Asoğlu, "Sperm ve yumurta kalitesi, adet düzeni ve hatta cinsel ilişki sıklığına varıncaya kadar üremeyle ilgili birçok parametre stresten olumsuz etkileniyor." değerlendirmesinde bulundu.  

 Asoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sigaranın üremeyi her yönden olumsuz etkilediği artık netleşmiş bir bilgi. Hatta pasif içiciliğin bile olumsuz etkileri gösterildi. Anne-baba adaylarının aşırı alkol tüketimini azaltmalarını, mümkünse bırakmalarını tavsiye ediyoruz. Akdeniz tipi beslenme, sebze ve meyve ağırlıklı bir program benimsenmeli. Omega 3 içeren yiyecekler, özellikle balık tüketilmeli. Yüksek oranda hayvansal yağ içeren gıdalardan uzak durulmalı ve zeytinyağı tercih edilmeli. Tabii ki, kırmızı et tüketimi azaltılmalı. Kafein içeren gıdalar aşırı tüketilmemeli. Muz, ıspanak, brokoli, yumurta, kuşkonmaz, nar, ceviz gibi vitamin ve antioksidan bakımından zengin yiyeceklere beslenme planında mutlaka yer verilmeli. Beslenme kadar, hareketlilik de önemli. Haftada en az 3-4 gün, her seferinde 45-60 dakika olmak üzere egzersiz yapılmalı."

Hava ve beslenme aracılığıyla vücuda giren zararlı maddelerin de üreme sağlığını olumsuz yönde etkilediğini belirten Asoğlu, "Vücudumuz bunlara karşı antioksidan mekanizmalar geliştiriyor. Ancak oksidanlar, vücudun temizleme kapasitesini aşınca oksidatif etkiler daha fazla kendini gösteriyor. Bunun sonucunda da DNA kırıkları dediğimiz DNA hasarı ortaya çıkıyor." ifadelerini kullandı.

Asoğlu, şunları kaydetti:

"Genel olarak günde en az yedi saat uyumak gerekir. Odanın yeterince karanlık ve sessiz olması, sıcaklığının 20-21 dereceye ayarlanmasında fayda var, hafif serin olmalı. Uyumadan 5-6 saat önce kafein içeren içeceklerden uzak durmak ve yemek yemekten kaçınmak da önemli. Bu arada cep telefonlarının yattığımız yerde bulunmaması gerekiyor."