Kanlı Bayram

Biliyorum.

Bu başlık “bayrama” hiç uymadı.

Gerçi başlık bayrama uymasa da,

Hayatın gerçeğine öyle bir uydu ki,

Ramazan bayramı öncesi akan kan,

“Kurban bayramını” aratır oldu.

Kanlı bir coğrafya…

Nefret tohumları ekilen ülkeler…

Birbirinin gözünü oyan toplumlar…

İnsanları kutuplaştıran kirli siyasetler…

Ölümlerden beslenen terör ve teröristler…

Patlayan bombalar…

Yiten canlar…

İhmaller, ihanetler, ihtiraslar…

*

Ülkemizin ’de dâhil olduğu,

Ortadoğu denilen Müslüman coğrafyasına baktığınızda,

Ne bayramı görebilir…

Ne kardeşlikten bahsedebilir…

Ne de “barış” vurgusundan söz edebiliriz.

Çünkü bugün “bayram sevinci” diye adlandırılan,

Avutucu sevinçler ve uyutucu sahte tatlar var.

Öyle değil mi?

Eskiden bayramlarda ağızımızda akide şekeri tadı kalırdı,

Şimdi ise aklımızda terör ve tabutlar kalıyor.

Irak’ta, Suriye’de, Türkmen dağında ve Türkiye’de,

Bu bayram da bomba, ölüm ve terör var.

Her yer sessiz.

Sanki herkes çaresiz!

Şairin dediği gibi,

“Hava kurşun gibi ağır…”

Suskun gözlerle bakıyor insanlar çevreye,

Adeta göz bebeklerinde bayraklar yarıya inmişçesine.

*

Caddeler ve sokaklar sessiz…

Kaldırımlar, otobüsler ve vapurlar kimsesiz.

Kimse kimseyle konuşmuyor gibi.

Gerçi konuşsa da sesleri çıkmıyor ya,

Neyse.

Hepimizin yanında patlıyor bombalar.

Hepimizin içini parçalayarak!

Hepimiz yerlerdeyiz aslında kanlar içinde,

Boğazımızda düğümlenip atamadığımız çığlıklarımızla,

Bitkiniz hepimiz ölümün eşiğinde!

Biliyoruz,

Bugün ölmesek te bekliyoruz.

Kahpe terörün “kancık piyangosu” yarın hangimize vuracak diye.

Her saat ölümü bekliyoruz,

Ve artık ölmekten yorulduk.

Hem de pisipisine ölmekten.

Dahası ülkeyi yönetenlerin her terör saldırısı sonrası,

“Zafiyet yoktur” açıklamalarından ölmekten.

Ne diyelim “zafiyet” yoksa “afiyet” vardır.

O zaman millet olarak hepimize afiyet olsun.

Hayırlı Bayramlar Türkiye.