Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Regayip Zehir, kalp-damar hastalığı, kalp yetmezliği ya da hipertansiyonu olanların, uyguladıkları diyetlerine Kurban Bayramı süresince de devam etmesi gerektiğini belirterek, "Ağır yemeklerden kaçınmalı ve beslenme kurallarını bozmamalıdır. Çünkü bir öğün ağır yemek bile kalp damar sağlığımıza zararlı olabilir." dedi.

Doç. Dr. Zehir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kurban Bayramlarında kırmızı et tüketiminin önemli ölçüde arttığını, bilinen kalp hastalığı olan bireylerin ise diyetlerinde kırmızı et tüketimini azaltmalarının şiddetle önerildiğini aktardı.

Kırmızı etin, yağ, protein, B12, demir, Koenzim Q-10 ve karnitin gibi önemli yapı taşlarını içerdiğini, bu nedenle sağlıklı ve dengeli beslenmenin önemli unsurlarından biri olduğunu aktaran Zehir, "Kırmızı et sağlıklı da olsa porsiyon miktarına, pişirme şekline dikkat etmek sağlığımız için oldukça önemlidir. Fazla et tüketimi tansiyonu, ürik asiti ve kolesterol artışını tetikler. Normal diyette haftada en fazla 2 gün kırmızı et tüketimi önerilmektedir. Ayrıca etlerin yağsız olması ve görünür et yağlarının tüketilmemesi kalp sağlığı için alınabilecek önlemlerdendir." diye konuştu.

Küçükbaş hayvan etinde büyükbaş hayvan etine göre daha fazla yağ bulunduğunu, küçük hayvan eti tüketilecekse yağsız kaburga veya incik kısımlarının tercih edilmesi gerektiğinin altını çizerek, kurban etlerinin mutlaka görünür yağlarının ayrıştırıldıktan sonra tüketilmesini öneren Zehir, şu bilgileri verdi:

"Bunun yanında kolesterolden oldukça zengin olan karaciğer, beyin, böbrek, kelle, paça, dil, yürek, dalak gibi sakatatların tüketiminden kaçınılmalıdır. Yağsız ette bile yüzde 20 oranında yağ bulunduğundan, etli yemekler yağ ilave edilmeden pişirilmelidir. Kurban etini tüketirken özellikle etin yağsız kısımları seçilmeli, kuyruk yağı ve tereyağı kullanılarak yapılan kavurma, kızarma yerine, kendi yağında pişirme, haşlama ızgara, mümkün olabildiğince kısa süreli düşük sıcaklıkta fırında pişirme ile buharda pişirme yöntemi tercih edilmelidir. Özellikle taze etlerin pişirilmesi için basınçlı tencereler kullanılabilir. Zararlı kimyasal ürünlerin oluşmasına sebep olan pişirme yöntemlerinden kaçınılmalıdır."

Doç. Dr. Zehir, ızgara yapılırken dikkat edilmesi gereken hususları da aktararak, etin direkt ızgara alevine maruz kalmasının engellenmesi ve soğan, domates, patlıcan, kabak ve havuç gibi sebzelerin de ızgaraya eklenmesi gerektiğini söyledi.

"Bir öğünden birşey olmaz" demeyin

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Regayip Zehir, kurban eti ile donatılmış sofralarda, baklagiller, tam tahıllar, kepekli tahıllar, az yağlı süt ürünleri, diyet lifi içeren gıdalar, sebze ve meyveler gibi diğer yiyecek türlerinin de dahil edilmesinin önemli olduğunu belirterek, "Fakat eğer gün içerisinde fazla et tüketilmişse protein alımını dengelemek için, proteinden zengin diğer besinlerin alımını azaltmak gerekir. Bunların yanında dikkat edilmesi gereken diğer bir konu da taze kesilen etlerin hemen tüketilmemesidir. Taze kesilmiş etin sindirimi çok zordur, hazımsızlık yapabilir ve sert olmasından dolayı pişirilmesi zordur. Dolayısıyla buzdolabında 1-2 gün bekletilmiş etin tüketilmesi önerilmektedir." ifadelerini kullandı.

Sabah kahvaltısında yumurta, peynir, domates, yeşillik ve esmer ekmek gibi sindirimi göreceli olarak daha kolay besinlerin tüketilmesinin fazla et tüketiminden kaynaklanabilecek sindirim sorunlarını da engelleyebileceğini aktaran Zehir, dondurulmuş etlerin pişirmek için çözüldükten sonra tekrar dondurulmaması gerektiğini söyledi.

Zehir, "Kalp-damar hastalığı, kalp yetmezliği ya da hipertansiyonu olanlar, uyguladıkları diyetlerine Kurban Bayramı süresince de devam etmeli, ağır yemeklerden kaçınmalı ve beslenme kurallarını bozmamalıdır. Çünkü bir öğün ağır yemek bile kalp damar sağlığımıza zararlı olabilir. Ağır bir yemek sonrası kalp daha hızlı atmaya başlar, tansiyon yükselir ve yine kana salınan bazı hormonlar kanın pıhtılaşmasını kolaylaştırır. Ağır bir yemek sonrası kanın sindirim organlarında göllenmesi de yine hayati organlara giden kan akımını azaltabilir. Bütün bunların sonucunda kalp krizi oluşması kolaylaşabilir. Bu nedenle bir öğün bile olsa yüksek karbonhidratlı, kızartmalı ve yağlı yemek anlamına gelen aşırı ağır bir yemek, kalbimizi zorlayacaktır." şeklinde konuştu.

Kurban Bayramı'nda kırmızı et tüketimi ile birlikte tuz kullanımının da arttığına işaret eden Zehir, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bu durum yüksek tansiyon hastaları için ciddi bir tehlike oluşturmaktadır. Alınan fazla tuz miktarı kan basıncında aşırı yükselmelere yol açarak beyin kanaması, felç ve kalp krizi riskini artırabilmektedir. Bu nedenle tuz tüketimi günde 5 gramın altında tutulmalıdır (1,5 çay kaşığı veya 1 silme tatlı kaşığı). Bayram ziyaretleri sırasında sunulan ikramlar sıklıkla yoğun tatlı içerdiği için kalp damar ile şeker hastaları bu tatlıları dikkatle tüketmeli, tatlı alımını en az düzeye indirmeli, hafif olan sütlü tatlıları tercih etmeli, bunun yanında şekerli içeceklerden mümkün olduğunca uzak durmalıdır. Günlük ortalama 2,5 litre su tüketimine dikkat edilmelidir. Bayram ziyaretleri sırasında artan çay ve kahve tüketimi nedeniyle uykusuzluk, kalp ritim bozuklukları, mide problemleri ile karşılaşabilmektedir. Bu tür içeceklerin tüketilen miktarlarına dikkat edilmelidir. Bayram süresince yenilen besinlerin sindirimini kolaylaştırmak için daha fazla hareket edilmeli, mümkünse yüzerek spor yapılmalıdır. Tabii ki hastalarımız tüm bu önerileri dikkate alırken unutmamaları gereken bir nokta, kurban vazifelerini yerine getirirken aşırı efor gerektiren işlerden uzak durmaları gerekliliğidir."