AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump görüşmesine ilişkin, "ABD'deki görüşme, bütün dünya kamuoyunun dikkatle beklediği bir gelişmeydi. Sayın Cumhurbaşkanımız basın toplantısında karşılıklı olarak ortaya konulan perspektiflerle güçlü Türkiye'nin duruşunu ortaya koydu." dedi.

İstanbul Aydın Üniversitesinde düzenlenen "Türkiye'yi Geleceğe Taşımak" konferansında öğrencilere seslenen Kurtulmuş, siyasetin, bilimin, iş dünyasının, kültürün esasının "iddia", "irade" ve "ahlak" olduğunu belirterek, bulunduğu coğrafyada "güçlü ve büyük Türkiye"yi kurmak iddiasına sahip olmak gerektiğini söyledi.

Kurtulmuş, "adalet", "emanet", "toplumsal değişimin esası insan", "dünyanın zenginliklerinin belli ellerde toplanmaması", "bir toplumsal sorumluluk olarak gelişim", "bilim, kültür, sanat, teknoloji, estetik, felsefe, eğitim, inovasyon", "istişare", "mutabakat", "toplumsal sorunların çözümünde karşılıklı rıza", "doğruyu anlama, yol gösterme, iyilik için mücadele" şeklinde sıraladığı toplumsal sorumlulukların yerine getirilmesi halinde Türkiye'nin güçlü bir devlet olacağını ifade etti.

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki petrol arama faaliyetleri dolayısıyla AB başta olmak üzere bazı çevrelerce "hizaya getirilmeye çalışıldığını" anlatan Kurtulmuş, "YPG, PYD üzerinden ya da DEAŞ üzerinden Türkiye, terörle bir şekilde kuşatılmaya çalışılıyor. Türkiye maalesef bir kanlı satranç tahtasına döndürülen Orta Doğu coğrafyasında bloke edilmek istenen esas ülke. Onun için Türkiye'nin çok daha güçlü olması lazım. Bu coğrafyada oturuyor olmanın bedelinin çok ağır olduğunun farkında olmamız lazım." diye konuştu.

Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmeye değinirken, şöyle devam etti:

"ABD'deki görüşme, bütün dünya kamuoyunun dikkatle beklediği bir gelişmeydi. Çok şükür Sayın Cumhurbaşkanımız basın toplantısında karşılıklı olarak ortaya konulan perspektiflerle güçlü Türkiye'nin duruşunu ortaya koydu. Öncelikle Trump'ın 1 metre yanında dururken dedi ki 'Bize yazılan mektubu hem de arkasında o terörist başının mektubunun da bulunduğu mektubu Sayın Trump'a iade ettim.' dedi. Bu, kolay söylenecek bir laf değil. İzlerken televizyonda çok kolay izliyoruz. Bu, güçlü bir ülkenin lideri olanın söyleyebileceği bir sözdür. Arkasından 'Bizim Kürtlerle bir meselemiz yok, bizim meselemiz PYD, YPG ile. Biz terör örgütleriyle mücadele ediyoruz.' dedi. ABD Başkanı hemen yanında 'Kürtlerle aramız çok iyidir.' demesine rağmen o da dedi ki 'Bizim de Kürtlerle aramız iyidir. Ne Irak'taki ne Suriye'deki Kürtlerle problemimiz var. Türkiye'de de zaten hiçbir problemimiz yok. Bizim partimizin şu kadar milletvekili Kürt kökenlidir.' dedi. Güçlü bir şekilde duruş sergiledi. S400'ler meselesinde Türkiye'nin tezlerini açık şekilde ortaya koydu.

Hemen o görüşme biter bitmez Amerikan Senatosundaki Ermeni Soykırım tasarısı Amerikalı senatörler tarafından bloke edildi. Zayıf bir Türkiye'nin başkanının hele böyle bir ortamda gidip Türkiye'nin haklı menfaatlerini savunabilecek bir gücü olmaz. Eğer Türkiye zayıf ve güçsüz olursa, ne Doğu Akdeniz'deki haklarına sahip çıkabilir ne Kıbrıs'taki soydaşlarımızın haklarına sahip çıkabilir ne DEAŞ'ıyla PYD'siyle YPG'siyle mücadele edebilir ne de eş zamanlı olarak hem Ruslarla hem Amerikalılarla hem Avrupalılarla müzakere masasına oturarak sonuç alabilir."

"Türkiye'nin sahip olduğu en önemli şeylerden biri, tıkır tıkır işleyen demokrasidir"

Kurtulmuş, Türkiye'nin savunma sanayinde kullandığı yerli mühimmat ve araç gerecin hayati olduğuna işaret ederek, "Amerikalılar bize yıllardır İHA'ları vermedi. İyi ki vermemişler diyoruz şimdi. Eğer İHA'ları vermiş olsalardı Barış Pınarı Harekatı'nda o İHA'ları kullandırtmazlardı. Türkiye, güçlü bir savunma sanayine sahip olarak şu anda bu harekatta kullandığı mühimmat ve gereçlerin yüzde 70'ini kendisi üretti." diye konuştu.

Bugünkü Birleşmiş Milletlerin (BM) dünyayı taşımadığını, hiçbir sorunu çözemediğini belirten Kurtulmuş, "BM'den diğer uluslararası kuruluşlara kadar hepsinin yeniden yapılandığı, adalete, hakkaniyete dayalı sistemi kurmak mecburiyetindeyiz." ifadesini kullandı.

Kurtulmuş, güçlü Türkiye'den kastın sadece askeri, maddi gücü olan bir Türkiye olmadığına işaret ederek, "Güçlü bir ekonomimiz olacak, güçlü bir şekilde demokrasimiz olacak. Yani toplumun her kesimi siyasal karar alma süreçlerine dahil olacak." değerlendirmesinde bulundu.

Irak, Suriye, Libya ve bölge ülkelerindeki sorunlarda birçok dışsal faktör bulunduğunu ancak söz konusu ülkelerin geniş kitlelerinin siyasal temsilden yoksun bırakılmasının da bu durumda etkili olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Suriye çok farklı kesimlerin siyaseten söz sahibi olabildiği olgun bir demokrasiye sahip olsaydı iç savaş ortaya çıkmazdı. Irak, başından itibaren demokratik bir rejime geçmeyi başarabilseydi bugün bu noktada olmazdı. Türkiye'nin sahip olduğu en önemli şeylerden birisi, tıkır tıkır işleyen demokrasidir." dedi.

Kurtulmuş, Türkiye'nin dış politikadaki etkinliğine değinirken, "Sayın Cumhurbaşkanımız 'Buyurun bu gönderdiğiniz mektup.' diye dün akşam mektubu Trump'a iade etti. Bu, ancak etkin bir dış politikayla olur." diye konuştu.