Daha önceki yazılarımızda ve konuşmalarımızda AKP'nin ekonomiye ilişkin 2009 Yılı hedeflerinin çakma olduğunu ifade etmiştik. Bunun sebebi ise hedeflerin gerçekçi olmamasıydı.

Çünkü belirlenen hedefler, gerek ülke ekonomisinin gerekse dünya ekonomisinin yaşamakta olduğu küresel kriz şartlarını karşılayacak nitelikte değildi. Nitekim,  2009 Yılı hedeflerinin çakma olduğu gerçekleşmelerden ve gerçekleşme tahminlerinden anlaşılıyor.

GSYİH büyümesi yüzde 4 hedeflendi. Yüzde 6 küçüldü.

10 milyar TL. hedeflenen bütçe açığı 53 milyar TL.'na yükseldi.

149 milyar ABD $  hedeflenen ihracat 100 milyar ABD $ olarak gerçekleşti.

232.5 milyar ABD $  hedeflenen ithalatın gerçekleşme tahmini 134 milyar ABD $.

50 milyar ABD $  hedeflenen cari işlemler dengesi açığının gerçekleşme tahmini 11 milyar ABD $.

Sosyal güvenlik prim gelirleri hedeflerin 10 milyar TL. gerisinde.

Mahalli İdarelerin gelir tahminleri hedeflerin 7.5 milyar TL. gerisinde.

AKP döneminde;

Mahalli idareler arasında kaynak tahsisinde adaletsiz ve tamamen seçime yönelik uygulamalar yapıldı.

İşsizlik fonuna geri ödememek üzere tabiri yerinde ise saldırıldı.

İşsizlik oranı yükseldi.

İşçilere devletin parasıyla merhamet ettiklerini bakanlar söylemeye başladılar.

Bireysel kredilerin hane halkı tüketim harcamaları içindeki payı arttı.

Hane halkı borçları arttı.

Faiz ödemelerinin hane halkı harcanabilir gelirleri içindeki payı arttı.

Hane halkı borçlarının hane halkı harcanabilir gelirleri içindeki payı arttı.

Yatırımlar yüzde 20 azaldı.

Tarımsal destekleme ödemeleri azaldı.

Köydes,  projesi ödenekleri 4 iken 1'e düştü.

İşçiler, sendikalar, eczacılar, doktorlar ve diğerleri ayakta.

Her dört gençten biri işsiz.

Yukarıdakilere yenilerini ekleyip listeyi uzatmak mümkün. Bu veriler AKP'nin ekonomik hedeflerinin yalan olduğunu açık bir şekilde gösteriyor. Üslubumuz olmamasına rağmen AKP'nin ekonomik hedeflerine neden yalan dedik? Bütün ikazlara rağmen hedeflerin gerçekçi olduğunu söylemelerinden.

Hedefler bilerek AKP iktidarı tarafından topluma yanlış olarak sunuluyor. Böylece hedefler sadece gerçekçi olmamakla kalmıyor. Çakma hedef oluyor. Biz görüşmeler sırasında hedeflerin çakma olduğunu zaten belirtmiştik. Kamuoyu bunun teyidini hedeflerin gerçekleşmeleri ve gerçekleşme tahminleri ile gördü.

Şimdi AKP'nin demokrasi anlayışının da çakma olduğunu söylüyoruz. Bunu da inkar etme yoluna gidebilirler. Ekonomideki hedeflerin çakma olduğunu belirtmek için bir süre tahammül etme ihtiyacı gerekli oldu.  Demokratlıklarının çakma olduğunu anlamak için beklemeye, tahammül etmeye gerek yok. AKP kendisine lazım olunca demokrat.

Detaya girmeden geçen hafta TBMM Genel Kurulunda Türk milletinin gözleri önünde cereyan eden olaylara birkaç cümle ile değinmek istiyorum. TBMM Başkanvekili Sayın Güldal Mumcu nasıl bir hakarete maruz kaldığını TBMM Genel Kurulu'nda bizzat kendi ifade etti. Kendisine yapılan hareketin ne anlama geldiğini de belirtmiş oldu. Bu süreçte yaşananları atlayarak sonuca gelirsek (Olaylar canlı yayında halk tarafından bizzat takip edilmesinden dolayı) Sayın Başbakan TBMM Genel Kurulu'nda konuşmasına devam ederken MHP sıralarına doğru akın akın giden AKP milletvekillerine siz beni niye dinlemiyorsunuz da MHP sıralarına kavga etmeye gidiyorsunuz demedi. Belki bu kadarını beklemek haksızlık. Sadece lütfen yerinize oturun arkadaşlar demesi de yeterli olabilirdi. Sayın Başbakan bunu söylemeyi Türk Milletinden esirgedi. Neden esirgediğini sorgulayacak olan da Türk Milleti. Sayın Başbakan konuşmasını bitirmeden nereye kayboldu? Bırakıp gitmesi çok mu elzemdi ? Gerçi bu ilk de değildi. Biz bir önceki yazımızda söylemiştik. Hükümetin psikolojisi bozuldu.