Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik, "Şimdi duydum ki Hatay'a gidiyormuş. Hayırdır ya günaydın. Ne oldu? O zaman yapman gereken bir şey var. Postalın eksikse sana postal da gönderelim. Olur ya parka filan eksikse onu da gönderelim." dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Son iki haftadır çok önemli gündem maddeleriyle milletin hizmetinde olduklarını belirten Erdoğan, 28 Mart'ta yatırım ortamının iyileştirilmesi konusundaki son çalışmaları tanıttıkları kritik bir toplantıya katıldıklarını anımsattı. Erdoğan, bu düzenlemeyle şirket kuruluşundan inşaat izinlerine kadar pek çok alanda yatırımcılara, esnafa zorluk çıkartan prosedürlerin kolaylaştırıldığını söyledi.

Erdoğan, aynı gün yaptıkları Milli Güvenlik Kurulu toplantısında da ülkenin ve bölgenin karşı karşıya kaldığı krizler konusundaki tavırlarını gayet net bir şekilde kamuoyuna ve dünyaya duyurduklarını ifade etti.

Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısı yaparak çok önemli projeleri görüştüklerini ve karara bağladıklarını da aktaran Erdoğan, her ay yaptıkları il başkanları toplantısını da 30 Mart'ta gerçekleştirdiklerini, il başkanları, MKYK ve MYK toplantılarında kongreler başta olmak üzere partinin gündemindeki konuları enine boyuna konuştuklarını, tartıştıklarını ve yol haritalarını belirlediklerini anlattı.

Erdoğan, Pendik ve Ümraniye ilçe kongreleriyle, Adana ve Hatay'daki il kongrelerine iştirak ettiklerine değinerek, şöyle devam etti:

"Hatay'da askerlerimize destek için bir sınır karakolumuzu ziyaret eden sanatçı, sporcu ve medya mensuplarımızla da buluşarak Mehmetçiklerimize moral verdik, yanlarında olduğumuzu gösterdik. Bu durum birilerini rahatsız etmiş olmalı ki, oraya giden sanatçılarımıza olmadık ifadelerle hakaret etmeye kalktılar. Gerek biz gerekse sanatçılarımız hak ettikleri cevabı kendilerine verdik. Buna rağmen hala nasıl olur da bu ülkenin bir sanatçısı, askerine desteğe giden sanatçıya kem söz söyleyebilir, inanın aklımız almıyor.

Bununla kalmadık, aynı şekilde, tabii şahsıma olan hakaretler yine tavan yaptı. Tabii bütün bunlar karşısında maalesef zaman zaman 'bunlara gereken cevabı siz vermeyin, biz verelim' diyen arkadaşlarımız var. Tamam da sözün şiddeti önem arz ediyor."

- "Postalın eksikse postal..."

Erdoğan, bulunduğu makamın, bu hakaretleri kabul eden makam olmadığını, bulunduğu makamın o kişilere akıllarının alacağı şekilde gerektiğinde cevabı vermesi gereken makam olduğunu bildirdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik, "Şimdi duydum ki Hatay'a gidiyormuş. Hayırdır ya günaydın. Ne oldu?" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"O zaman yapman gereken bir şey var. Postalın eksikse sana postal da gönderelim. Olur ya parka filan eksikse onu da gönderelim. Şunu bir defa bilmen lazım; bu ülkede biz askerimizle doğduk, askerimizle yürüyoruz, Mehmetçiğimizle doğduk, Mehmetçiğimizle yürüyoruz. 'Afrin'de ne işiniz var? Afrin'in merkezine kadar sakın girmeyin ha' diyen kimdi? Siz değil miydiniz?

İşte biz, size rağmen Fırat Kalkanı Harekatı'nı yaptık. Biz, Bay Kemal'e rağmen Zeytin Dalı Operasyonu'nu yaptık. Bu sabah itibarıyla etkisiz hale getirilen terörist sayısı 4 bin 71. Herhalde gözyaşı dökmeyi de unutmazsın. Onlarla zaten kol kola gezdin, yürüdün şimdi bir de göz yaşı dökmeyi ihmal etme."

- "Bir tane Türk bayrağı var mıydı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların dışında Kuzey Irak'ta etkisiz hale getirilen terörist sayısının 337, yurt içinde etkisiz hale getirilenlerin sayısının da 165 olduğunu açıkladı.

Bu mücadelenin sonuna kadar kararlılıkla devam edileceğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Tek terörist bu ülkede evelallah kalmayıncaya kadar bu mücadelemizi devam ettireceğiz. Aksi takdirde şehitlerimize biz bunun hesabını veremeyiz. Biz, bu noktada özellikle şehitlerimizi, onların ailelerini yalnız koyamayız. Biz şehitlerimizle beraberiz çünkü biz bir şeye inandık; Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler siz anlamazsınız.

Ama şu anda Bay Kemal ve onunla beraber iş birliği yapan koalisyon ortakları; onların böyle bir derdi yok. Onlar bundan anlamazlar. Onların bu noktada hassasiyeti yok, onlar bundan anlamazlar çünkü onların derdi bu ülkeyi bölmekti, parçalamaktı. Bay Kemal, sen Hakkari'de mitingini yaptığın zaman bir tane Türk bayrağı var mıydı onu söyle. Orada o zaman işte bu malum partinin destekleriyle gittin, miting yaptın. Yapamazsın, sende o irade yok, sende o güç yok. Sende o güç olsaydı biz seni oradan tanırdık, bilirdik."

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Doğu Guta ve Duma katliamını yapanları lanetleyerek, "Kimden gelirse gelsin, bu katliamı yapanlar bunun hesabını, bunun bedelini kesinlikle ağır ödeyeceklerdir." dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Yenikapı mitingi için davet gönderdiğini, Kılıçdaroğlu'nun önce "hayır" dediğini, baskılar sonucunda, son akşam geleceğine yönelik haber geldiğini söyledi.

Bunların bilinmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, "Bunları milletime anlatayım ki bu adamın ne olduğunu artık herkes anlasın, cibilliyetini anlasın." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, karakterin başka bir mesele; bu davada, özellikle devletine darbe yapacak, bu darbeye karşı tavır almanın ayrı bir mesele olduğunu vurguladı. Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun böyle bir meselesi olmadığını belirterek, terör örgütüyle iç içe olanlarla kol kola, omuz omuza adalet yürüyüşü yaptığına işaret etti.

Bunun hesabını sorma zamanının geldiğini ifade eden Erdoğan, "Sandık önümüze geldiği zaman bunu hesabını sormaya var mıyız? Bu sözde, lafla olmuyor, çalışarak, kapı kapı dolaşarak olacak, çalmadık kapı bırakmamaya var mıyız?" diye sordu.

Erdoğan, İstanbul'da 2 Nisan'da yapımı tamamlanan 80 okul ile 59 okulun spor salonunun toplu açılış törenine katıldığını anımsatarak, 2 bin 47 derslikli eğitim yatırımlarının, İstanbul ve ülkeye hayırlı olmasını temenni etti.

-"Yüzde 10'unu karşılayacak"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen salı, Türkiye açısından tarihi bir hadiseye şahitlik ettiklerine işaret ederek, "Türkiye'de bir ilk, bu ilki AK Parti iktidarı yapıyor. O da Mersin Akkuyu'da Türkiye'nin 60 yıllık rüyası olan ilk nükleer güç santralinin temelini, Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin ile canlı bağlantıyla attık." diye konuştu.

Erdoğan, 4 etabı olan güç santralinin yatırım bedelinin, yaklaşık 22 milyar doları bulacağını ifade ederek, Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin tüm reaktörleriyle devreye girdiğinde Türkiye'nin elektrik tüketiminin yüzde 10'unu tek başına karşılayacağını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk ünitesini 2023'de devreye almayı hedefledikleri bu santralle, Türkiye'nin dünyada az sayıdaki nükleer güç santrali sahibi ülkeler arasına gireceğini vurguladı. Erdoğan, bunu ikinci, üçüncü projelerin izleyeceğini dile getirerek, en son teknolojiyle inşa edilecek bu santralin, Türkiye ve millete hayırlı olmasını temenni etti.

-"Bu işlerin nasıl yapılacağını öğrenen ülke"

Rusya'da şu anda gençlerin eğitim aldığını, bunların peyderpey gelmeye başladığını anlatan Erdoğan, ilk etapta 3 bin 500, daha sonra inşaat süresince de 10 bin kişinin istihdam edileceğini kaydetti. Erdoğan, "Hem istihdam hem de bir taraftan da artık bu işlerin nasıl yapılacağını öğrenen bir ülke." dedi.

Erdoğan, aynı gün Rusya ile üst düzey işbirliği konseyi toplantılarının 7'ncisini gerçekleştirdiklerine değinerek, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile baş başa görüşürken, bakan ve kurum yöneticilerinin de kendi muhataplarıyla bir araya geldiğini söyledi.

Hep birlikte yaptıkları değerlendirme toplantısında ise gündemlerindeki tüm hususları detaylı şekilde ele aldıklarını anlatan Erdoğan, Türkiye'nin Rusya ile enerjiden savunma sanayine, turizmden tarıma kadar çok geniş bir alanda ve çok derinlikli ilişkileri olduğunu dile getirdi.

-"Hedef 100 milyar dolar"

Bu toplantıda diğer hususların yanı sıra yakın iş birliği içinde oldukları bölgesel meseleleri de ayrıntılı şekilde görüştüklerini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ticaret hacmimiz şu anda 22 milyar doları buldu. Hedefimiz 100 milyar dolar. Rusya ile önümüzde kullanılmayı bekleyen daha pek çok fırsat olduğunu biliyoruz. Akkuyu ve TürkAkım gibi enerji projeleriyle, S-400 gibi savunma sanayi projelerinin lokomotifliğinde bu fırsatları imkana çevireceğimize inanıyorum.

Çarşamba günü ise Rusya ve İran ile birlikte ilkini Soçi'de yaptığımız zirvenin ikincisini Ankara'da gerçekleştirdik. Rusya ve İran ile Suriye krizinin çözümünde bir dönüm noktası olan bu zirveleri ve aramızdaki yakın iş birliğini devam ettirmekte kararlıyız. Bununla kalmıyoruz, üçüncüsü inşallah Tahran'da olacak. Bu vesileyle burada bir gerçeği söylemem lazım; Doğu Guta ve Duma, bu katliamı yapanları lanetliyorum. Kimden gelirse gelsin, bu katliamı yapanlar bunun hesabını, bunun bedelini kesinlikle ağır ödeyeceklerdir. Bununla ilgili görüşmelerimizi, çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. Dün Sayın Putin ile bir telefon görüşmem oldu. Görüşmeler bugün, yarın yine aynı şekilde devam edecek."

-"Asla esneme yok"

Erdoğan, 5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla bir grup avukatla, avukatların ve hukuk sisteminin genel sorunları ve devam eden FETÖ davaları konusunda samimi sohbetleri, değerlendirmeleri olduğunu belirtti. Erdoğan, bu avukatların, FETÖ davalarını sürekli takip ettiğini, asla esneme olmadığını bildirdi.

Polis teşkilatının kuruluş yıl dönümünü kutladıklarını ifade eden Erdoğan, polis teşkilatının bunca yıldır verdiği şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine sabır diledi.

Erdoğan, hafta sonu Aydın, Denizli, Siirt ve Van il kongrelerine katıldığını, bu kongrelerin muhteşem olduğunu dile getirerek, kongrelerini sadece kapalı salonda yapmadıklarını, önce salon dışında adeta bir meydan mitingi gibi yaptıklarını, sonra salon içine geçtiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, son olarak Gabon'un 3 FETÖ mensubunu Türkiye'ye teslim ettiğini belirterek, "Nereye kaçarlarsa kaçsınlar, onlar kaçacak biz kovalayacağız. Kosova'dan 6'sını aldık. Şimdi Gabon'dan 3'ünü aldık. Milli İstihbarat Teşkilatımız kovalıyor. Şimdi bakalım yenisi nereden çıkacak?" dedi.

Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, kongreler vesilesiyle ziyaret ettiği tüm illerde samimiyet ve büyük ilgi görmenin memnuniyetini yaşadığını söyledi.

İzmir ve İstanbul il kongreleri ile bu maratonu nihayete erdirmeyi ve büyük kongreye hazır hale gelmeyi hedeflediklerini ifade eden Erdoğan, salondan atılan sloganlara karşı "Hadi bakalım, İzmir'e geldiğimizde göreceğiz." diye konuştu.

Proje bazlı teşvik sisteminin tanıtımını dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yaptıklarını anımsatan Erdoğan, 19 firmaya ait 23 projeye ilişkin teşvik belgelerini sahiplerine teslim ettiklerini dile getirdi.

Yatırım bedeli 135 milyar lira, doğrudan istihdamı 34 bin kişi, dolaylı istihdamı 134 bin kişi olan söz konusu projelerle ihracatı 6 milyar doların üzerinde artırıp, ithalatı da 12 milyar doların üzerinde azaltacaklarını anlatan Erdoğan, "Böylece geçtiğimiz yıl 47 milyar doları bulduğu için eleştiriye uğradığımız cari açığımızda 19 milyar dolarlık bir iyileştirmenin temelini atmış oluyoruz." dedi.

- FETÖ ile mücadele

Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldikten sonra ilk ziyaretlerinden birini Türkiye'ye yapan Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov'u dün ağırladıklarını hatırlattı.

Ceenbekov ile başta FETÖ ile mücadele olmak üzere iki ülkenin güvenliği, huzuru ve ilişkilerinin geleceği açısından kritik meseleleri ele aldıklarını belirten Erdoğan, "İnşallah Kırgız makamlarıyla el ele verip FETÖ'yü bu ülkede de tasfiye edeceğiz. En son Gabon 3 tane önemli FETÖ'cüyü ülkemize teslim etti. Nereye kaçarlarsa kaçsınlar, onlar kaçacak biz kovalayacağız. Kosova'dan 6'sını aldık. Şimdi Gabon'dan 3'ünü aldık. Milli İstihbarat Teşkilatımız kovalıyor. Şimdi bakalım yenisi nereden çıkacak?" diye konuştu.

- "Kale almayayım diyorum ama..."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Suriyeli sığınmacılara yönelik ifadelerini eleştiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Her defasında, 'şu ana muhalefetin başındaki zatı kale almayayım, zırvalarına cevap vermeyeyim' diyorum ama milletimize olan sorumluluklarımız en azından bazı konularda bizi harekete geçmeye mecbur bırakıyor. Bu zat, geçtiğimiz günlerde Roman vatandaşlarımızla bir araya gelmiş, iyi de etmiş. İhtiyacı var, çok önemli. Grup kürsüsünde 'kendin çal kendin oyna' misali zırvalayacağına hiç değilse gerçek hayatın içine girmiş. Tabii niyet bozuk olunca, her nasılsa bu zat en makul işi bile skandal hale getirmeyi başarıyor. Geçmişte Suriyeli kardeşlerimiz için sıkça kullandığı nefret dilini bu defa güya Roman kardeşlerimizi tahrik etmek üzere yeniden devreye almış. Bu zat, 2014 yılında Suriyeliler için 'çocuklar dilenci, kadınların ne olduğunu bir araştırın' demişti. 'Vatana ihanet etmek 1,5 milyon Suriyeliyi Türkiye'ye sokmak demektir' sözlerini edebilmişti. Aynı zat 2015 yılında, 'Suriyelileri kendi ülkelerine geri göndereceğiz' demişti. 2016 yılında bu defa Suriyelilerin yeraltı dünyasının önemli aktörleri olacağı, düzenimizi bozacağı kehanetinde bulunmuştu. Hatta hızını alamayıp demokrasi bakımından Suriye ile Türkiye'yi karşılaştırmıştı. Bu yıl ise Suriyeli sayısına ve bunlar için harcanan paraya kafayı taktı. Suriyeli sayısının ne kadar olduğunun bilinmediğini iddia ediyor. Halbuki ilgili kurumlara sorsa günü gününe tam sayısını alabilir."

Kılıçdaroğlu'nun, Suriyelilerin kendi vatanları için savaşmadığını iddia ettiğini anımsatan Erdoğan, Cerablus'ta, Dabık'ta, El Bab'da, Afrin'de Türk Silahlı Kuvvetleriyle omuz omuza mücadele eden ve şehit edilen binin üzerindeki ÖSO mensubunu yok saydığını söyledi.

- "31 milyar dolara göz dikecek kadar aç gözlü olduğunu gösterdi"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin'deki ÖSO'nun komuta kademesinin ziyarete geldiğini anımsatarak, şöyle devam etti:

"Enteresandır ki rütbesi albay olan komutanlardan bir tanesi için 'bu komutan cephedeki en fedakarlardan bir tanesi' denildi. 'Hayırdır' diye sorduğumda ise 'karnını aldılar' dediler. Açtılar ki tamamıyla karın bölümü operasyon geçirmiş. Sadece o değil, omzundan, kalçadan her taraftan mermiler almış. Fakat durmamış ve daha sonra tekrar cepheye gitmiş ve hala cephede. Bakıyorum bunların kolunda Türk bayrağı kokartı var, öbür tarafında da Suriye bayrağı var. Ey Kemal; sende bunlardaki cesaret, bunlardaki ruh, bunlardaki iman var mı? Sen ancak adamlarını Esed'e gönderirsin, en sonunda da sen onun yanına gidersin. Biz nasihat ettik olmadı, olmayınca da ilişkilerimizi kestik. Zaten bizim askerimizin oralara niçin gittiğine kafası basmadığı için 'benim askerimin hayatı o kadar ucuz değil' yaygaraları kopartabilmişti. Daha da ileri gidip Suriyeliler için harcanan 31 milyar dolara göz dikecek kadar aç gözlü olduğunu da göstermiştir."

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Lafa gelince sosyal demokrat olduğunu söyleyen fakat ayak tırnağından saç teline kadar her tarafından buram buram faşizm akan bu partinin (CHP) ve başındaki zatın devri inşallah yakında kapanacaktır." dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Suriyeliler için harcanan paranın ne anlama geldiğini bilmeden, çiftçiden hastanelerde tedavi gören vatandaşlara kadar akla hayale gelmeyecek kesimleri üzerlerine salmaya çalışmasının garabet olduğu belirtti.

Erdoğan, hiçbir geliri olmayan Suriyelilere, uluslararası kaynaktan ayda 200-250 lira verilmesine dahi tahammül edemeyen Kılıçdaroğlu'nun, şimdi de Roman vatandaşlarla Suriyelileri kıyaslayarak tamamı yalan iddialarla karakterini bir kez daha ortaya koyduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Onun ahlaka ve en önemlisi insanlığa sığmayacak ifadelerini elbette burada tekrarlamayacağız. Yarın bunu izleyecek. Külliyemizi, milletin evini ziyaret edecek Roman kardeşlerimizle birlikte bu şahsa hak ettiği cevabı vereceğimize inanıyoruz. Bak bakalım AK Parti Roman kardeşleriyle nasıl kucaklaşıyor." ifadelerini kullandı.

Doğduğu, büyüdüğü mahallede Romanların bulunduğunu, aynı okula, camiye gidip geldiklerini anlatan Erdoğan, "Bay Kemal, biz böyle yetiştik. Bizde ayrımcılık yok. Benim mahallemde Arnavut'u, Kürt'ü, Laz'ı vardı. Hiçbir ayrım yok. Biz bunlara yabancı değiliz." diye konuştu.

İnananların kardeş olduğunu, kavim kabile ayrımı bulunmadığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Vatandaşımız sıfatıyla tüm haklar ve özgürlüklerden istifade eden Roman kardeşlerimiz ile hayatlarını kurtarmak için ülkemize sığınan Suriyeli mazlumları karşı karşıya getirmekten medet uman bir siyasetin, bu ülkede yeri olmadığını bu zata milletimizle birlikte göstereceğiz. Ve Türk milletinin o nevi şahsını oluşturan, olgunlaştıran o çeşitlilik bize mahsustur. Lafa gelince sosyal demokrat olduğunu söyleyen fakat ayak tırnağından saç teline kadar her tarafından buram buram faşizm akan bu partinin ve başındaki zatın devri inşallah yakında kapanacaktır, hiç endişe etmeyin. Dünyada ırkçı siyasetin yükselişe geçip de huzurun ve refahın arttığı bir ülke örneği yoktur."

- "İnanıyorsanız muhakkak üstünsünüz"

Almanya'da 20 polisin üzerine çöreklendiği Türk vatandaşı Yusuf Ünsal ile görüştüğünü, kendisine "Başkanım siz zaten yanımızdasınız, endişe etmeyin. Sonunda biz kazanacağız." dediğini aktaran Erdoğan, "Mesele inanmak, inanıyorsanız muhakkak üstünsünüz. 20 polis bir Türk'ü halledemiyor. Niye? 'İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür. İmansız olan paslı yürek sinede yüktür.' Olay bu. Almanya'da Türk, Fransa'da Cezayirli, İngiltere'de Pakistanlı, Amerika'da Müslüman düşmanlığı yapılmasında hiçbir farkı yok. Biz kimsesizlerin kimsesi olmayı, mağdura destek vermeyi, zalime karşı mazlumun yanında yer almayı, garip gurebayı desteklemeyi kendisine şiar etmiş bir milletin mensupları olmaktan gurur duyuyoruz." dedi.

Erdoğan, AK Parti hükümetleri döneminde "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışıyla hareket ettiklerini dile getirerek, Türkiye'nin büyük devlet olmanın gereğini yerine getirirken önüne hep cüce zihniyetlerin çıktığını ama bunların hiçbirinin milleti yolundan döndürmeye yetmediği ve yetmeyeceğini söyledi.

Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasının önünde kimsenin durduramayacağını vurgulayan Erdoğan, çocuklara aydınlık bir gelecek hazırlamaya gayret ettiklerinin altını çizdi.

Erdoğan, masumiyetin simgesi olan çocukların istismara uğramasına asla tahammül edemeyeceklerini bildirdi.

İsrail'de Ahed et-Temimi'nin 8 ay hapis cezasına çarptırılmasına değinen Erdoğan, "Yaptıkları sözlü tacize karşı duruşunu gördünüz değil mi? Mesele o. O kızımız, odada bir başka bayan polis yok, o erkek, ama o tabii görünüşte erkek, onu da size söyleyeyim, onların karşısında nasıl asil duruyor, asaletle davranıyor ve duruşundan onlara asla taviz vermiyor. Evelallah kadınımız da erkeğimiz de işte bu duruşunu taviz vermeksiniz sürdürecektir." şeklinde konuştu.

İnsanlık suçu olarak gördükleri çocuk istismarının önlenmesi için her türlü tedbiri almaya kararlı olduklarını belirten Erdoğan, hem suç önleyecek tedbirlerin alınması hem de cezaların verilmesi ve hem de rehabilitasyon programlarının uygulanmasını gerektiğini söyledi.

İlgili bakanlardan oluşturulan komisyonun, Çocukların İhmal ve İstismarının Önlenmesi Acil Eylem Planı'nın hazırladığını anımsatan Erdoğan, milletin vicdanını yaralayan çocuk istismarına ilişkin kanuni düzenlemenin de Meclis Başkanlığına sunulduğunu anımsattı.

- "Bundan sonra bunların ömürleri cezaevinde geçer"

Tasarıda, çocuklara nitelikli istismar suçunda üst ceza sınırının 20 yıldan 40 yıla çıkarıldığını, ağırlaştırılmış müebbet cezası alan kişinin 50, müebbet alan kişinin ise 40 yıldan önce cezaevinden çıkamayacağını kaydeden Erdoğan, "Sıkıysa, bundan sonra da bu yola tevessül etsinler. Artık bundan sonra bunların ömürleri cezaevinde geçer ve orada çürürler.'' dedi.

Çocuklara yönelik istismar suçunu işleyenler için kimyasal kastrasyon tedbirinin de uygulanabileceğini ifade eden Erdoğan, yayın yasağı da getirilebileceğini söyledi.

Çocukların adli süreci yaşamamaları için büyük ilçelerde bir yıl içerisinde mutlaka Çocuk İzlem Merkezleri kurulacağını aktaran Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından yürütülen Aile Sosyal Destek Programı vasıtasıyla hane ziyaretleri gerçekleştirileceğini, ziyaretlerin araştırmalarla desteklenerek, çocuklara yönelik risk haritaları oluşturulacağını bildirdi.

Ailelere, öğretmenlere ve çocuklara verilecek eğitimlerle bilinçlendirme faaliyetleri yürütüleceğini dile getiren Erdoğan, "Bunlar ve diğer tedbirlerle, çocuklarımızın güvenli ve sağlıklı bir şekilde hayata hazırlanmasını hedefliyoruz. Milletimizden bu konuda bilinçli davranmasını ve kurumlarımıza yardımcı olmasını bekliyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Demokrasinin ve özgürlüklerin kalesi olduğu iddiasıyla yola çıkan Avrupa'nın, terör örgütlerinin oyuncağı haline dönüştüğünü görmenin üzüntüsü ve öfkesi içerisindeyiz. Bizim dağda aradığımız terör örgütü mensuplarının, Avrupa ülkelerinin caddelerinde karşımıza çıkmasından artık bıktık, usandık." dedi.

Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Almanya'da polisin Türk vatandaşı Yusuf Ünsal'a yönelik kötü muamele olayını anımsatarak, konuyla ilgili başkonsolosun sürecin içinde olduğunu ve takibini yaptığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizi üzen şey şudur; Alman makamları, polisleri terör örgütüne bu kadar yumuşak davranırken, o terör örgütünün karşısındaki bir samimi Türk vatandaşına bu zulmü niye yapar? Onlar terör örgütü yandaşları olarak gösterilerini rahatça yapabiliyor ama öbür tarafta ona karşı çıkan bir Türk vatandaşı rahatça engellenebiliyor." ifadesini kullandı.

Aynı olayların dünyanın farklı ülkelerinde de yaşandığına dikkati çeken Erdoğan, ABD, Hollanda, Belçika'da da aynı tutumların sergilendiğini bildirdi.

"Al birini vur öbürüne, hiç birbirlerinden farkı yok bunların" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Terör örgütü yandaşları taşıdıkları pankartlarla, attıkları sloganlarla, kullandıkları jargonla PKK yanlısı veya FETÖ'cü olduklarını açıkça söylüyorlar. Herkesin gözü önünde yaşanan bu tür hadiselere itiraz ettiğimizde de güya sivil toplum kuruluşu olan saçma sapan derneklerin, vakıfların ismini verip, olayı meşrulaştırmaya çalıştırıyorlar. Demokrasinin ve özgürlüklerin kalesi olduğu' iddiasıyla yola çıkan Avrupa'nın, terör örgütlerinin oyuncağı haline dönüştüğünü görmenin üzüntüsü ve öfkesi içerisindeyiz. Bizim dağda aradığımız terör örgütü mensuplarının, Avrupa ülkelerinin caddelerinde karşımıza çıkmasından artık bıktık, usandık."

Erdoğan, geçmişte Özdemir Sabancı'nın katillerinin yıllarca ellerini, kollarını sallayarak ülkelerinde gezmelerine izin verenlerin şimdi tüm şehirlerini teröristlere ve terörist sevicilere tahsis ettiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Maalesef baktığımız yerden Avrupa'yı şu şekilde görüyoruz; Avrupa'da demokrasi sadece Türkiye'ye karşı olanların hakkıdır. Avrupa'da özgürlükler sadece Türkiye'ye hakaret edenler içindir. Avrupa'da ülkemize yönelik her türlü düşmanlığı gösterme hakkına sahipsiniz. Buna karşılık Türkiye'nin lehine en küçük bir faaliyete kalkışırsanız salon tahsislerinin iptalinden, sınır dışı tehditlerine kadar ulaşan acayip bir yaptırımlar listesiyle karşı karşıya bulunursunuz. Türk milleti bu tür tehditlere Allah'ın izniyle pabuç bırakmaz."

Avrupa ülkelerinin kendi sonlarını kendi elleriyle hazırladıklarını belirten Erdoğan, "Bugün Türkiye'nin başına musallat olduğu için el üstünde tuttukları terör örgütleri eninde sonunda nefretlerini ve namlularını onlara çevirecekler, bunu da iyi bilsinler. Terörizmin doğası budur. Kendisini besleyen eli gün gelir, mutlaka ısırır." dedi.

- "Siyasette mutlaka etkin olun"

Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşlarına da seslenen Erdoğan, "Bulunduğunuz ülkelerde gurbette değil, birinci sınıf insan haklarına sahip olarak yaşayacağınız yeni vatanınızdasınız. Ana vatanınız bakidir. Siz yeni vatanınıza sıkı sahip çıkın. Bunun için yaşadığınız ülkelerin vatandaşlık hakkından mutlaka faydalanın. Eğitimden iş kurmaya kadar tüm imkanlarını sonuna kadar değerlendirin. Ana dilinizden, inancınızdan, kendi içinizdeki dayanışmanızdan asla taviz vermeyin. Ama yaşadığınız ülkenin dilini ve sosyal ortamı da mutlaka en iyi şekilde öğrenin." ifadesini kullandı.

Avrupa'da yaşayan vatandaşlardan siyasette mutlaka etkin olmalarını isteyen Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:

"PKK'lılara, DHKP-C'lilere bırakmayın oranın siyasetini, siz etkin olun. Girin o alanlara. Bizzat siyasi partilerde ve siyaset mekanizmalarında görev alın. Bölücü örgüt yandaşlarının en büyük avantajı sayıları az da olsa belli yerlerde kümelenerek, siyaset mekanizmasında söz sahibi olmalarıdır. Ülkesine, milletine, bayrağına, ezanına bağlı vatandaşlarımız birlik olduğunda siyasi partiler ve siyasetçiler üzerinde onlardan on kat, yüz kat daha etkili olma imkanına sahiptir. İşte yaptığımız seçimlerde sadece Almanya'da bize gelen oy yüzde 60. Bu civarda oy geldi. Bu ne demektir? Demek ki orada bir güç var, bu güç oradaki siyasette de etkin olmalıdır. Etkin olalım ki orada haklarımızı çok daha rahat kullanalım."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlardan ticarete de önem vermesini isteyerek, paranın her yerde olduğu gibi Avrupa'da en büyük güç olduğuna işaret etti. Vatandaşların ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda sayısal çoğunluklarına uygun konum sahibi olduğunda şu anda yaşanan sıkıntıların çoğunun kendiliğinden çözüleceğine dikkati çeken Erdoğan, "Biz ilgili kurumlarımızla her zaman olduğu gibi bugün de dünyanın neresinde olursa olsun tüm vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin, dostlarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz. Şunu unutmayalım, Türkiye büyüdükçe ve güçlendikçe ulaşamadığı hiçbir yer, muktedir olamadığı hiçbir mesele kalmayacaktır." dedi.

Bu arada Erdoğan, kürsüdeyken Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ı yanına çağırarak kısa bir süre konuştu.

Cumhurbaşkanıyla, Meclisiyle, hükümetiyle gece gündüz çalışarak Türkiye'yi hedeflerine ulaştıracaklarını vurgulayan Erdoğan, milletvekillerine Meclis çalışmalarında başarılar diledi.