Hani minareler süngü, camiler kışlanızdı?

 

Şair ne demiş?
“Alçaklığın, hainliğin, ikiyüzlülüğün…
Kısaca cümle kokuşmuşluğun at oynattığı bir dönemde,
Yaşamdan zevk alabilmek,
Ancak zayıfların bahtiyarlığıdır.”
*
Terör ‘mü olmuş?
Dış güçlerin oyunudur.
Onlarca şehit mi olmuş?
Kanı yerde kalmayacak.
Terör şehirleri kan gölüne mi çevirmiş?
Hesabı sorulur, terörle bir yere varılmaz.
*
Enflasyon çıkmış, ekonomi dibe mi vurmuş?
Hamdolsun teğet geçti.
Faiz oranları tavan mı yapmış?
“Vatan haini” ilan edilen Merkez Bankası Başkanı yapmıştır.
Ülkede eğitim sorunu mu var?
Ey öğretmenler siz ne işe yararsınız” olmuş.
*
Kadın tecavüze mi uğradı?
Mini etek ve kırmızı ruj tahrik sebebi olmuş.
Çocuklar uyuşturucuya mı alıştı?
Sorumlusu anne babalar olmuş.
Mısır’da çocuk mu öldürüldü?
Bizim çocuklar terörist, Mısırlı çocuk kahraman olmuş.
*
Mahkemeler iktidarın istemediği bir karar mı verdi?
O mahkeme Paraleldir, kararı asla tanınmaz olmuş.
Kamuoyu iktidara masum bir tepki mi gösterdi?
Ya Faiz lobisinin adamı, ya da darbeci olmuş.
Toplum nezdinde mağduriyet mi yaratacaksın?
Sümeyye Erdoğan’a suikast girişimi olmuş.
*
Asker iktidarın güvenlik uygulamaları ve çözüm sürecinden rahatsız mı?
Ya “kâğıttan kaplan”, ya da “iyi ki bunlarla savaşa girmemişiz” olmuş.
TOMA ve biber gazından kaçanlar camiye mi sığındı?
Kesin orada içki içenler olmuş.
Başörtülü bacımız Kabataş’ta dolaşmaya mı çıktı?
Mutlaka deri pantolonlu yüz adam tarafından tacize uğrar olmuş.
*
Yağan kar ve yağmur sonucu şehirler harabeye mi dönmüş?
Kılıf hazır; Allah’tan olmuş.
Binlerce insanın yaşamını yitirdiği depremlerde çamur evler mi oluşmuş?
Kılıf hazır; Mevla’dan olmuş.
Maden ocakları çöküp yüzlerce insan ne güzel mi ölmüş?
Kılıf hazır; Kader ve Fıtrattan olmuş.
Adam kayırma, yandaş atama, rüşvet ve yolsuzluk ayyuka mı çıkmış?
Kılıf hazır; Kendilerine göre uydurulan “Sure ve Ayet” den olmuş.
*
Sözün özü;
“Minareler süngümüz, Camiler kışlamız” diyerek iktidara gelenler,
Bugün boğazına kadar yolsuzluk ve rüşvet skandalına batmıştır.
“Kimsesizlerin kimi olacağız” diyerek devlet koltuğunu gasp edenler,
“Reza Zarrabın, 17-25’ci dört bakanın, işçilerimizi katleden maden sahiplerinin” kimi olmuşlardır.
Şeyh Edibali’den örnekler verip “insanı yaşat ki devlet yaşasın” diyenler,
Bugün “insanı öldür ki koltuk yaşasın” noktasına gelmiştir.
*
Sonuç;
Hırsızlık ve yolsuzlukları saklayarak,
Haksızlık ve adaletsizliği gizleyerek,
Demokrasiyi yok ederken “yayın yasağı getirip” sansür koyarak,
Güçlü ya da temiz olduğunuzu mu zannediyorsunuz?
Eğer ortada pis işler ve pis kokular yoksa…
Ey iktidar siz bu yasaklarla neden korkuyor,
Ve neyin üzerini örtmeye çalışıyorsunuz?