Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, “Millet Kütüphanemizi, salgın kısıtlamalarına rağmen, şimdiye kadar çoğunluğu gençlerden oluşan 350 bin kişi ziyaret etmiştir. Kubbe çevresinde, Alak Suresi’nin ‘O kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir’ ayetleri yazan kütüphanemizin daha nice kişiye ilham olacağına inanıyorum” dedi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 57. Kütüphane Haftası Açılış Töreni’ne katıldı. Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde düzenlenen törende konuşma yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, bu yılki kütüphaneler haftası temasının “Çağları Aşan Söz” olduğunu belirterek, “İnsanoğlu sözünü kil tablete, taş tablete, papirüse, parşömene, kağıda ve nihayetinde elektronik tablete işleyerek çağları aştı. Çağlardan taşan medeniyetimizin sözleri de farklı şekillerde kayda geçirildi, muhafaza edildi ve nesiller arasında aktarıldı. Bizler bilgi üretmek ve okumak üzerine kurulmuş bir medeniyetin mensuplarıyız. Her âlimi, gölgesinden istifade edilmesi gereken bir cennet ağacı, kitapları da o ağacın meyveleri olarak gören bir kültürün varisi ve taşıyıcılarıyız. Beyt’ül Hikme’den Uluğ Bey Medresesine, Nizamiye Medreselerinden Orhan Gazi Medresesine, 3 kıtaya serpilmiş külliyelere uzanan bir birikimin mirasçılarıyız. Abbasi, Emevi, Endülüs, Selçuklu ve Osmanlı gibi medeniyetimize yön veren devletlerin vasfı; ilme, kaleme ve kitaba atfettikleri değerdir. 800’lü yılların başında Bağdat’ta kurulan Beyt’ül Hikme, insanlık tarihinin en önemli kütüphane ve çeviri merkezlerinden biri olmuştur. Beyt’ül Hikme’ye rakip olarak kurulan Dar’ül Hikme de yine zengin kütüphaneleriyle nam salmıştır. Büyük Selçuklular, 10 adet devasa kütüphane ihdas ederek, bu konudaki hassasiyetlerini göstermişlerdir. Kütüphane geleneğini, Anadolu Selçukluları ve Osmanlılar da güçlendirerek devam ettirmiştir. Osmanlı Sultanları arasında özellikle Fatih Sultan Mehmed, kitaba ve kütüphaneye büyük kıymet vermiş ve ilim erbabını baş tacı etmiştir. İstanbul’da ilk önce Bayezid Meydanı’ndaki Eski Saray’da kütüphane kuran Fatih, sonradan bunu Topkapı Sarayı’na taşımış; başına da devrin en ünlü âlimlerinden Molla Lütfi’yi getirmiştir. Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, İkinci Abdülhamit Han gibi Osmanlı padişahları da kitap ve kütüphaneyle bağlarını daima güçlü tutmuşlardır. 1895 yılına gelindiğinde Osmanlı’da 323 adet kütüphanenin olduğunu biliyoruz. Bugün Osmanlı idaresi dâhilinde bulunmuş hangi şehre gidersek gidelim, orada etrafını tıpkı bir fener gibi aydınlatan bir kütüphane veya bir külliyeyle karşılaşırız. Geçmişimiz, sadece adını duyduğu bir kitabı bulmak için Endülüs’ten Şam’a kadar seyahat eden; bir makaleye ulaşabilmek için ömrünü vakfeden, devrinin önde gelen bir âliminden ders almak için kilometrelerce yol yürüyen ilim ve hikmet âşıklarıyla doludur. Bu tablonun arka planında, ecdadımızın nizam mücadelesini kitap ve kalem eksenli yürütmesi vardır” ifadelerini kullandı.

Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin bir birimi olarak inşa edilen Millet Kütüphanesi ile ecdadın bu geleneğini devam ettirdiklerine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ülkemize ve tarihimize yakışır bir eser olduğuna inandığımız bu kütüphanemizin bir model haline dönüştüğünü, pek çok şehrimizde benzerlerinin inşa edildiğini de memnuniyetle takip ediyoruz. Millet Kütüphanemizi, salgın kısıtlamalarına rağmen, şimdiye kadar çoğunluğu gençlerden oluşan 350 bin kişi ziyaret etmiştir. Kubbe çevresinde, Alak Suresi’nin ‘O kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir’ ayetleri yazan kütüphanemizin daha nice kişiye ilham olacağına inanıyorum. Ülkemizin tüm kütüphanelerinde hikmete kulak veren, ilmin denizlerinde yüzen ve yepyeni eserler ortaya çıkaran tüm araştırmacılara ve kitap dostlarına zihin açıklığı diliyorum.”

Bilgi üretimi ve bilgi kullanımında ulaşılan seviyenin bugün ülkelerin gelişmişlik düzeyinin temel göstergelerinden biri olarak kabul edildiğini kaydeden Oktay, “Bizler de bilgiyi, bilgi üretimini ve inovasyonu; ilerlemenin ve kalkınmanın itici gücü olarak görüyoruz. Bu anlayışla son 19 yılda Cumhurbaşkanımız liderliğinde eğitimden kültüre, yayıncılıktan kültür ve sanata uzanan geniş bir yelpazede pek çok adım attık. Özellikle çocuklarımıza okuma alışkanlığı kazandırmak için yoğun gayret sarf ettik ve bu konunun üzerine eğilmeye devam ediyoruz. Kütüphane ve kitaplarımızı 7’den 70’e vatandaşlarımızın tamamı için 7 gün 24 saat ulaşılabilir hale getirdik. Bugün bin 217 adet Halk Kütüphanesi ile 57 adet Gezici Kütüphane ülkemizin farklı köşelerinde milletimizin hizmetindedir. Geçtiğimiz yılsonu itibariyle halk kütüphanelerimizin üye sayısı 4,5 milyonu bulurken, kütüphanelerimizden hizmet alan kullanıcı sayısı da 31 milyonu geçti. Son 6 yılda kütüphanelerimizdeki kitap sayısını ise yaklaşık 5 milyon adet artırdık. Kültür mirasımız olan yazma ve nadir eserleri; çeviri yazı, eleştirmeli metin, tıpkıbasım gibi yöntemlerle yayımlayarak hizmete sunduk. Ankara’ya Millet Kütüphanesi gibi sembol bir eseri kazandırırken, kültür ve ilim başkentimiz İstanbul’u da ihmal etmedik. Ülkemizin en büyük kütüphanesi olarak inşa ettiğimiz Rami Kışlasını da inşallah çok yakında İstanbulluların istifadesine sunacağız. Yazılı, görsel ve işitsel değerlerimizin taşıyıcısı kütüphanelerimizin bilimin, teknolojinin, sanatın, estetiğin ve sosyal hayatın merkezi haline gelmesi için yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Sayın Bakanımız da bu yöndeki çalışmalardan detaylı şekilde bahsettiler. Temel hedeflerimizden biri kütüphanelerimizi sadece kaynakların depolandığı ya da sessiz okuma alanlarının bulunduğu alanlar olmaktan çıkarmaktır. Bunun yanı sıra kütüphaneleri dinamik öğrenme alanları, kaynaklara dijital erişim ve e-kitap imkânları, etkileşime ve iş birliğine açık alanlarıyla hayatın merkezine yerleştirmeyi amaçlıyoruz. Ben buradan tüm kitap severleri Kültür ve Turizm Bakanlığımızın ‘kütüphanem cepte’ ve ‘e-kitabım’ uygulamalarını indirerek gerek yakınlarındaki kütüphaneleri ve kütüphanedeki eserleri taratmada gerek dijital kaynaklara ulaşmada aktif şekilde kullanmaya davet ediyorum. Diğer taraftan kütüphaneleri ülkemizin dört bir ucunda yaygınlaştırmanın yanı sıra, okurların kitaba daha uygun şartlarda ulaşmasını sağlamak için de gayret sarfediyoruz. Yayınevlerinin kitap veya süreli yayınları toptancı ve dağıtıcılara satışında uygulanan katma değer vergisini kaldırmıştık. Yayın evlerimizin de fiyatlar konusunda üzerlerine düşeni yaparak, okuma seferberliğinde vatandaşlarımıza destek olacağına inanıyorum” dedi.

2023’e ilerlerken önceliklerini aile, eğitim ve kültür olarak belirlediklerinin altını çizen Oktay, “Cumhurbaşkanımızın ifadeleriyle ‘kalbimizi aile, aklımızı eğitim ve aile ile eğitim birlikte kültürümüzü şekillendirir.’ Medeniyet, işte bu etkileşim ikliminden beslenerek ortaya çıkar ve gelişir. Sadece eğitim ve kültürün maddi altyapısı, medeniyetleri ayakta tutmak için yeterli değildir. Bugün pek çok ülke, sahip olduğu maddi imkânların ve bunlarla ayakta tuttuğu eğitim ve kültür gücünün büyüklüğüne rağmen, ciddi bir gelecek korkusu, hatta krizi içindedir. Bu krizi yaşayan ülkelere baktığımızda aile kurumunun yerle bir olduğunu ve medeniyetinin ruhunu kaybettiklerini görebiliriz. Milletimizin, asırlardır maruz kaldığı onca saldırıya rağmen ayakta kalışının en önemli sırrı nesilden nesile aktarılan kültür yapımızın sağlamlığıdır. Ancak dijital dönüşümle birlikte insanımızı çekirdek aileden bireye doğru yönlendiren bir atmosfer etrafımızı kuşatmaya başlamıştır. Bu durumun oluşturduğu tehdit: yeni nesillerin, binlerce yıllık varlığımızın teminatı olan aileden ve ailede şekillenen değerlerden, okulda biçimlenen şahsiyetten, toplumda yoğrulan kültürden mahrum şekilde yetişmesidir. Diğer taraftan hayatın her alanında tektipleşme ve aynılaşma kadim medeniyet birikimimizin üzerini bir kül gibi örtmekte ve gözü gönlü kapalı bir taklitçilik furyası toplumu sarmaktadır. Oysa ihtiyacımız olan, kendi değerlerimizle birlikte yenilikçi adımlar atabileceğimiz yapılardır. İşte tüm bu sebeplerle önümüzdeki dönemde yatırımlarımızı kalbe ve akla, yani aileye, eğitim ve kültüre yapmamız gerekiyor. ‘İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen, ya nice okumaktır’ diyen Yunus Emre’yi rehber edinerek yürüyeceğiz. Medeniyet nöbetini devralmamızı sağlayacak atılımları Cumhurbaşkanımız liderliğinde tam bu noktadan sürdüreceğiz. Dünyadaki hiçbir gelişmeye sırtımızı dönmeden, insanı kalbi ve aklıyla kuşatan kadim değerlerimizi, ilhamını geçmişimizden alan yenilikçi bir anlayışla tekrar yükselişe geçireceğiz” diye konuştu.

Oktay, 57’nci Kütüphaneler Haftası vesilesiyle tüm kitap dostlarını ve “Çağları Aşan Sözleri” ile ödüle layık görülenleri tebrik etti.

(İHA)