şeyin en güzeline layıktır.

Değerli Vatandaşlarım,

Saygıdeğer Dava Arkadaşlarım,

Türk milletinin kutlu özlemleri vardır.

Muazzam ülküleri, üzerinde titrediği bir ülkesi vardır.

Varlığını ve birliğini korumak için sarsılmaz bir irade kuvveti bulunmaktadır.

Üzerinde yaşadığımız vatan coğrafyasının ve sahip olduğumuz tarihi birikimin omuzlarımıza yüklediği sorumluluklar çok açıktır ve vicdanımızda mahfuzdur.

Kim hangi yalanı söylerse söylesin, nasıl bir yanlışa düşerse düşsün, muhafaza etmek zorunda olduğumuz bir bekamızın olduğu kuşkusuzdur.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi milli bekamıza yönelik saldırıların engellenebilmesi, ülkemizin içine girdiği karanlık tünel ve çok sarsıntılı türbülanstan çıkabilmesi için inşa ve ihya edilmiştir.

Bu sayede tıkanan, tekleyen, yozlaşan eski yönetim sistemi yenisiyle değiştirilmiştir.

15 Temmuz’da fiilen ömrünü dolduran parlamenter sistemin zaaf ve zayıflıkları reformcu ve demokratik bir mücadelenin ilhamıyla aşılmış, yeni bir

sistemin kurulması sonucunda da kalıcı olarak telafi edilmiştir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi macera değil, mecburiyettir.

Aziz milletimiz istikbalini bu yeni hükümet sistemiyle tayin ve temin edecektir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi varoluş gayemizin milli ve stratejik güvencesi, büyük Türkiye hedefinin hukuki ve ahlaki güç kaynağıdır.

Türkiye’nin karşısında saf saf dizilen karanlık çevrelerin koro halinde ve ağız birliği içinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni karalamaları boşuna değildir.

Maksat arızalıdır, ahlaken çarpıktır.

Gezi Parkı’nda üç-beş ağaç bahanesini kılıf yaparak organize ve geniş katılımlı toplumsal bir kalkışmayı provoke eden failler yeni sistemden rahatsızdır.

6-7 Ekim olaylarıyla isyanı deneyenler yeni sistemden şikâyetçidir.

Doğu ve Güneydoğu il ve ilçelerimizde çukur açanlar, hendek kazanlar, barikat dikenler, vatan evlatlarımızı şerefsizce şehit edenler yeni sistemden huzursuzdur.

15 Temmuz FETÖ darbe ve istila girişiminin içinde ve etrafında olanlar, siyasi arka planını oluşturanlar yeni hükümet sisteminden memnuniyetsizdir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin gerek halkoyu sürecinde, gerekse de 9 Temmuz 2018’de resmen uygulamaya geçmesiyle bilhassa dış güçler siyasi, ekonomik ve diplomatik tehditlerini derinleştirmişlerdir.

Türk milletinin irade ve istiklaline müessir düzeyde sahip çıkması meşum odakları ürkütmüş, sinsi ve sabırları zorlayan arayışlarını hızlandırmıştır.

Bu arayışların özünde Türkiye’nin derlenmesinden, toparlanmasından, kendine gelmesinden duyulan kaygı yatmaktadır.

Uyanan devin üzeri örtülmek istenmektedir.

Kaderimize yön ve istikamet verme azmimizin kırılması amaçlanmaktadır.

Bölgesel ve küresel zeminde daha fazla söz söyleyen, daha çok varlığını gösteren bir Türkiye’ye tahammülsüzlük dramatik ve trajik boyutlardadır.

Ülkemizi iç sorunlarla meşgul edip stratejik hedeflerine ulaşmak isteyen muhasım ülkelere karşı milli birlik ve dayanışma ruhunun karşı gelmesi,

statükonun sorgulanması, böyle gelse de böyle gitmeyeceğinin ortaya çıkması güç merkezlerinin fay hatlarını çatlatmıştır.

Kendi ayaklarımız üzerinde durma kararlılığımız, egemenlik haklarımızı çok güçlü şekilde savunma irademiz, biçilen kefeni yırtma inancımız yanlış hesap yapanları çılgına çevirmiştir.

Dünyada kansız ve kazasız, üstelik demokrasinin marifetiyle sistem değişikliğini başaran, işgal edilme tehlikesinin kıyısındayken bir anda Yenikapı dirilişiyle basiret ve dirayetini gösteren Türk milleti emperyalist ülkelerin planlarını bozmuş, senaryolarını yırtıp atmıştır.

Söz dinleyen değil sözü dinlenen, önü alınan değil ön alan bir ülke olma konusunda ısrar ve duruşumuz zalimlerin dengesini bozmuştur.

Tuzakların, tertiplerin, tezgahların sebebi işte budur.

Türkiye’nin yaptırım kuşatmasına alınma terbiyesizliğinin ana gayesi burada aranmalıdır.

İlerledikçe arkamızdan çekiştiriyorlar.

Yükseldikçe ayağımıza zincir vurmaya çalışıyorlar.

Ekonomik tetikçilerini kullanıyorlar.

Terör örgütlerini kışkırtıyorlar.

Vatan evlatlarının kanlarını döküyorlar.

Suriye’nin kuzeyinde kaos imal ediyorlar.

Doğu Akdeniz’de karşımıza çıkıyorlar.

S-400 Hava ve Füze Savunma Sistemi’ni almamıza şüpheyle yaklaşıp şaşı bakıyorlar.

CHP’yi, HDP’yi, İP’i tahrik ve teşvik ediyorlar.

Zillete yatırım yapıyorlar.

TBMM’de temsil edilen bir parti düşünün ki, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki varlığıyla ilgili destekleyici ve açık tavır alıcı bir tutumun içine girmiyor, giremiyor.

Çünkü amaç iğrençtir, niyet kötüdür.

Avrupa Birliği Dış İlişkiler Konseyi’nin 15 Temmuz’da yaptığı toplantıda, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerine yönelik yaptırım kararı almasına

alçakça tepkisiz kalanlar yabancıların taşeronudur.

Meclis’te grubu bulunan partilerin müştereken hazırladıkları ortak metne imza atamayan, katılma gereği duymayan siyasi bölücülerin bu milletin suyunu içip ekmeğini yemesi züldür, haramdır.

HDP, Türk ve Türkiye düşmanlarının içimize kadar sızmış uzantısı ve terör örgütünün hain bir yüzüdür.

Bugünlerde birlikte olunamayacaksa ne zaman olunacaktır?

Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi yaptırımlarla durduracağını zanneden Haçlı bozuntularına gülücükler saçmak, ülkemizin hak ve hukukunu müdafaadan imtina etmek suç değil midir? İhanet değil midir? Soysuzluk değil midir?

Bu HDP, CHP ve İP’in zillet ortağıdır.

Bu HDP, MHP’yi ele geçiremeyince arka bahçesinden kaçıp giden İP’çileri Meclis’e sokan bölücü ve yıkıcı odaktır.

Türkiye zillet direncine rağmen milletiyle ve vatanıyla sonsuza kadar yaşayacaktır.

Yaptırımlar bize vız gelecektir.

ABD’nin F-35 projesinden Türkiye’yi çıkarma hatası Allah’ın izniyle yeni bir başlangıca da vesile olabilecektir.

Türkiye’nin ortağı olduğu bu projeden dışlanması kimsenin yanına kalmayacaktır.

Bildiğiniz gibi, kötü komşu adamı ev sahibi yapar.

Kötü müttefik de inşallah Türk’ün imzası ve damgası bulunan gelişmiş savaş uçaklarının yapılmasına da günü geldiğinde neden ve gerekçe olacaktır.

Türk milleti hiç kimsenin eline avucuna bakmaz, bakmamıştır.

Hiç kimseden himmet beklemez, hiç kimseye de mihnet etmez.

Hedef koyarız, inanırız, biz de yaparız.

Zekaysa gerekli olan, Türk milleti zekidir.

Çalışkanlıksa lazım olan, Türk milleti çalışkandır.

Karakterse ihtiyaç olan, Türk milleti yüksek karaktere sahiptir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk bakınız ne demişti:

“Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir.”

Milli birlik ve beraberliğimize tutunarak nice güçlüğü yendik, nice badireyi geçtik.

Akıl Türk aklıdır.

Ahlak Türk ahlakıdır.

İlhamımız Türk asırlarındaki muzaffer ruhtur.

Medeni olmayı, medeniyetin şifrelerini biz öğrettik.

Adil yönetimi, adaletli muameleyi biz gösterdik.

Huzur ve sükûnet ecdadımızla kıtalara taşındı.

Avrupa Ortaçağ karanlığındayken, ABD’den henüz en küçük iz ve eser yokken aleme nizam veren bizdik, cihanı aydınlatan Türk milletiydi.

Yeter ki kendimize güvenelim, özümüze dönelim.

Yeter ki korkulukları devirelim, mukadderatımıza sarılalım.

Yeter ki bir olalım, diri olalım, birlikte Karaman’ın umutlarını canlandıralım.

İnanmak başarmanın ön şartıdır ve yarısıdır.

Kalpte iman, kaderde ittifak, kıvançta ittihat, kararda ortak irade her zorluğu bertaraf edecektir.

İstersek, inançla mücadele edersek 2023’de yeni bir Türk mucizesine imza atarız.

Çılgın Türklerin yaptıkları yapacaklarının teminatıdır.

Geçmişimiz geleceğimizin kefilidir.

Güçlü ve büyük bir Türkiye ideali gerçekleşmelidir.

Muasır bir ülke ideali vücut bulmalıdır.

Geleceğin kudreti Türkiye Cumhuriyeti’dir.

Bu gerçeği hiç kimse değiştiremeyecektir.

Dünya üzerinde gelecekteki beşeri kuvvet büyük Türk milleti olacaktır.

Günlük siyasi kaygıları artık bir kenara bırakmak lazımdır.

Çıkar anlaşmazlıklarından sıyrılmak asıldır.

Nefsin esaretinden kurtulmak, egoların, bencilliğin, ben merkezli eğilimlerin yörüngesinden çıkmak acil bir ihtiyaçtır.

Geleceğimizden tasarruf edemeyiz.

Dün geçti, gerekli dersler çıkarıldı, sonuçlar alındı.

Önümüze bakmalıyız, siyasi ve ekonomik bekamızı fedakârlıkla korumalıyız.

Unutmayınız ki, geleceğini planlayamayan milletlerin hiçbir zaman bir istikbali olmamış, olmayacaktır.

Türk milleti ortak paydasında buluşarak azimle yürümeliyiz.

Hayallerimizin sınırı yoktur.

Ülkülerimizin emsali yoktur.

Duymayan kulaklara, görmeyen gözlere, mühürlenmiş kalplere tekraren hatırlatırım ki:

Biz Karamanız, biz Türk milletiyiz, biz Türkiye’yiz, biz bin yıllık kardeşliğin bakiyesiyiz, binlerce yıllık Türk tarihinin bereket hilali, birlik sancağıyız.

Değerli Karamanlı Kardeşlerim,

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Hep daha fazlasını yapmakla mükellef olduğumuzu özellikle bilmenizi isterim.

Hayat devam ediyor, dünya dönüyor, Karaman hasretle istikrar ve huzuru bekliyor.

Meseleler birbirini kovalıyor, her yeni gün farklı ihtiyaç ve beklentileri ortaya çıkarıyor.

Karaman’ın yaralarına merhem olacağız.

Belediyecilik anlayışımızın özünde empati ve insana hürmet vardır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak amacımız vatandaşlarımıza müreffeh bir hayat imkânı sunmak, mutlu bir geleceğe taşımaktır.

Üretken belediyecilik anlayışımızın temeli de budur.

Üreterek gelişeceğiz, geliştikçe büyüyeceğiz, büyüdükçe zenginleşip, sosyal ve ekonomik engelleri Allah’ın izniyle birer birer aşacağız.

Bugünün ağır meselelerini halletmekle kalmayacak, istikbalin ihtiyaç ve arzularını şimdiden öngörüp, aktif ve atılgan bir çalışma disipliniyle her derde deva, her soruna çare üreteceğiz.

Kalkınmanın, gelişmenin, ilerlemenin denge ve derinliğine ele ele vererek birlikte ulaşacağız, birlikte başaracağız.

Bizim kaybedecek zamanımız yoktur, işimiz ise pek çoktur.

Mahalli İdarelerde sorumluluk üstlendiğimiz vatan köşelerinde bugüne kadar durmadık, beklemedik, yorulmadık, yorgunluğa prim vermedik.

Bundan sonra da aynısını inanç ve coşkuyla yapacağız.

Sizlerden aldığımız demokratik görev ve emaneti layığıyla yerine getirmenin arayış ve heyecanında olacağız.

Sözlerime son vermeden önce, son günlerde terörle mücadele esnasında şehit düşen kahramanlarımıza Allah’tan rahmet diliyor, terörü lanetliyor, hepimizin başı sağolsun diyorum.

Bu vatanı bölemeyecekler.

Bu milleti yenemeyecekler.

Bu bayrağı indiremeyecekler.

Türkiye’yi asla yıkamayacaklar.

Buradan Düzce’de yaşanan sel felaketinden etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyor, yaraların sarılmasını ve zararların tazmini ümit ve temenni ediyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyor, şükranlarımı sunuyorum.

Partimize yönelik teveccühlerinden dolayı Karamanlı kardeşlerime bir kez daha teşekkür ediyor, belediye başkanlarımıza başarılar diliyorum.

Karaman’ı daha gelişmiş yapma mücadelemizde sizlerin desteğini bekliyor, Cenab-ı Allah’ın yardım ve himayesini niyaz ediyorum.

Sağ olun, var olun, Yüce Allah’a emanet olun.

Ne Mutlu Türküm Diyene.