Eli silah tutanla müzakere yapmayacaklarmış!

Canımız yanıyor,

İçimiz acıyor,

Yüreğimiz dağlanıyor.

Yaklaşık sekiz aydır,

Hep aynı kara sabahlara uyanıyoruz.

Tarihler değişiyor…

Yerler değişiyor…

İsimler değişiyor…

Ağlayan analar, babalar, evlatlar değişiyor…

Ama acılar ve gözyaşı hiç değişmiyor.

Çünkü millet olarak,

Hep aynı kara günün tekrarını yaşıyoruz.

*

Yozgat’tan, Kayseri’den, Konya’dan…

Trabzon’dan, Gümüşhane’den, Hakkâri’den…

İzmir’den, Edirne’den, Ardahan’dan evlatlarımızı uğurluyoruz.

Biliyoruz,

Elbet ki şehitler vermeseydik,

Bugün ne vatan olurdu, ne de millet.

Evet, bedel ödedik bu topraklar için,

Sonuna kadar da ödeyeceğiz.

Ama şunu kimse unutmasın ki,

Birlik ve beraberliğimizi korumak için,

Vatan hainlerine bunun bedelini de fersah fersahta ödeteceğiz.

*

Başbakan Davutoğlu, Erdoğan’ın önce buzdolabına sokup çıkardığı,

Sonra da “o iş bitti” diyerek tribüne oynadığı çözüm sürecini,

Yeniden başlatmak için,

Mardin’de 10 maddelik eylem planı açıkladı.

Davutoğlu; “Eli silah tutan örgütle asla müzakere edilmeyecek” dedi.

Hoppala, buyur buradan yak.

Davutoğlu’ndan bir gün sonra, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş;

“İmralı ile görüşülebilir. HDP’nin varlığı Türkiye için bir şanstır” dedi.

Yok, mübarek.

Artık ciddi ciddi şuna inanıyorum,

AKP iktidarı bizimle açık açık dalga geçiyor.

Ne yani bu açıklamalardan şunu mu anlayalım.

Bebek katili Öcalan eli silahlı bir örgütün lideri değil.

HDP, eli silah tutan PKK terör örgütünün siyasi sözcüsü değil.

PKK ile Oslo, Habur, İmralı ve Dolmabahçe’de müzakere eden de AKP değil.

Şaka mısınız arkadaş?

*

Ha. Eğer bu bir itiraf diyorsanız,

Demek ki başa dönmek için yeni bir yalana bulanmışsınız.

Kusura bakmayın ama…

Artık kandırıldık aldatıldık şeklindeki temcit pilavlarınızı da yemiyoruz,

Çünkü ilk konjonktürel değişiklikte,

Çark etmeyeceğinizin hiçbir garantisi yok.

Yalan mı, mal ortada.

Kaldı ki sorarım sizlere;

Çözüm denen “ihanet Sürecini” siz başlatmadınız mı?

PKK’lıları Habur’da davul-zurna ile karşılayıp, “seyyar mahkemelerde” siz salıvermediniz mi?

Asker, Polis ve Valilere “PKK’ya dokunmayın” talimatını siz vermediniz mi?

PKK’nın şehirleri “bomba deposuna” dönüştürmesine siz izin vermediniz mi?

Türkiye’ye 80 bin ağır silahın girmesine siz göz yummadınız mı?

PKK sözcülerini ile Ecdad sarayı Dolmabahçe’de 10 maddelik anlaşmaya siz imza atmadınız mı?

Şimdi çıkmış sanki tüm bunları yapan siz değilmişsiniz gibi,

Yeni bir eylem plan yapmaya kalkıyorsunuz.

Hem de Mastır’lısından!

İyide kardeşim bunca yıldır ülkeyi uzaylılar mı yönetiyordu?

*

Uzun lafın kısası,

Ülkenin neredeyse yarım asırlık terörle mücadele tecrübesini yok sayıp,

Bırakın teröristle görüşmeyi,

Onunla “kerevete çıkmak için” aynı yatağa giren sizsiniz.

O yüzden bırakın siz plan falan yapmayı,

Eğer bir şey yapacaksanız,

Başınızı iki elinizin arasına alıp,

“Biz bu hataları nasıl yaptık” diye düşünün.

Hatta millete ve memlekete bir hayır yapmak istiyorsanız,

Lütfen kendinizi ihbar edin.

Çünkü sizi bu ihanetten,

Ne yeni Anayasa kurtarabilir, ne de Başkanlık.

Demedi demeyin!