Sıfırlama Haftası istiyoruz

Şükür bu günleri de gördük ya,

Artık ölsek te gam yemeyiz.

Çünkü.

Bağımsız yargımızın...

Bağımsız Savcısı...

Sıfırlama sürecini sıfırlayarak;

"17-25 sürecini soruşturmayla gerek yoktur" dedi.

Vatana millete hayırlı uğurlu olsun.

*

Gerçi mahkeme kararı,

TBMM'de üç ay önce kurulan,

Ancak bir türlü toplanamadığı için süresi sona eren,

Meclis Soruşturma Komisyonunun kararını etkilemeyecek demiş.

(Burada hep birlikte gülüyoruz.)

Ey yüce rabbim,

Bizi "aptal" yerine koyanlara karşı sen bize sabır ver.

Oldu olacak bundan sonra 17-25 tarihleri arasını,

"Sıfırlama Haftası" ilan edelim olsun bitsin.

*

Hatta Sıfırlama Haftasının resmi kutlama programı da şöyle olsun;

1. Tapeler eşliğinde, kol saatine bakarak törenlerin başlatılması...

2. Bir dakikalık "Sıfırlama" marşı...

3. Bakara-Makara mesajlarının okunması.

4. Fıtratında sıfırlama olanların tek sıra geçişi.

5. İranlı Uşak Rezza önünde içişleri eski bakanının saygı yatışı.

6. Bakan çocuklarının taşıdığı ayakkabı kutuları ve para sayma makinası ile resmigeçit yürüyüşü.

7. Küçük bir çocuğun "Anlamadım Babacığım" şiiri.

8. Ardından eski ortak ve yol arkadaşına "paralel" küfür yarışması.

9. Savcılık kararı ile kapanış.

NOT; Törenlere tüm halkımız davetlidir.

Nereden nereye.

*

Bu arada Credit Suisse,

20124 yılı "Küresel Refah" raporu yayınlandı.

2000-2014 yılları arasında dünya ülkelerinin en zengin yüzde 10'luk kesiminin servetini araştıran rapora göre;

88.8 ile birinci sıradaki Rusya'nın ardından,

Türkiye ikinci sırada zirveyi zorluyor.

Ancak bu tablo kişi başına düşen milli gelirin artması anlamına gelmiyor.

Çünkü...

2000 yılında refahın yüzde 67'sini elinde bulunduran en zengin yüzde 10'luk kesimin payı,

2014 yılında 77.8'e yükselmiş bulunuyor.

Bu ne demek?

Zengine han hamam, fakire din iman.

Yani; Zengin daha zengin, fakir daha fakir oldu demek.

Özetle; Sıfırlayanlar "Orta direği de" sıfırlamaya devam ediyor.