MHP söz konusu olduğunda medyada tuhaf bir körlük ve bilmeme hali var. Sonu gelmez tartışmalardan MHP'ye düşen pay "MHP'nin projeleri var mı?", "MHP küreselleşme konusunda ne diyor?", "MHP'nin terör sorununa ilişkin askeri tedbirler dışında bir çözüm önerisi var mı?" türünden artık sıradanlaşmış cümleler.

Aslında MHP'yi TV programlarında tartışmaya konu etme hakkını kendinde görenlerin bu durumda yapacakları basit bir şey var: MHP'nin yayınlarını okumak, internet sayfasına girerek konuya ilişkin raporları incelemek, parti programına bakmak ve parti yetkililerin bu konulardaki açıklamalarına göz atmak. Ne var ki, bu zahmete katlanmayan zevat önyargılarını ilahi hüküm kisvesinde kamuya beyan etmede sonsuz bir cesaret ve ısrar sahibi.

MHP konusunda ahkâm kesme özgürlüğünü tepe tepe kullanan "liberal" meşrepli yazarlardan bir tanesi muhatabına "ben MHP'nin küreselleşme konusunda bir fikri var mı bilmiyorum" diyor bir TV tartışma programında. "Bilmek" bilinçli bir eylem olduğu için çaba gerektirir. "Bilmemek" ise hem bilinçli hem de bilinçsiz olarak gerçekleşir. Bilinçli bilmeme halinin ki siz buna isterseniz önyargı deyin, devası yoktur. Akademisyen olduğunu öğrendiğim bu yazarın "bilinçli bir bilmeme hali" ile bu yüksek kanaate vardığı anlaşılıyor. Oysa başlıca siyasi partiler içerisinde küreselleşme kavramı ve olgusuna ilişkin en ayrıntılı ve içi dolu tartışmaları MHP yapmaktadır. Medyanın meşhur tembellerini zahmetten kurtarmak adına MHP'nin küreselleşme ile ilgili değerlendirmelerini özetleme gereği hâsıl oldu. Umut edilir ki faydası dokunur.

MHP'nin 40. Yıl etkinlikleri çerçevesinde yapılan bir konferansta tarafımızdan üç siyasi partinin MHP, CHP ve AKP'nin küreselleşmeye dair ifadeleri karşılaştırılmıştı. Partilerin seçim beyannameleri, parti programları ve büyük kurultay konuşmaları (BKK) incelenerek yapılmıştı bu çalışma.  Ortaya çıkan tabloyu şu şekilde özetlemek mümkündür:

  • Diğer partilerle göre MHP'nin küreselleşmeye ilgisi açık ara fazladır. Öyle ki, 1997'den 2006'ya bütün büyük kurultay konuşmalarında, seçim beyannamelerinde "küreselleşmeye" özel yer verilmiştir. 2011 seçim beyannamesinde de Türkiye için çizilen vizyonun "küresel güç olma iddiası" taşıdığı defalarca vurgulanmaktadır.
  • CHP ve AKP "küreselleşmeyi" bir "ekonomik" olgu olarak (bkz. Parti programları) ele alırken MHP buna ek olarak sosyolojik, kültürel, siyasi ve ahlaki boyutlarını da sorgulamaktadır. Zira küreselleşmeyi salt ekonomik boyutuyla ele almak çok eksik ve yanıltıcı olmaktadır. Siyasiler ve akademisyenler bu yanılgıya sıkça düşmektedirler.
  • Özellikle AKP, söyleminde küreselleşme kavramını tercih etmemekte, daha çok "serbest piyasa" mefhumu üzerinden kendini açıklamaktadır. Bu da nereden bakarsanız "kapitalizme" denk gelmektedir. Nereden nereye...
  • MHP küreselleşmeyi bazen "yeni dünya düzeni" (BKK, 1997: s.30) bazen "yeni emperyalizm" (BKK, 2006:s.152) bazen "yeni bağımlılık ilişkisi" (BKK, 1997: s.31) bazen de "yeni sömürgecilik" (BKK, 2003: s.114-5) olarak nitelendirerek olumsuzlaştırmaktadır.
  • MHP'ye göre küreselleşmenin bu olumsuz yüzünde "...eşitsizlik, yoksulluk, etnik çatışma ile dinler ve kültürler arası hoşgörüsüzlüğün egemen olduğu bir düzensizlik"(BKK- 1997: s.31), "yozlaşmış bürokrasi, tekelci büyük sermaye ve Batıcı elitlerin koalisyonu, ...millî olan her şeyi tahrip etme arzusu... (BKK, 2003: 114-5), ...küresel sefalet...(BKK, 2000: 58-9) gibi durumlar yer almaktadır.
  • Buna karşılık milliyetçiliğin "küreselleşme" ile uzlaşabileceği görüşü de vurgulanmaktadır (BKK, 2006: s179). Bu durum şöyle ifade edilmektedir: "Partimiz, küreselleşme sürecine milletler arası iş birliği ...adalet ve sürdürülebilir rekabet ilkelerinin yön vermesi gerektiğine inanmaktadır" (Parti prog. s.12). "XXI. yüzyılda, beşerî çoğulculuğun ve dayanışmanın iki anahtar kavramı demokrasi ve milliyetçilik olacaktır" (BKK, 2000: s.60).
  • MHP'ye göre küreselleşmenin en fazla ihtiyaç duyduğu kavram "ahlaktır" ve bu uluslararası işbirliklerinin de başarısı için bir ön şarttır: " ...millî, bölgesel ve küresel sacayakları üzerine oturmuş.. bir küresel sorumluluk ahlakı" (BKK, 2000: s.55) talebi ile bu durum ortaya konmaktadır ve milli olan ile milletlerarası olan arasında geçişin anahtarı sunulmaktadır. Bu anlamda partiye şöyle bir misyon biçilmektedir: "Milliyetçi Hareket Partisi, milliyetçiliği merkez alan bir model ile devlet ve millet uyuşmasını sağlayacak, laik ile dinîyi, millî ile evrenseli, küresel ile yereli, birey ile toplumu, millî duruş ile uzlaştıracak tek siyaset seçeneğidir" (BKK, 2006:s.179).
  • Milliyetçilik ayrıca küreselleşmenin sömürüye ve emperyalizme yaslanan karanlık yüzüne karşı da bir çıkış yolu anlamına gelmektedir. Şöyle ki "...küresel dayatmaların önündeki engel millî devlet yapısı ve milliyetçiliktir." (BKK, 2006: s.153). MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli "Bizim en büyük dileğimiz, küreselleşme sürecinin bütün yeryüzünü kuşatmaya başladığı bir süreçte, daha adil, daha sömürüsüz ve daha kavgasız bir dünya; daha mutlu, daha huzurlu bir insanlık ailesidir" (D. Bahçeli, 2000 yeni yıl mesajı) ifadesi ile milliyetçilik ile evrensel olanı uyumlaştırmada bir sorun olmadığının örneğini vermektedir.

Sanırım bu kadarı yeterlidir. MHP ve milliyetçilerin küreselleşmeye ilişkin çok daha yoğun tartışmalar yaptıklarını meraklıları biliyor. Ancak bu konuda hala "MHP küreselleşme konusunda ne düşünüyor ben bilmiyorum" ifadesiyle allameliğe soyunanlar için yapacak fazla bir şey de yoktur. Zira bilinçli bilmeme halinin çaresi yoktur. Bilmek istemeyenler bilmezler.