Kaç-Ak Sarayın, Kara Lastik itibarı!

Her ne kadar Erzurum da kara lastik,

Yozgat ta Cızlevet denilse de...

Anadolu tabiriyle “soğuk kuyu” dur adı...

Çünkü kışın kuyu gibi soğuk…

Yazın da bir o kadar sıcak tutar ayağı.

Türkiye'nin hemen her köyünde,

Milli kıyafet gibidir soğuk kuyu!

*

Fiyatı çok ucuzdur...

Genelde 10 TL’yi geçmez.

Anadolu insanı gibi sağlamdır.

Kolay yırtılmaz,

Çabuk bozulmaz...

Tarlada, tapanda, ahırda giy hiç bir şey olmaz.

Çamuru mu?

Suyla yıkayınca tertemiz olur!

*

İnsanlık gibi…

Edep ve adap gibi…

Onur ve haysiyet gibi…

Uzun zamandır unuttuğumuz soğuk kuyuyu da,

Karaman'ın Ermenek İlçesi'ndeki cenaze namazında...

Madenci Tezcan Gökçe’nin babası,

Recep Gökçe'nin ayağında görünce hatırladık.

Üzerinde çok konuşup,

Yerli yersiz laf ebeliği bile yaptık.

*

Dahası, Recep emmiyi o gün hatırlayıp,

O kadar çok konuştuk ki,

Kendisine “soğuk kuyu” ayakkabı gönderen devlet erkanının,

“Göstermelik” duyarlılığı bile soğutmadı içimizdeki yangını.

Çünkü biz Recep emmiye:

“Evladının öldüğü soğuk kuyuları, yaşarken ayağında taşımayı” reva görmüştük.

*

Milletvekillerinden Vali’ye,

Devletin amir ve memurları hatta Bakanlara kadar,

Hemen hepsi oradaydı.

Ama onlar sadece “baktılar!”

Çünkü Recep emminindelik deşik olmuş kara lastiği,

Kendisine 1250 odalı saray yaptırıp,

Bunu da “Devlet itibarı” olarak savunanların yüzüne,

Anlayabilirlerse “kapkara bir leke” gibi çarpmıştı.

*

Lafla peynir gemisi yürümüyordu,

Fakat…

“Türkiye şöyle büyüdü, Türkiye böyle kalkınıyor” masalı anlatıp,

Yokluğu, yoksulluğu, köyü ve soğuk kuyuyu unutan Yeni Türkiyeciler,

İstediği kadar “dünyanın en itibarlı ülkelerinden biri olduk” martavalı sallasalar da,

Millet olarak bir kez daha gördük ki,

Ülkenin itibarını saraylarda değil,

Recep emminin kara lastiklerinde arayanlar “itibar” sahibi oluyor.