İçi boş siyasetle gündemi boşaltmak!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlığı döneminde demişti ki;

“Gündemi değiştiremezsem ülkeyi yönetemem.”

İşte Erdoğan’ın kanatları altındaki Davutoğlu iktidarı da bu taktikle,

“Durmak yok yola devam” diyor.

Tabi yersen?

*

Bilenler bilir,

Özellikle Anadolu coğrafyasında 17 Aralık denince

Akla “Hz Mevlana’nın” vefatının yıldönümü,

Yani “Şeb-i Arus” akla gelirdi.

Ancak son bir yıldır 17 Aralık denince akla,

İktidar partisinde dört bakanın istifasıyla sonuçlanan “yolsuzluk, rüşvet ve hırsızlık” soruşturması geliyor.

*

Tabi iktidarın elinde olsa,

Bu tarihi takvim yapraklarından toptan silecek.

Öyle ki, “17-25 sendromunu” izale edip unutturmak için akla gelmeyecek şeyler yapıyor.

İşte “Okullarda Osmanlıca öğretilecek” çıkışı da bu çabalardan birisi.

*

Sorarım sizlere,

“Tek başına iktidarın” on üçüncü yılını devirenler,

“Osmanlı ve Osmanlıcayı” yeni mi hatırladı?

Yoksa 17-25 rezaletinden sonra,

Bir “klozetinin” fiyatı dokuz işçinin maaşına bedel…

“Altın varaklı” kadehlerinin sadece bir tanesinin fiyatı, milyonların talim ettiği “asgari ücretin” çok üzerinde olan,

1150 odalı “israf” sarayının da üzeri “Osmanlıca” örtüsüyle mi kapatılmaya çalışılmaktadır?

*

Şimdi;

Sen üç katrilyon dolar tutarında yer altı kaynağı olan bir ülkeyi on üç sene tek başına yöneteceksin…

Sen ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarını küresel tefecilere transfer edeceksin…

Sen hukukun engellediği peşkeşlere, yıllar sonra hayıflanarak dilediğini yapacaksın…

Sen kendi yargını, kendi polisini, kendi askerini, kendi bürokrasini kurup,

Sonra da ürettiğin suni gündemlerle bu ayıpları örtmeye kalkacaksın öyle mi?

*

Her fırsatta Horasan Erenlerinden” olduğunu söyleyen Sayın Başbakan;

Söyler misiniz?

Horasan Erenlerinden olan birine,

17/25 Yolsuzluk, Hırsızlık ve Rüşvet olaylarını ört bas etmek yakışıyor mu?

Söyler misiniz Sayın Başbakan?

Hoca Ahmed Yesevi Hazretlerinin talebesi olduğunu söyleyen birine, Reza Zarrab gibi bir altın kaçakçısının önüne yatan Bakanları koruyup kollamak yakışıyor mu?

Söyler misiniz Sayın Başbakan?

Üç kelimenizden birinde “destur aldım” diyerek dilinizden düşürmediğiniz Hacı Bayram Veli Hazretlerinin ruhuna “ayakkabı kutusu ve yatak odalarından çıkan para dolu kasaları” savunmak yakışıyor mu?

Söyler misiniz Sayın Başbakan?

Her cümle de Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerini dilinden düşürmeyen bir insana “bakara, makara” diyerek çikolata kutularında milyonları götürüp “hediyeleştik” diyen eski bir bakanı savunmak yakışıyor mu?

Hele hele on üç yıldır “din, diyanet” diyen bir iktidara Peygamberimiz Hz. Muhammed’i “kibirli” olmakla suçlayan başka bir bakanı baş tacı etmek yakışıyor mu?

*

Çıkmışsınız;

“Biz yolsuzluğa geçit vermedik, vermeyeceğiz” diyorsunuz.

Söyler misiniz Sayın Başbakan bunu neye dayanarak söylüyorsunuz?

Çünkü size bağlı Adli Tıp Kurumu dedi ki;

“17-25 Aralık konuşmaları montaj değildir doğrudur.”

Mesela yine size bağlı MİT Müsteşarlığı ve MASAK;

 17/25 Yolsuzluk-Hırsızlık-Rüşvet olaylarının açığa çıkmasından 8 ay önce bu olayları doğrulayan Raporları dönemin Başbakanı Erdoğan’a vermedi mi?

O nedenle,

Bırakın artık şu içi boş siyasetle gündemin içini boşaltmayı.