Hükümet hayvancılık konusunda yapılan uyarıları hiç dikkate almamıştır. İnkar politikasına bu konuda da devam etmiştir. Uyguladığı politikalarla hayvancılık sektörünü büyük ölçüde sıkıntıya sokmuştur. Sektörün problemleri ile ilgilenmemiştir. Yemin su ve sütten ucuza gittiği ikazlarına kulak vermemiştir. Şimdi de sektörü rekabete açmıştır.

Bu noktaya nasıl gelindiğinin bir özetini yapmak gerekir. Hükümet işin kötüye gittiğini bilmesine rağmen kabul etmemiştir. Problemi çözerim veya savuştururum ümidiyle yukarıda belirttiğimiz gibi sütü sudan ucuz hale getirmiştir. Yemin fiyatı da sütü aşmıştır. Hükümet işin farkına vardığında önemli sayıda hayvan kasaba gitmiştir. Piyasadaki panik havası AKP Hükümeti'ni canlı hayvan ithalatına yöneltmiştir. Bunlara ilave olarak Hükümet Ziraat ve Halk Bankalarının özelleştirilmemesinin faydalarına ilave olarak Et ve Balık Kurumunun özelleştirilmeyen kısmının da işe yarayacağının farkına varmıştır.

Hükümet öncelikle Et ve Balık Kurumu aracılığı ile canlı hayvan ithalatına karar vermiştir. Hükümet ihaleyi becerememiştir. Kamuoyunun gözü önünde meydana gelen ihale iptallerine ilave olarak ithalatın fiyat düşüşlerini engelleyememesi Hükümetin paniklemesine sebep olmuştur. Bu defa ithal edilen etlerinin satış fiyatlarını sabitlemeye çalışmışlar fakat başaramamışlardır. Bunun anlamı beceriksizlikten fiyatlara narh koyulmasıdır. Hükümet ucuz et için karne vermekten korktuğundan şimdi elinde tuttuğu belediyeler vasıtasıyla Halk-Et türü organizasyonlarla meydana gelecek kuyrukları düzene sokmayı düşünmüş ve bu basına yansımıştır. AKP'nin daha önce şikayet ettiği 1980 öncesi tanzim satışlarının geri gelmesi olayı belediyelerce farklı şekilde telaffuz edilir olmuştur. Bu da tutmayınca problem giderek büyümeye başlamıştır.

Ramazandaki kötüye gidişin kurbanda sıkıntıyı daha da artıracağının farkına varan AKP şimdi ne yapmıştır? Canlı hayvan ithalatına ilave olarak karkas et ithalatına dönmüştür. Yakında donmuş et ithalatına da döneceğe benzemektedir. Yüzde 200'ler düzeyinde olan gümrük vergileri yüzde 20'ler düzeyine çekilmektedir. Verilen tavizlere rağmen AB'den et ithalatına direnen Hükümetlerin aksine AKP Hükümeti hayvancılık ve et ithalatında da teslimiyetçi politikalar uygulamaya başlamıştır.

Uyguladığı politikalarla Çin ve Uzak doğudaki istihdamı destekleyen AKP Hükümeti şimdi de başka ülkelerin hayvancılık sektörünü desteklemeye başlamıştır. Herhalde bilinçli yapılsa mevcut durum ancak bu kadar kötüleştirilebilirdi.

Herkes sektörün feryadını duymuş, sadece AKP Hükümeti duymamıştır. Ancak, Hükümet bu sonuçtan rakamları 2002 yılı ile mukayese ederek muhalefetin sorumlu olduğunu söylerse şaşmamak gerekir.