ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, devletin 15 Temmuz'dan sonra FETÖ'ye karşı büyük bir kararlılıkla mücadele ettiğini belirterek, "Bunların beli büyük oranda kırılmıştır. Şunun da farkındayız, hala devletin içerisinde karda yürüyüp izini belli etmeyen çok sayıda FETÖ'cü olabilir. Bu, uzun yıllar sürecek bir mücadeledir." dedi.

Kurtulmuş, TRT Haber'de katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

15 Temmuz akşamının Türkiye tarihi açısından kara bir gece olduğunu belirten Kurtulmuş, o gecenin en karanlık noktasında bile umudu koruduklarını söyledi.

Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, milletin kararlılığı ve duaları, dünyanın dört bir yanındaki mazlum milletlerin destekleriyle, Türkiye'nin o gün son derece zor bir geceyi büyük bir zaferle sonlandırdığını dile getirdi.

15 Temmuz 2016'nın bir madalyonun iki yüzü gibi olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Bir tarafında Türkiye topraklarında tarihin gördüğü en büyük ihanet hareketinin, devletin ordunun içine sızmış bir eşkıya çetesinin tam bir suç örgütünün bütün imkanlarıyla, tanklarla helikopterlerle, uçaklarla Türkiye'yi tarumar etmeye çalıştığı sadece bir askeri darbe ve yönetimi değiştirmek değil yabancı işgali hazırlamak için düğmeye bastıkları bir ihanet gecesiydi." diye konuştu.

Kurtulmuş, 15 Temmuz'da Gazi Meclisin de bombalandığını hatırlatarak, Türkiye'nin 5 defa darbe geçirmiş bir millet olduğunu ancak daha önceki hiçbir darbede böyle bir şeyin olmadığını söyledi. Darbe girişiminde 250 vatandaşın şehit, 2 binin üzerinde vatandaşın gazi olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Baktığınız zaman muazzam bir ihanet hareketi. Son derece ağır bir ihanet hareketi. Bu millet bu topraklarda tarih boyunca nice ihanetler, kaba hançerlemeler gördü ama böylesi hiç görülmedi. Böyle bir ihaneti asla unutmayacağız ve asla unutturmayacağız." dedi.

- "Şehitlerimiz olmasaydı bu yayını yapıyor olmayacaktık"

Madalyonun öbür tarafının bu milletin en büyük kahramanlık destanlarından birisine şahit olunması olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı, Sakarya Meydan Muharebesi, Trablusgarp'taki kahramanlık hikayeleri kadar önemli bir hikayenin de 15 Temmuz gecesi gösterildiğini söyledi.

Şehit yakınlarını ziyaret ettiğini, gazilerle görüştüğünü anlatan Kurtulmuş, hiç korkmadan, bir adım ötesini düşünmeden ölümüne giden insanların olduğunu belirtti.

Şehitlere can borcu bulunduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Şehitlerimiz olmasaydı biz bugün burada bu yayını yapıyor olmayacaktık. O şehitlerimizin, gazilerimizin kararlılığı olmasaydı, Allah bilir şimdi, sırtına o 'hero' yazan hain var ya, o çete Marmaris'te Sayın Cumhurbaşkanımızı bulsalardı buldukları yerde infaz edeceklerdi. Başbakanımızı, bizleri ülkeyi yönetenleri buldukları yerde infaz edeceklerdi. TRT kim bilir hangi amaçlara hizmet ediyor olacaktı? TBMM olmayacaktı, partilerin hepsi kapatılmış olacaktı. Siyasi liderlerin hepsi tasfiye edilmiş olacaktı. Türkiye, çok ağır bir bedel ödeyecekti." diye konuştu.

FETÖ soruşturması kapsamındaki yargılamalar ve yeni kanun hükmündeki kararnameye ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, FETÖ'nün bir yılda ortaya çıkan bir örgüt olmadığını, 40 yıl devletin içine gizlendiğini, yargıya, emniyete, askeriyeye, bilim ve sanat dünyasına nüfus ederek ele geçirmeye çalıştığını söyledi.

- "Kararlılıkla mücadele ediyoruz"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, FETÖ'nün bir sivil toplum kuruluşu görüntüsü altında faaliyetlerini yürüttüğünü ancak devleti ele geçirmeye çalışan bir örgüt ve sapkın bir dini grup olduğunu vurguladı.

Bu çetenin, kendisini mesih zanneden, "kainat imamı" adı veren hastalıklı bir yapının ürünü olduğunu belirten Kurtulmuş, "Akıncılar Üssü imamı, askeriyenin imamı, Türkiye'nin imamı, kendisine de kainatın imamı sıfatını veriyor. Hastalıklı bir ruh haline sahip olan başındaki bu çete liderine manevi duygularla bağlı olan bir paranoyak hezeyanlar içerisinde olan gruptan bahsediyoruz. Neresinden bakarsanız bakın büyük bir tehlikedir." dedi.

15 Temmuz'dan sonra FETÖ'ye karşı devletin büyük bir kararlılıkla mücadele ettiğini belirten Kurtulmuş, Milli Güvenlik Kurulunda, paralel devlet yapılanmasının bir terör örgütü olarak benimsendiğini hatırlattı.

Bunun bir iktidar meselesi olmadığının altını çizen Kurtulmuş, kim iktidarda olursa olsun FETÖ'nün PKK ve DEAŞ gibi, bu ülkeye zararlı olan bir terör örgütü gibi kabul ve muamele göreceğini söyledi.

FETÖ ile mücadelenin çok etkin bir şekilde sürdüğünü belirten Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:

"FETÖ'cülerin maskeleri düşmüştür artık, o sadece Türkiye'de değil dünyanın hiçbir yerinde de sivil toplum kuruluşu gibi masumane yüzü asla sergileyemiyorlar. İçeride de suça karışanlara karşı her türlü tedbir alınacak. Bunların beli, büyük oranda kırılmıştır. Şunun da farkındayız, hala devletin içerisinde karda yürüyüp izini belli etmeyen çok sayıda FETÖ'cü olabilir. Bu uzun yıllar sürecek bir mücadele. Devletin içindeki bütün yapıların içerisinden bu sızmış olan unsurlar temizlenecek, yanlışlıklar varsa bunlar düzeltilecek. Yeni KHK'da iadeler de var. OHAL Komisyonu kuruldu. İhraç edilenler ya da hakkında işlem yapılanlar şikayet eder ya da müracaat ederlerse bu komisyon karar verecek. AİHM, OHAL Komisyonu kurulmasından sonra çok sayıda, 16 bin civarında FETÖ'cünün AİHM'e yaptığı başvuruları düşürmüş oldu. Hukuk çerçevesinde çok etkin bir mücadele sürüyor. Henüz tamamıyla devletin içerisinde temizlendiler diyemeyiz ama hem iktidar hem de devlet olarak bu kararlılıkla mücadele ediyoruz."

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, FETÖ sanığının, 'kahraman' anlamına gelen İngilizce 'hero' yazılı tişörtle duruşmaya gelmesine ilişkin, "Bir halk düşmanı, bir halk kahramanı gibi oluşturulmaya çalışılıyor. Dünyaya 'Bakın millet bunu bir kahraman olarak kabul ediyor' demek için bu fotoğrafı veriyor. Aslında bizatihi bu dahi bir suçtur. Burada savcıların harekete geçip, ilgili bir soruşturma başlatması lazım. O insanların da belki tek tip elbiseyle getirilmesi daha doğru bir yoldur diye düşünüyorum." dedi.

Kurtulmuş, TRT Haber'de katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından da yurt dışında temaslarda bulunduğunu hatırlatan Kurtulmuş, o zaman ile kıyaslandığında Türkiye'nin algı bakımından daha müspet bir noktada olduğunu ifade etti.

Bir kısmının anlamak istemedikleri için bir kısmının da bu örgütün ciddi algı operasyonlarının etkisinde kaldığını belirten Kurtulmuş, hala Türkiye düşmanı bazı siyaset çevrelerinin, bu örgütün propagandalarına ve algı operasyonlarına destek olduklarına dikkati çekti.

Türkiye'de devlet ve millet olarak örgütün üzerine kararlılıkla gidilmesi ve Türkiye'de birçok şeyin ortaya çıkıyor olması nedeniyle bazı şeylerin daha iyi anlatılabildiğinin altını çizen Kurtulmuş, karşılarında sadece bir tek örgütün olmadığını dile getirdi.

Kurtulmuş, Türkiye karşıtı ne kadar güç, lobi, örgüt, Türkiye karşıtlığı üzerinden siyasette mesafe alacağını zanneden varsa bunların, FETÖ'nün algı operasyonlarına destek olduklarını vurguladı.

FETÖ'nün okullarının Maarif Vakfı aracılığıyla Türkiye'ye devredilmesi gibi olumlu adımların da atıldığına işaret eden Kurtulmuş, "Bunlar nereye giderlerse, gitsinler, kimlerle ittifak yaparlarsa yapsınlar, bunların algılarını önlemek ve bunlarla mücadele etmek konusunda kararlılığımız sürüyor. Artık dünyadaki bütün dostlarımız görüyor ki, düne kadar Türkiye'de devlet kurumlarının gölgesinde semirip büyüyen bu örgüt, artık Türkiye'de millet ve devletle çatışan bir terör örgütüdür. Bu anlaşılmaya başlandıkça, gerçekten demokrasiye inanan, iyi niyetle bunlarla irtibatta olan çevreler de bunlarla ilişkilerini yavaş yavaş azaltıyor ve belki de kesiyorlar. Algı operasyonu da terör örgütüyle mücadele kadar önemli bir mücadeledir." diye konuştu.

- "Batı'da olsa dünyayı başlarına yıkarlardı"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, FETÖ sanığının, 'kahraman' anlamına gelen İngilizce 'hero' yazılı tişörtle duruşmaya gelmesine ilişkin, "Bu, algı operasyonunun bir parçası. Bir halk düşmanı, bir halk kahramanı gibi oluşturulmaya çalışılıyor. Dünyaya 'Bakın millet bunu bir kahraman olarak kabul ediyor' demek için bu fotoğrafı veriyor. Aslında bizatihi bu dahi bir suçtur. Burada savcıların harekete geçip, ilgili bir soruşturma başlatması lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Aynı ihaneti, Batılı bir ülkede bir terör örgütü mensubu yapsaydı, Amerika'da olduğu gibi turuncu mahkum elbiselerini ya da başka ülkelerde olduğu gibi kapkara tulumların giydirileceğini belirten Kurtulmuş, "Hadi bakalım erkekse üstüne bir tanesi 'hero' yazsın da girsin içeri. Dünyayı başına yıkarlardı." dedi.

Türkiye'nin demokrasiye ve insan haklarına saygılı bir süreç yürüttüğünün altını çizen Kurtulmuş, kimsenin bunu istismar etmemesi gerektiğini söyledi.

Bunun düzeltilmesi gerektiğini ifade eden Numan Kurtulmuş, "O insanların da belki tek tip elbiseyle getirilmesi daha doğru bir yoldur diye düşünüyorum." yorumunu yaptı.

- "15 Temmuz sonrasında atılan adımlar devrim niteliğinde"

Bir daha benzer bir darbe girişiminin yaşanmaması için neler yapılması gerektiğine yönelik soruya Kurtulmuş, şu yanıtı verdi:

"İlacı belli; sivil-asker ilişkilerinin düzeltilmesi, bu ilişkilerde belirleyici tek unsur olarak milli iradenin ortaya konulması ve ayrıca devletin ele geçirilmesi mümkün olan bir organizasyon olmaktan çıkarılmasıdır. Devleti, liyakat, ehliyet ve vatana sadakat çerçevesinde herkese açarsanız, layık olan, vatana sadık olanlar bu işin içerisinde olursa, A grubu, B grubu devleti ele geçirmeye çalışmaz. Burada mekanizmanın açıklığı ve devletin şeffaflığının sağlanması gerekiyor. Aynı şekilde silahı eline geçirenin borusunun öttüğü, mühür kimdeyse Süleyman'ın o olduğu bir Türkiye artık geride kaldı. Çok şükür 15 Temmuz'un Türkiye'ye sağladığı en önemli katkılardan birisi belki, 15 Temmuz sonrasındaki reform süreçleridir."

Kurtulmuş, "Bu ülkede bütün sorumluluğu üstlenen sivil iradeyse, devletin sivil-asker bütün bürokrasisi de sivil iradenin yani milli iradenin etkisi altında olacaktır." ifadesini kullanarak, bu anlamda 15 Temmuz sonrasında atılan adımların devrim niteliğinde adımlar olduğunu vurguladı.

- "Millet 'FETÖ, çeteni topla git. Dünyayı başına yıkarım' dedi"

Siyasi iradeyle, Türk Silahlı Kuvvetleri ve devletin diğer unsurları arasında ciddi bir uyumun söz konusu olduğuna işaret eden Kurtulmuş, bu uyum içerisinde herkesin yerini benimseyerek gereğini yerine getirmesi halinde kısa sürede yeni sistemin oturacağını söyledi.

Milletin, 15 Temmuz'da "Topu tüfeği çıkarsanız da işin sahibi benim, sen kışlana dön. FETÖ, çeteni topla git, dünyayı başına yıkarım." dediğini aktaran Kurtulmuş, bundan sonra hiçbir şekilde böyle bir döneme geri gidilmeyeceğini belirtti.

15 Temmuz akşamında milletin, 12 Eylül'ün, 28 Şubat'ın hesabını sormak için sokağa çıktığını anlatan Kurtulmuş, "15 Temmuz aynı zamanda, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat'ın defterinin dürüldüğü, hesabının sorulduğu bir gündü. Bu darbeci çetecilerden bu millet geçmişe doğru da bir hesap sordu." dedi.

- FETÖ elebaşı Gülen'in sözleri

Dinin, rahatlıkla istismar edilen bir alan olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, FETÖ elebaşı Gülen'in "Cebrail gelse bana parti kur dese" sözlerini hatırlatarak, "Bunu dediği zaman neredeyse kimseden bir ses çıkmadı. Bir tek Allah'ın kulu demedi ki, ilahiyat ve diyanet camiasında, 'Yahu sen kimsin Peygamber Aleyhissalatu Vesselamdan sonra bir daha Cebrail Aleyhisselam gelmeyecek. Sen nasıl Cebrail Aleyhisselamın kendine geleceğini düşünüyorsun. Bunun üzerinden kendine manevi bir güç devşirmeye çalışıyorsun.' Bu kişinin masum olduğu gibi inançlar yaygınlaştırıldı." diye konuştu.

Dergahlar, camiler ve medreselerin herkese açık olması gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, "Bu örgütlenmenin temel özelliği ise Müslüman millete kapalı olması, sadece kendi örgüt elemanlarına açık olmasıdır." dedi.

Böyle onlarca konunun yıllarca ihmal edildiğini vurgulayan Kurtulmuş, "Bunlar da tam manasıyla bastonsuz dolaşmışlardır." ifadesini kullandı.

FETÖ'nün topladığı himmet paralarının nasıl toplandığı ve dağıtıldığı konularının şeffaf olmadığını dile getiren Kurtulmuş, FETÖ'yü, ana akım İslam itikadından ayrışması dolayısıyla, Amerika'daki David Koresh tarikatına, gizli örgütlenme özelliği nedeniyle de Opus Dei tarikatına benzetti.

- 15 Temmuz etkinlikleri

Belçika ve Fransa'da, diğer Avrupa ülkelerinin aksine 15 Temmuz etkinliklerine izin verildiğini anımsatan Numan Kurtulmuş, kendilerine de üst düzey protokol uygulandığını söyledi.

Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Doğrusu budur. Demokrasi; söz hakkı, fikir hakkı, insanların açıkça görüşlerini beyan etmesiyse, Türkiye'nin bakanlarının, yöneticilerinin orada vatandaşlarımızla buluşmalarını engellemek akla ziyan bir iştir. Orada güzel programlar yapıldı. Birçok şehirde vatandaşlarımız bir araya geldi."

Türkiye'de de çok güzel programların sürdüğüne işaret eden Kurtulmuş, bunların sadece bir devlet kutlaması olarak değil, milletin sahiplendiği ve benimsediği etkinlikler olarak devam ettiğini anlattı.

Kurtulmuş, 15 Temmuz'un birinci yılında genel olarak Türkiye medyasının da iyi bir sınav verdiğini belirterek, "Nasıl 15 Temmuz akşamında ciddi şekilde demokrasinin yanında yer aldılarsa, bir yıl sonra aynı tavrı görmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Evet, sağda solda farklı sesler olabilir. Onları kendilerine havale ediyorum. Ama sonuç itibarıyla Türkiye medyası gerçekten güçlü biçimde demokrasiye birinci yılında yine sahip çıkıyor" diye konuştu.

Milletin de şehitlerin ailelerine, hatıralarına ciddi biçimde sahip çıktığını kaydeden Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 81 ilin hepsinde bu çalışmaların sürdürüldüğüne dikkati çekti.

Kurtulmuş, düzenlenecek etkinlikleri de hatırlatarak, "Bugün TBMM'de aynen geçen seneki kararlılığı ümit ediyorum yansıtacağız." dedi.