Engin Alan Pazarlığı yapıldı mı?

 Çeşitli yer ve şekillerde yapılan hainliğin adıdır ihanet.

Kimi zaman kişiye,

Kimi zaman müesseseye,

Kimi zaman aileye,

Kimi zaman vatan ve millete,

Kimi zaman devlete,

Kimi zaman da hepsine birden yapılır,

Tıpkı terörist başı Öcalan ve kanlı örgütünün yaptıkları gibi!

 *

Yıl 1987 Mardin'in Ömerli ilçesine bağlı Pınarcık köyü.

5 Temmuz 1993 Erzincan Başbağlar köyü.

21 Ekim 1993 Siirt'in Baykan ilçesi, Derince mezrası.

13 Mart 1999 Öcalan Yakalandıktan kısa süre sonra, İstanbul Mavi çarşı.

13 Eylül 2006  Diyarbakır'ın Bağlar beldesinde Koşuyolu Parkı.

27 Temmuz 2008  İstanbul Güngören meydanı.

19 Haziran 2010 Hakkâri Şemdinli ilçesi.

14 Temmuz 2011 Diyarbakır Silvan ilçesi.

19 Ekim 2011 Hakkâri Çukurca beldesi.

Daha fazla sayamıyorum.

Ama biliyorum ki yüzlerce sayfayı doldurur bu katillerin yaptıkları.

*

Kaç ailenin ocağını söndürdü...

Kaç çocuğun günahına girdi…

Kaç gencin geleceğini bitirdi…

Kaç kişinin ömrünü tüketti…

Ve sayısı bilinmez kaç kişinin ahını aldı bunlar.

Ancak gelin görün ki,

Bugün “çözüm süreci “ adı altında başta İmralı canisi olmak üzere,

Hepsi birden Türkiye’yi çok sevdiğini tekrarlayıp duruyorlar.

Türkiye’yi seven,

Ülkemizin Egesinde, AK denizinde, Batısında ve Kuzeyinde yaşayan,

Ve her fırsatta hakkını savunduğunu iddia ettikleri milletimizin bir parçası,

Kürt kardeşlerimizin evini, işyerini, arabasını ve mahallesini yakar mı?

Yakmaz.

Oysa bunlar sadece yakmakla kalmıyor, yıkıyor, yok ediyor ve öldürüyorlar.

Çünkü bunlar kaos, kargaşa, karışıklık, keşmekeş ve kandan besleniyorlar.

Sonra yine çıkıp “çözüm sürecinde kan akmıyorsa bunu biz yapıyoruz “ diyorlar.

*

Bu millet bu tutarsızlığı gün gibi görüyor.

Hatta bu tutarsız insanlarla “iş birliği” yapanları da!

İşte bir örnek;

TBMM’de bütçe görüşmelerinin başladığı günden itibaren MHP’nin direnci ile bütçe kitapçığından çıkartılan “Kürdistan” sözünün acısıyla,

Başta Hasip Kaplan olmak üzere, kürsüye çıkan her BDP’li hükümet yetkililerinin gözünün içine baka baka açıkça iktidara tehdit savuruyorlar;

Diyorlar ki; “Verdiğiniz sözleri tutun. Pazarlığı bozmayın. Lafınızın arkasında durun. Yaptığınız yanlış hesapları sözünüzde durmazsanız Bağdat’tan döndürürüz.” *

Şimdi bende her fırsatta hükümetle yaptıkları pazarlığı deşifre etmekle tehdit savuran BDP’lilere soruyorum;

Görevde bulunduğu süre içinde terörün belini kıran…

Görevde olduğu süre içinde PKK’nın korkulu rüyası haline gelen…

Görevde bulunduğu süre içinde vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü için gecesini gündüzüne katıp canını bu uğurda feda etmeyi göze alan…

Görevde bulunduğu süre içinde Bebek Katili Öcalan’ı Türkiye’ye getiren Tim’i koordine eden Türk milletinin şanlı evladı,

TSK’nın şerefli komutanı Engin Alan’ı,

Hangi şart ve makam içinde olursa olsun,

“Ceza evinden çıkarmama” konusunda bir pazarlık yaptınız mı?

Delikanlıysanız konuşun.

Yoksa önümüzdeki günlerde valizden çıkan belgeler konuşacak.