Öcalan, Barzani ve AKP anlaşması!

 

Serok Ahmet istediği kadar kongreden kongreye koşsun,

Horasan Erenlerinden girip Ahmedî Sani’den çıksın,

Bilinmelidir ki;

Saray’da yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı günü,

Üzeri Sultan Erdoğan tarafından kırmızı kalemle çizilmiştir.

Çünkü Erdoğan…

Önümüzdeki dönemde Serok Ahmet’in yerine,

MİT Müsteşarı Serok Fidan’ı sahaya sürmüştür.

*

Peki, sizce Hakan Fidan sadece Milletvekilliği için mi istifa etti?

Hayır.

Biliyoruz ki,

Sultan Erdoğan isterse,

“Sır küpüm, kara kutum” dediği Fidanı dışardan atama ile Bakan yapabilirdi.

Örnek; Ahmet Davutoğlu, Efkan Ala.

Demem o ki;

Erdoğan bu atamayı Serok Ahmet’i Saraya bile çağırmadan yapardı.

*

O nedenle Sultan Erdoğan’ın;

“Fidan bana rağmen aday oldu” açıklaması da,

Tam bir algı operasyonu…

Tam bir “cambaza bak” oyunudur.

Sultan Erdoğan AKP’nin 7 Haziranda büyük bir “hüsran” yaşayacağını biliyor,

Kendisini meydanlara atma sebebi de budur.

Ancak “ya tutarsa” hesabıyla,

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin söylediği gibi,

Fidan’ı “Çözüm sürecinin Çatı Başbakanı” yapmayı planlıyor.

*

Neden mi?

Dönemin Başbakanı Sultan Erdoğan Hakan Fidan’ı,

Anayasa ve Yasalara aykırı olarak,

Önce Oslo’da “sözcüsü” konumunda “müzakere” masasına oturtmuş…

Sonra da İmralı’da Öcalan görüşmelerinde “sır küpü” olarak kullanmıştır.

Kısaca Hakan Fidan’a defalarca “Anayasa suçu” işletmiştir.

Onlarda biliyor;

“İhanetin nedeninin değil, er geç bir gün bedelinin olacağını”.

*

İşte o ihanet ilk meyvesini, Barzani ve Öcalan’ın yaptığı ”sinsi anlaşma” ile gösterdi.

Önemli bir kaynak diyor ki;

AKP’ye güvenmeyen terörist başı Öcalan ve AKP’nin Kak Barzani’si önümüzdeki günlerde;

“Beraber yaşamak istiyoruz” beyanları verip zaman kazanarak,

Birinci aşama da; PKK’nın şehirlerdeki silahlanma ve örgütlenmesinin tamamlayacaklar.

İkinci aşama da; Mayıs ayından itibaren şiddetli saldırılara başlayacaklar.

Üçüncü aşama da; PKK’nın bugüne kadar yaptığı gibi, öldürdüğü insanların suçunun Türk güvenlik güçlerine atacaklar.

*

İşte asıl oyunda bundan sonra başlayacak.

Bölgede yeniden kan akmaya başlayıp,

İnsanlar yaşamını yitirdikçe,

“Sivil İtaatsizlik Eylemleri” adı altında,

PKK’nın 6-8 Ekim’de provasını yaptığı gibi,

Yeni bir “silahlı kalkışma” başlatacaklar.

*

Bitti mi?

Hayır.

Hemen akabinde;

Türk Askeri Bizi Öldürüyor” diye dünyayı ayağa kaldırıp,

Üzerine birde Birleşmiş Milletlerden bölgeye “Barış Gücü” isteyecekler

Düşünün bu çağrıya kulak veren emperyalist devletler,

Sizce kimin safında yer tutar?

Tabi ki BOP’un “Böl-Parçala-Yönet” oyununa hizmet eden PKK’nın!

*

Tüm bunlar olup biterken sahneye,

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin TBMM Grup konuşmasında dikkat çektiği,

“Ekonomik Tetikçiler” çıkarılacak.

Bu tetikçiler “boğazımıza kadar” borca saplandığımız,

“Sıcak paraya dayalı” ekonomimize operasyon yaparak,

Başımız iyice belaya sokacaklar.

Son zamanlardaki ekonomik tabloya iyi bakın.

*

Ve son vuruş.

Bölgede “bağımsızlık” oylaması istenip,

Uluslararası denetçiler denetiminde “Plebisit” yapılacak.

Sonuç;

Bu aziz millet birliğine, beraberliğine ve toprağına sahip çıkmazsa,

Elinde yardım paketi alacak bir ülke bile kalmayacak.

Gözünün önündeki “Paralel Devlet” yapılanmasını görmeyen muktedirler mi?

Onlar ne kadar; “Aldatıldık, kandırıldık, kimse bize anlatmamıştı” deseler de,

Eğer gözünü açmazsa,

Olan yine Millete olacak.