Bıldır yediğimiz hurmalar!

Aslında bugün söylenecek sözü,

Atalarımız yüzyıllar önce söylemiş.

"Bıldır yediğin hurmalar...

Gelir bir yerlerini tırmalar."

*

Uluslararası hukuk gereği,

Vatan toprağı her şeyden önce gelir.

Ne demektir bu?

*

Galata'sında balık ekmek yediğimiz İstanbul neyse,

Kordon'unda rakı yudumlanan İzmir'de o dur bizim için.

*

Sokaklarında nara atılan Adana neyse,

Şehzadeler diyarı Bursa'da o dur bizim için.

*

Özgürce denizine girdiğimiz Antalya neyse,

Ata'nın na'şını emanet ettiği Ankara'da o dur bizim için.

*

Mimar Sinan yadigârı Edirne nyse,

Kemençesi ile coştuğumuz Trabzon'da o dur bizim için.

*

Uzun lafın kısası,

Ülkemizin birbirinden güzel her cennet köşesi neyse,

Musul'da, Kerkük'te o dur bizim için.

*

Eğer bir zamanlar bizim olan Musul başkonsolosluğu işgal altındaysa,

Bu ne demektir ve nedir senin için?

*

Sıradan bir asayiş olayı mı?

Bir kısım meczubun akıl dışı eylemi mi?

Irak'ın, Suriye'nin, İran'ın iç meselesi mi?

Ya da her kafasına esenin "işgal" girişiminde bulunduğu yolgeçen hanı mı orası?

*

Kimse kusura bakmasın ama...

Bugün iktidarda olan muktedirlerin;

"Oradaki polis, asker dururken, buradan ben mi müdahale edeyim" diyerek,

Basite alıp küçümseyeceği kadar "kıymetsiz" bir olay da değildir.

*

Birileri için bu kadar basit görünse de bu fotoğraf,

Aslında işgal edilen Musul'da ki elçiliğimiz değil,

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin toprağıdır.

*

"Ortadoğu'da oyun kurucu" olduğunu iddia edip,

"Yedek kulübesine" bile alınmayan,

"Stratejik derinlik" sahibi,

"Sıfır Sorun" sloganı şakşakçısı,

"Yel değirmeni" kahramanlarına duyurulur;

*

Musul'a yapılan işgalin, "Fransız esaretine düşen Antep'ten"...

Musul'a yapılan işgalin, "Girit'ten, Bosna'dan"...

Musul'a yapılan işgalin, "Kosova'dan, Manastır'dan"...

Hatta ve hatta "1912'de verdiğimiz Selanik'ten" hiçbir farkı yoktur.

*

10 yıl kadar önce Süleymaniye konsolosluğumuz basıldı.

Askerimizin başına çuval geçirildi,

Ne dedi "Stratejik derinlik" sahipleri;

"Şam'da bayram namazı kılacağız"...

Peki, ne oldu?

Musul'da yaşananlarla dış politikamızın "cenaze namazını" kılıyoruz.