Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan 15 Kasım 2010 yani arife günü "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Yasa Tasarısı"na ilişkin açıklamayı sonunda yaptı. Tasarı ''Kamuya olan borçların asıl tutarlarında herhangi bir indirim yapmadan ve asıl alacağın reel değerini koruyacak şekilde borçların yeniden hesaplanması ve belirli bir plan dahilinde ödenmesini sağlamak" içinmiş.

Yasa tasarısı kapsamına Maliye Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, SGK, İl Özel İdareleri, TEDAŞ (7 özel dağıtım şirketi dahil), TRT, KOSGEB, TOBB ve OSB'ler dahil ediliyor. Tasarıya göre, vergi alacaklarında 31 Temmuz 2010'dan, SGK primlerinde Haziran 2010'dan önceki dönemin kapsamda olmasını, elektrik ve su alacaklarında da 31 Temmuz 2010'dan önce ödenmesi gerekenler dikkate alınması öngörülüyor.

Babacan, "bu vergi affı değil alacakların yeniden yapılandırması" dese de sonuca bakıldığında bunun çok geniş kapsamlı bir af olduğu çok açık. AKP hükümet olduğu sekiz yıl içinde afla ilgili düzenlemeleri, diğer bir ifadeyle sağlanan kolaylıkları hep seçim sonrası dönemde yaptı. Örneğin 2003'teki Vergi Barışı 2002 seçiminden, 2004'teki prim affı yerel seçimlerden, 2008'deki Varlık Barışı da 2007 seçimlerinden sonra gerçekleşti. Ne tesadüftür ki en geniş kapsamlı olanı da 2011 seçimleri öncesine rastlıyor. Affa ilişkin açıklamanın şu an herhangi bir işlem yapılamayacak olmasına rağmen, bayram öncesi arife günü açıklanması bile tek başına popülist politikanın göstergesidir. Bu zamanlama ve kapsam oldukça manidar ama, bu düzenleme zor durumda olan vatandaşlarımıza kolaylık sağlayacağı ve onların yeniden üretime katkıda bulunmasını sağlayacağı için esas olarak tasarıya olumlu bakıyorum. Çünkü tasarı, sadece borcunu ödeyememiş olan küçük esnaf ya da işadamlarını değil, aynı zamanda su-elektrik parasını ödemeyen çiftçiyi de, emlak vergisini ödemeyen emekliyi de, trafik borcu olan vatandaşı da kapsamaktadır.

Sonunda Tasarı Meclise geldi ve görüşmeye başlıyoruz. Babacan ilkn açıkladığında bazı kesimlerin affı diyordu. Bir geldi 193 madde. AKP içine yine baya bir şey sokuşturmuş. Tasarıya torba diyorduk, artık iyice çorba olmuş. Anayasa Paketi görüşülürken de böyle olmuştu, vatandaşın gözünü boyayacakların dışında içinden beklenmeyen menfaatler de çıkmıştı. Artık bunu AKP'nin tarzı olduğunu anladık.

AKP, Naylon Faturacıları Kurtarıyor!

Ancak, AKP'nin sekiz yıllık iktidarında dördüncüsü gerçekleştirileceği af düzenlemesi, borcunu ödemeyenlere kolaylık sağlarken, borcunu zamanında ödeyen vatandaşlarımızın da aldatılma duygusuna kapılmalarına yol açıyor, küstürüyor, vergide adalet ilkesini zedeliyor ve sonuçta toplumsal barışın sağlanmasını zorlaştırıyor. Çünkü devlete ve borcuna sadık olan bunun için arabasını, evini satan, bankalardan hatta tefecilerden borç alan, batan, gururuna yediremeyerek intihar eden vatandaşlara telafi edici kolaylıklar sağlanması gerekir. Ne var ki 2011 bütçesine borç yapılandırmasına dair bir gelir kaynağı da konulmadığı, elde edilecek gelirin borcuna sadık vatandaşa indirim olarak yansıtılmaması, Babacan'ın "düzenli ödeyene indirimi 2012'de düşünebiliriz" ifadesi, bu paranın seçim ekonomisi harcamaları için kullanılacağını akla getiriyor. Bu geniş kapsamlı mali af ile bir taraftan seçim ekonomisine kaynak yaratılırken, diğer taraftan da seçim öncesinde devlete borçlu kesimlerin oyunu alacak düzenlemeler yapılmaktadır. Daha vahim bir şey, bu kapsamlı mali af paketiyle, vergi kaçıranların ve naylon faturacılar da AKP Hükümeti tarafından affedilecek mi? Bunların arasında siyasiler ve AKP mensupları var mıdır?

Devletin Alacakları Bankalara Geçecek! Bankalar Haczedecek!

"Vergiyi kredi kartıyla ödeme imkanı" sağlanması düşüncesi ise vatandaşlar açısından yeni bir tehlikeye işaret etmektedir. Borçlarını ödeyemeyenin zaten kredi kartlarının ya iptal olduğunu, ya da başka kredi kartlarıyla veya bireysel kredilerle minimum miktarı ödenerek kapatılmaya çalışıldığını bilmeyen AKP Hükümeti kendi alacaklarının tahsilini bankalara mı havale ediyor? Vatandaşlarımız taksitlendirdikleri borçlarını vadesi geldiğinde ödeyemeyince ne olacak? Devletin yerine bankalar alacaklı olduğunda sonuç haciz olacak.

AKP Önce Batırdı, Şimdi Affediyor!

Önemli olan vatandaşlarımızın gelir düzeyini yükseltecek, istihdamı artıracak yapısal önlemlerin alınmasıdır, yani vatandaşlarımızı borçlarını düzenli ödeyebilir hale getirilmesidir. Bunun için de gündelik kısır çekişmelerden medet ummak yerine, Türkiye ekonomisinin üretmeyen, ithal eden ve tüketime dayalı yapısını düzeltecek, düşük kur-yüksek faiz politikasına ve dolayısıyla sıcak paraya ve ithalata dayalı ekonomi anlayışını kökten değiştirecek yapısal önlemler almaktır. Ancak, AKP Hükümeti henüz kendi bakanları arasında bile ekonomi konusunda görüş birliğine varamamaktadır. Ekonomi yönetimi dağınık ve koordinasyonsuzdur.

Zaten vatandaşlarımızın borcunu ödeyemez hale gelmesinin sorumlusu, sekiz yıldır ekonomide hiçbir önlem almayan ve MHP'nin haklı uyarılarını dikkate almayarak "kriz teğet geçer" söylemiyle ekonomiyi ve vatandaşlarımızı kaderine terk eden AKP Hükümetidir. Şimdi ise borcunu ödeyemez duruma düşen vatandaşlarımıza tam da seçim öncesinde kolaylık getirmeyi vaat etmesi, AKP'nin samimiyetsiz ve fırsatçı anlayışının bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum AKP'nin sorunları çözmeyip, kronikleştirme ve sonra da istismar etme alışkanlığının bir başka örneğidir.

Sonuç: Kim Affedecek? Kim Affetmeyecek?

AKP seçim öncesinde daha önce kötü yönetimi nedeniyle ödeme güçlüğüne düşürdüğü vatandaşlarımızı affediyor ve seçim öncesinde onların oylarını alabilmek için, içinde bulundukları durumu istismar ediyor. Ancak affedilenlerin durumunun iyileşmesi için ekonominin de düzelmesi ve borçların ödenebilir duruma gelmesi gerekiyor. Öte yandan borçlarını her türlü zorluğa rağmen zamanında ödeyen vatandaşlarımız ise AKP'yi affetmiyor! Çünkü Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, dalga geçer gibi "Belki 2012'de bir iyileştirme olabilir." diyor!

Kısacası; kim, kimi neden affediyor? Bakalım, seçimlere yönelik yapılan bu affetme yasa tasarısıyla adaletsizliğe uğrayanlar, adında "adalet" kelimesi olan AKP Hükümetini affedecek mi? Yoksa seçimlerde hesabını soracak mı?

******************

NOT: Yazıyı tamamlayıp tam göndermek üzereyken "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" Plan ve Bütçe Komisyonu gündemine geldi. Borç affı diye beklerken, vergi cezalarının affından, SGK Kanunu'nda bir takım değişikliklere, Devlet Memurları Kanunu'ndan, bankaların taşınmasına kadar çok değişik konuları içeren 113 madde ve 7 geçici maddeden oluşan 165 maddelik tam bir çorba tasarı önümüze geldi. Bu "torba" değil, "çorba"ya dönmüş tasarının içeriğini bir sonraki yazımda ele alacağım!