SİYASET

MHP'li Yalçın: Cumhur İttifakı düşmanlığı, bunları bir arada tutmaya yetmeyecektir

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) tarafından düzenlenen "Adım Adım 2023, İlçe İlçe Anlatma ve Aydınlatma" başlıklı toplantıların ilki, İzmir Bayraklı'da gerçekleştirildi. Partililere seslenen MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “Zillet cephesinin Cumhur İttifakı ve MHP’ye karşı yürüttüğü karalama kampanyalarına, yalana, dolana, hileye, iftiraya bayrak açtık. Askerimizi, polisimizi şehit eden; sivil vatandaşlarımızı, kundaktaki bebeleri gözünü kırpmadan öldüren cinayet şebekesi PKK ile iş tutan ama bunu gizlemek için türlü türlü desiselere başvuran bu kirli ittifakın bütün kirli çamaşırlarını ortaya dökeceğiz.'' ifadelerini kullandı.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'ın açıklamaları şu şekilde;

''İlçe İlçe Anlatma ve Aydınlatma Toplantıları kapsamında İzmir Bayraklı’da sizlerle bir arada olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Söz konusu toplantılar için başlangıç olarak Bayraklı’nın seçilmesi, elbette boşuna değildir.

Sizler çok iyi bilirsiniz ki bu güzide ilçemiz, Akdeniz’deki Türk hâkimiyetini sürdürmek için levent toplayan Osmanlı denizcilerinin bayrak açtığı yerde kurulmuştur. Bayrağın dalgalanması veya açılması, birden çok anlam ifade etmektedir. Burada ikisini hatırlayalım istedim. Birincisi, bayrağın bir milletin egemenliğini temsil etmek üzere dalgalanmasıdır. Göklerimizde nazlı nazlı dalgalanan Türk bayrağı da bizim için öyledir. Topraklarımızdaki ebedî ve ezelî Türk hâkimiyetini simgelemektedir.



İkincisi; herhangi bir haksızlığa, herhangi bir hukuksuzluk ve kanunsuzluğa karşı başkaldırma, onu reddetme amacıyla bayrak açılmasıdır. MHP mensupları ve teşkilatları olarak biz zaten şanlı al bayrağımızın gölgesindeyiz. Bekamızın ve millî hâkimiyetin imanlı, sarsılmaz bekçileriyiz. Burada toplanmamızın sebebi, zillet ittifakı ve yedisi bir yerde ihanet korosunun entrika ve tezgâhlarına bayrak açtığımızı ilan etmektir. Bayraklı’dan aziz milletimize duyuruyoruz.

Zillet cephesinin Cumhur İttifakı ve MHP’ye karşı yürüttüğü karalama kampanyalarına, yalana, dolana, hileye, iftiraya bayrak açtık.

Küresel aktörlerin topraklarımızdaki elçileriyle kapalı kapılar ardında yazılan ihanet senaryolarına bayrak açtık.

Askerimizi, polisimizi şehit eden; sivil vatandaşlarımızı, kundaktaki bebeleri gözünü kırpmadan öldüren cinayet şebekesi PKK ile iş tutan ama bunu gizlemek için türlü türlü desiselere başvuran bu kirli ittifakın bütün kirli çamaşırlarını ortaya dökeceğiz.

Açtığımız mücadele bayrağını, iş birlikçilerin gönüllü lokomotifi CHP’nin birinci çıktığı ilçe ve illerden başlayarak bütün vatan sathında dalgalandıracağız.



Millet dururken, küresel aktörlerin çıkarlarına hizmet eden bu şer iş birliğinin halktan kopmuş İP’liğini pazara çıkaracağız.

Partimiz ve Cumhur İttifakına dönük karalama kampanyalarının izlerini silecek, sahneye konan felaket senaryolarını etkisiz hâle getireceğiz.

CHP’nin öncülüğündeki şer ittifakı, sözüm ona demokratik parlamenter sistemi yeniden ihya etmek ve iktidara gelmek amacıyla toplantı üstüne toplantı akdetmektedir.

Göz boyama seanslarından öteye gitmeyen bu toplantılar, önce dörtlü sonra beşli, ardından da altılı oturumlar gerçekleştirmiştir.

Zillet toplantılarının gizli ama dominant öznesiyse PKK’nin siyasi kanadı olan HDP’dir.
Zillet ittifakına katılan herkes zorunlu olarak HDP’yi gözlemekte, politikalarını onun alacağı tavra göre belirlemektedir.

Zillet ittifakının resmi ve de facto olmak üzere bütün unsurları; oyunlarını HDP’yi incitmemek, üzmemek, kuşu kaçırmamak üzerine kurmaktadır.

HDP, zillet ittifakı için altın yumurtlayan devekuşudur.

Devekuşu diyorum, çünkü PKK’nin siyasi kolu başını zilletin içine gömmekteyse de gövdesi dışarıdadır.
Şer işbirliğinin öncü kuvveti CHP; bir yandan hak ve adalet, eşitlik ve barış naraları atarken diğer yandan da kalabalıkları hukuksuzluğa, kanunsuzluğa çağırmaktadır.

CHP’nin başı Kemal Kılıçdaroğlu, oy beklediği kitleleri suça azmettirmektedir. Daha aday adayıyken suça teşvike meyleden bir siyasi figürün, seçildiğinde devleti hangi badirelere sürükleyeceğini varın siz tahmin edin.

Biri gıyabi, altısı vicahi ortak olmak üzere Yedisi Bir Yerde korosunun son toplantılarında aldıkları kararı 28 Şubatta açıklayacaklarını ilan etmeleri de şuuraltlarındaki vesayetçi kafanın dışavurumudur.

Cumhur İttifakı düşmanlığı, bunları bir arada tutmaya yetmeyecektir.

Bu yedili çeteye sonradan eklemlenen iki partinin, özellikle sözde Gelecek ve Deva Partilerinin kendilerine ihtirasla alan açmaya çalışması, toplantı masasının altına konmuş saatli bombadan farksızdır.

Ayrıca bu iki mikropartikül partinin başındaki iki kifayetsiz muhteris, tecrübe edilmiş ve siyaset çöplüğüne yollanmış beceriksizlerdir.

Geri dönüştürülemeyecek kadar da zarar görmüşlerdir.

28 Şubatta açıklanması beklenen toplantı sonuçlarınınsa dağın fare doğurmasından, göle maya çalmaktan, havanda su dövmekten öteye geçemeyeceğine şüphe yoktur.

Yedisi Bir Yerde, eskiyi ihya etme adına yüzyıllarca geriden gelmektedir.

Ceplerindeki para tedavülden kalkmış, konuştukları dil eskide kalmıştır.

Yedisi mecburen bir aradadır ama yedi benzemez hâlindedir.

Yedisini bir araya çatan ‘üst akıl’, bunlardan bir cacık olmayacağını çok geçmeden görecektir.
Milletimiz, zaten çoktan işin farkındadır.

Bayraklı’da bir araya gelişimiz vesilesiyle bütün milletimizin dikkatlerini çekmek istediğim hususlardan biri de, bu Yedili İttifakın arasındaki çıkar pazarlıklarıdır.

Bunlar muhtemel bakanlık ve kadroların paylaşımı için şimdiden birbirine düşmüştür.
Zillet ve bağlaşıkları, iyileştirilmiş veya güçlendirilmiş parlamenter sistem filan diyerek suya yazı yazmaktadır.

Halkın gerçek sıkıntıları bunların derdi değildir.

Hayat pahalılığı, küresel ekonomik kriz, korona virüs salgını, Türk dış politikasının öncelikleri zillet ittifakı ve yancılarının umurunda değildir.

Bunların, toplumsal problemlerle ilgili tek ciddi söz ettiğini duyamazsınız.

Türkiye’nin meselelerine dair dişe dokunur bir çözüm önerisi getirdiklerini göremezsiniz.
Maskelerinin arkasına gizledikleri gerçek; kayıkçı kavgası, koltuk kapmaca yarışıdır.

Şairin dediği gibi; bunların asıl gündemi ne atom bombası ne Londra Konferansı’dır.

Bir ellerinde cımbız, diğer ellerinde ayna, masalarında da makyaj takımı vardır.

Zillet ittifakı göz boyamakta, kaş düzeltmekte, gerdan kırmaktadır.

Zillet ekibinin kıkırdamalı toplantıları, politik bir şovdan ibarettir.

Kamuoyuna ve basına yaptıkları açıklamalar evlere şenlik, akıllara seza, gönüllere yüktür.
Zillet toplantıları bir siyasi pantomim, bir ortaoyunudur.

Bu bir yalan rüzgârı dizisi, aldatma ve kandırma tiyatrosudur.

Hatta zillet oyuncularının hâlleri, ellerinde hiçbir koz olmamasına rağmen birbirine blöf yapan kumarbazlarınkine benzemektedir.

Masadakiler, en çok da oyunun gıyabi ortağı HDP’nin blöflerinden çekinmektedir.
Ancak milletimiz;

Bu oyunları da, blöfleri de yutmayacaktır.

Geçmişte koalisyonlardan çok çekmiştir.

Çok başlılıktan ziyadesiyle mustarip olmuştur.

Attan indirilip bırakınız eşeğe bindirilmeyi, yayan yapıldak yürütülmeye rıza göstermeyecektir.
Yolda kalmak istemeyecektir.

Yokuşlarda susamaya evet demeyecektir.

Çıkmaz sokağa girmeyecektir.

PKK’nın iktidara ortak olmasına kapı aralamayacaktır.

Terör örgütü militanlarının, CHP’li belediyelerde olduğu gibi, devlet kadrolarına çöreklenmesine müsaade etmeyecektir.

Bu arada Cumhur İttifakı ve MHP; bir yandan zillet ittifakının asıl maksadını kamuoyuna ifşa etmeyi sürdürürken, diğer yandan da Türkiye ve dünyanın gündemine odaklanacaktır.

Soğuk Savaş sonrasında dünya yeniden şekillenme sancılarını yaşarken, Türkiye de bölgesel ve küresel bir aktör olarak kendini konumlandırma çabasındadır.

Mevcut küresel ortam, Türkiye'ye alabildiğine geniş bir hareket alanı ve sayısız fırsat sunmaktadır.
Lakin her açıdan büyük bir potansiyele sahip olan Türkiye; artık eski, klasik ve köhne kalıplara sığmamaktadır.
Basmakalıp siyasi söylemler, klasik ideolojik yapılar; modern çağı ve mevcut konjonktürü okumaya, yorumlamaya yetmemektedir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Cumhur İttifakı da bu gerçek doğrultusunda vücut bulmuştur.

Küresel ekonomik krizin, büyük doğal afetlerin ve salgınların doğurduğu sorunlar; ülkemizi çetin bir sınavdan geçirse de sonuçta başarıya ulaşılacaktır.

Birçok ülkede enflasyon yükselmekte, pahalılık artmakta, ekonomik problemler giderek karmaşık bir hâl almaktadır.

Çok boyutlu küresel krizler karşısında Türkiye’nin gösterdiği performans ise yüreklere su serpmektedir.

Mesele sadece ekonomi, afetler ve pandemi de değildir.

Türkiye, dünyada hak ettiği yeri alma çabasını sekteye uğratmak isteyen küresel aktörlerin oyunlarına ve içerideki iş birlikçilerinin politik desiselerine karşı da mücadele vermektedir.
Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılını idrak edeceğimiz 2023’te Türkiye’nin, bölgesinde ve dünyada lider ülke hedefine ulaşması öncelikli hedefimizdir.

Bu hedefe vasıl olmak için yeterli ehliyet ve liyakate sahip yegâne siyasi lokomotif, Cumhur İttifakıdır.

Cumhur İttifakı ve MHP, Türkiye’yi düze çıkarmak için içeride ve dışarıda verilen mücadeleye var gücüyle katkıda bulunacaktır.

2023 Haziran’ında yapılacak seçimler bu anlamda bir dönüm noktası oluşturacaktır.

2023 senesinin Haziran ayında yapılacak seçimlerde Cumhur İttifakının ipi göğüsleyeceğine inancımız tamdır.

Aziz milletimiz, Cumhur İttifakı sancağını bir kez daha sandığa dikecektir.

MHP, bu yolda üzerine düşeni büyük bir adanmışlıkla yerine getirmeye devam edecektir.''