Sınır mı sinir mi?

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı dedi ki;

“PYD terör örgütüdür.”

Cumhurbaşkanı haklıydı.

Sadece PYD değil, PKK ve YPG de terör örgütüdür.

Ancak cumhurbaşkanımızın bu açıklamasından birkaç saat sonra,

Başkan Obama’dan değil,

ABD Dışişleri Bakanı Kerry’den değil,

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf’dan bir açıklama geldi.

Muhataplık seviyesine bakar mısınız?

“Hayır, PYD terör örgütü değildir.”

Buyurun buradan yakın.

*

Şimdi biz ne yapalım?

Cumhurbaşkanımızın “PYD terör örgütüdür” sözünün birkaç saat içinde yerle yeksan olmasına mı yanalım…

ABD dışişleri Bakanlığının dış kapıdaki mandalı tarafından muhatap alınmasına mı üzülelim?

Çünkü…

Bu açıklamanın ardından birkaç saat geçmemişti ki,

Terör örgütü dediğimiz PYD’ye hem koridor açtık,

Hem de silah yardımı yapılmasını sineye çektik.

Neresinden bakarsak bakalım,

Tek kelimeyle “vahim” bir durum!

*

Biliriz ki hudut “Türk Milleti için namustur.”

Memleketin hangi sınırına,

Hangi karakoluna gidersek gidelim,

Karşımıza çıkan ilkyazıdır bu.

Ancak, tüm sınırlarımıza bu yazıyı yazmamıza rağmen…

Güneydoğu sınırında onca mayınlı tarlamız olmasına rağmen…

Ve dünyanın en güçlü ordusuna sahip olmamıza rağmen…

Kaçakçının girmediği,

PKK’nın cirit atmadığı sınırımız kalmadı?

*

Onun için kimse çıkıp da bize;

“PYD’ye değil, Peşmergeye koridor açtık” safsatası yapmasın.

Hepimiz biliyoruz ki,

PYD iki gündür cayır cayır çalışıyor namus dediğimiz sınırda.

Genel Kurmayın “Muhatap biz değiliz” açıklamasının ardından,

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ne dedi;

“Ben askerin bakanıyım, benim bilgim var.”

Yetmedi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ne dedi;

“Peşmerge geçişine yardımcı oluyoruz.”

*

Sözün özü;

Hepimiz görüyoruz ki,

Canı sıkılan Suriyeli, elini kolunu sallayarak sınırımızı geçebiliyor.

Erbil’de kaçakçılık yapan bir Iraklı, malını eşeksırtında rahatça memlekete sokabiliyor.

Ya da PKK, PYD, YPG gibi terör örgütleri, yazın Türkiye kışın Kandil ve Kobani, yani Ayn El Arab’a istediği gibi girip çıkıyorlar.

*

Oysa diyelim ki;

Yunanistan sınırına İpsala’dan kafanızı uzattınız.

Sonuç; Dakikasında tavşan gibi avlanırsınız.

Veya Bulgar tarafına Kapıkule’den ayağınızı uzatsanız,

Sonuç; Anında indiriverirler adamı.

Hele hele İran topraklarına Doğubayazıt’tan bir göz gezdirmeye kalkın bakalım,

Sonuç; Dakikasında yığıverirler orduyu senin namus dediğin sınırına.

Çünkü…

Sınırdır orası.