Ülkü Ocakları eski başkanları  "Hayır" demek için toplantı yapmış… 

Bu toplantı devrimci, komünist artığı olan Oda Tv'de "Türkiye bu toplantıyı konuşuyor" demiş… İnanın kimse konuşmadı. Konuşanlar sadece bu OdaTv, Aydınlık, Sözcü, Cumhuriyet, Yeniçağ, Ulusal Tv… Bunların ortak özelliği de genelde FETÖ ve PKK sesi olması ve MHP düşmanlığı yapmasıdır.

Çünkü MHP'ye ve MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye zarar verecek her adımı mercekle arıyor ve onu büyütüp kara propagandaya dönüştürüyorlar.

Ülkü Ocakları eski başkanları sıfatıyla toplantı yapanların içindeki iki isim hariç, diğerleri zaten bir davası, ideolojisi olmayan, DYP'den Anap'ın kapısına, Anap'tan AKP'nin, AKP'den MHP'nin kapısına gelmiş, kimi zaman Ülkücü kimlikten, kimi zaman Bozkurt işaretinden rahatsız olmuş, ömründe en çok övdüğü kişi Fethullah Gülen olmuş bayanın eteğine tutunup yolculuk yapanlardır. Yani "Hayır" için yeni oluşmuş bir manzara yok… Yani daha önce de "Hayır'sız" birliktelikleri de söz konusu idi.

1992 yılında "Alparslan Türkeş DYP-SHP hükümeti içindeki PKK'lılara destek veriyor" bahanesine ardına sığınarak MHP'den istifa eden ve CHP'ye oy verip, CHP'ye danışmanlık yapanda oradaydı, 7 Haziran seçimlerinde CHP'den aday adaylığı dosyasını gizlice verip, aday yapılmaya n da oradaydı.

İşte bunlar oturmuş, "Ülkü Ocakları eski başkanları " sıfatı taşıyanlara nüfus kalabalığı yapıyor.

Zaten şimdi beraber olanların "Anayasa Değişikliği için" olağanüstü karar alıp yanyana gelmişliği yok. MHP Anayasa değişikliği için "Hayır" demiş olsaydı, aynı isimlerin bu seferde "MHP nasıl olur da CHP, HDP, PKK, FETÖ, Perinçek safında olur. Bizim görev yaptığımız dava bu mu?" diye nutuklarını dinlerdik.

Dört yazarını "Fethullah Gülen'i eleştirdi" diye gazeteden uzaklaştıran Yeniçağ'ı karargâh yapmış, "1980 öncesi Fethullah Gülen'in dinlerarası diyalog modeli uygulansaydı sağdan-soldan ölümler olmazdı" diyenin peşinde koşmaktan nefesi tükenmiş adamların artık bu sıfatı taşıyacak bir özelliği kalmamıştır. Sesini, görüntüsünü artık Cumhuriyet'in, Aydınlık'ın, Halk Tv'nin, Ulusal Kanal'ın şekillendirdiği adamların hikâyesidir bu yeni başlayan…

Herkes kendi alanında özgürdür. Tuhaflıklarını özgürlük olarak yaşayanlarda, kendi özgürlüğünde sınırlarını elbette aşmamalıdır.

 Teröristbaşı Öcalan'ın bile "Ülkü Ocaklarına kayıtlıydım" dediği, Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Bende Ülkücüyüm" dediği, Doğu Perinçek'in "Ülkücüler arasında seçim olsa beni seçerler" dediği, HDP milletvekili Hüda Kaya'nın "Gençlik yıllarında Ülkücüyüm" dediği bir dünyada yaşıyoruz. İt izinin kurt izine karıştığı yeni bir dünya oluştu anlayacağınız…

Ülkücülerin yuvası MHP ve Ülkü Ocaklarıdır.  MHP'nin başında bugüne kadar hangi adımı attıysa sonunda haklılığını tüm Türkiye'nin gördüğü Devlet Bahçeli gibi bir lider, Ülkü Ocakları'nın başında da samimiyetle davaya hizmetlerini sürdüren, Lideri ve davasının yanında dimdik duran Olcay Kılavuz vardır. Bugün MHP ve Ülkü Ocaklarına saldıranların kimlere sırtını dayadığına bakın, zaten saldırıların temel amacını anlarsınız.

PKK'nın televizyonunda "Anayasa'nın 2. Ve 3. Maddelerini gelin değiştirelim" diyen Kemal Kılıçdaroğlu'nun PKK'nın, FETÖ'nün sesi olmuş Halk Tv'sinde arzı endam eden adamların "İçinde doğup büyüdüğüm Türkiye Cumhuriyeti'ni kaybetmemek için #Hayır !" masallarına CHP bile gülüyordur. Ama ha gayret bu sefer CHP'den milletvekili olacaktır.

Her sözü senet olan MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye güvenmeyip, Fethullah Gülen sevdalılarının, Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Doğu Perinçeklerin, devrimcilerin, komünistlerin, bölücülerin peşinden gidenler, hikayeleriniz için artık yeni bir konsept oluşturun…

Bunlarla yanyana olmaması gerekenlerde kendilerine duyulan saygı ve sevgilerini korumanın yoluna tekrar dönmelidir.

Birbirine benzemezlerin yan yana gelip, "AKP-MHP nasıl Anayasa değişikliği yapar" sözünü de espiri olarak kabul ediyoruz…

Ortadoğu