Bir Devlet Adamı Düşünün ki

Türkçeden başka dil bilmeyen muktedirimiz buyurmuşlar;

"Türkçe yetersiz dildir" diye.

Neden diye soramadan,

Tezini bir adım daha ileri götürüp;

"Türkçeyle felsefe yapılmıyor" demiş.

Hani muktedir haksızda değil,

Aslında anlasaydı (anlamadım babacığım) diyen Bilal anlardı.

*

Ne diyeyim be muktedir,

Zaten sen bizim ne dilimizi sevdin,

Ne adımızı, ne andımız, ne de aklımızı.

Bin yıllık "Türk" milletinin adına "Türkiyeli" dedin.

Cumhuriyetin kurucusu Atatürk'e, "Gazi Kemal" dedin.

"Tek vatan-Tek Millet-Tek Bayrak" diye haykırıp, "Milliyetçiliği ayaklar altına alırım" dedin.

Ben olsam "asardım" havası atıp, "Bebek katili Öcalan'la müzakere" ettin.

*

Azıcık yapıcı ol be muktedir.

Senin Türkçe olarak söylediğin,

Hatta ağız dolusu hakaret ettiğin hangi kelimeyi anlamadık?

Dahası dünyanın önünde saygı ile eğildiği,

Senin de dilinden düşürmediğin Yunus Emre acaba hangi dille konuşuyordu?

Ülkemizin resmi dili konusunda,

En büyük sorumluluğu ve en tutarlı davranışı,

O ülkenin Cumhurbaşkanı olarak senin göstermen gerekmez mi?

*

Bir devlet adamı düşünün ki;

Ülkesi bölücü teröre teslim edilmiş,

Ekonomisi duvara toslamış,

Cari açıkta dünya şampiyonu olmuş,

Hak, Hukuk, Adalet ve Vatandaş güvenliği yerlerde sürünür olmuş.

Kadın cinayetleri, çocuk tacizleri, ayrışma, ötekileştirme, kutuplaşma tavan yapmış,

O ise itibar için "Türkçe" dilini korumak yerine itibarı yaptırdığı saraylarda arar olmuş.

*

Bir devlet adamı düşünün ki Hoca efendilerin koluna girip 24 Nisan 2012'de;

"Türkçe ile felsefe, bilim yapılmaz deniyor. Bunların tamamı ırkçılık kokan açıklamalardır. Dünyadaki tüm diller gibi Türkçe de zengin kelime hazinesiyle, bu dili konuşan herkese sonsuz ve sınırsız muhayyile sunabilecek güce sahiptir" derken...

Aynı devlet adamı 22 Aralık 2014'te;

"Türkçenin mevcut kelime hazinesiyle felsefe yapamazsınız. Ya Osmanlıca ya da İngilizce, Almanca, Fransızca kelime ve kavramlara başvuracaksınız" demiş olsun.

*

Hani kimi zaman derler ya;

"Aynı dilden konuşmuyoruz" diye.

Galiba millet olarak bizde muktedirle aynı dili konuşmuyoruz.

Ama biliyoruz.

Bir dili bir millete mal etmek için, nüfusunun büyük bölümünün,

Aynı dili "konuşuyor, anlıyor ve anlatıyor" olması gerekir!

Ayrıca "Bilim dili" de ayrı bir dil değildir.

Çünkü ülkemizde birçok bilim adamı;

"Sonsuz sayıda terim üretilebilen 8500 yıllık, yeni terim üretme yeteneği en yüksek dil olan Türkçemizin, daha kullanılmayan 90 bine yakın terim varlığı" bulunduğunu söylemektedir.

*

Ne diyelim;

Devlet yöneten devlet adamlarının hedefi,

Geçmişle hesaplaşmak değil geleceği planlamak olmalı.

Yani zaman geleceğe doğru akıp, rakiplerimiz yeni galaksilere koşarken,

Bizimkiler geçmişi mahkûm edeceğiz diye, geleceği heba etmemeli.

Yeri gelmişken devlet adamlığı,

"Birisinin arkasına saklanıp, diğerine taş atmak" değildir.

Son söz;

Osmanlı da bizim, Cumhuriyet de bizim, Selçuklu da bizimdir,