SİYASET

MHP'li İlyas Topsakal: Dil, millet olmanın hem harcı hem evidir

MHP Genel Başkan Yardımcısı İlyas Topsakal, Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesi üzerine konuşmasında Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nun bilimsel yöntemlerle; Türk kültürünü, tarihini ve dilin geliştirme görevini titizlikle yürüttüğünü anlattı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı İlyas Topsakal, 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2024 Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifinin TBMM Genel Kurul görüşmelerinde Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu üzerine söz aldı.

"Yüksek Kurumumuz milletimizin kültürel sürekliliğini teminat altına alan bir medeniyet iradesiyle Türk kültürünü tarihini ve dilini bilimsel yöntemlerle inceleme, geliştirme ve dünyaya tanıtma görevini büyük bir titizlikle yürütmektedir" ifadesini kullanan MHP'li Topsakal, faaliyetlerin planlı ve stratejik anlayışla yürütüldüğünü söyledi.

MHP'li Topsakal, dilin korunmasının önemini de vurgulayarak Türkçe'nin medeniyet dili olarak güçlendiğinin altını çizdi. "Türk milletinin varlık nişanı olan dilimizin ve belleğimizin taşıyıcısı tarihimizin; kendimizi anlamamızda ve dünyada Türk’ün yerini tayin etmesindeki rolü tartışmasızdır" diye konuştu.

MHP'li İlyas Topsakal'ın konuşmasının tam metni şöyle:

2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2024 Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifinin TBMM Genel Kurul görüşmelerinde Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu üzerinde MHP gurubu adına söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin hars ve medeniyetine dair hafızasını, tarihi ve lisani birikimini ve idari ve içtimai sürekliliğini kurumsal bir çerçevede koruyan, geliştiren ve gelecek nesillere aktaran; Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezini bünyesinde barındıran Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumumuzun milletimiz ve devletimiz için önemi tartışmasız ve hayatidir.

Bu kurumlar yalnızca idari yapılar değildir. Bunlar, Cumhuriyetimizin kültür temellerinin kurumsallaşmış hâlidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve cumhuriyetimizin kurucu iradesinin “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller yetiştirme idealinin devlet ölçeğinde hayata geçirilmiş ifadesidir. Elbette, bu kurumların amacı, yalnızca geçmişi araştırmak değildir. Tam aksine, geçmiş ile gelecek arasında sağlam bir bağ kurmak, kültür politikalarına yön vermek, milli bilincin sürekliliğini sağlamak gibi asli görevleri vardır. Bu nedenle, son yıllarda yürütülen faaliyetler; dijital arşiv çalışmalarından uluslararası akademik iş birliklerine, Türk dünyasına yönelik kültürel projelerden alanında öncü bilimsel yayınlara kadar geniş bir çerçeveye yayılmaktadır.

Cumhuriyetimizin kültür ve ilim hayatında bir mihver görevi üstlenen Yüksek Kurumumuz; milletimizin kültürel sürekliliğini teminat altına alan bir medeniyet iradesiyle; Türk kültürünü, tarihini ve dilini bilimsel yöntemlerle inceleme, geliştirme ve dünyaya tanıtma görevini büyük bir titizlikle yürütmektedir. 2025 yılı, bu yönüyle hem içerik hem kapsam bakımından dikkat çeken pek çok faaliyete sahne olmuştur.

Yüksek Kurum, bu yıl da çalışmaların eş güdümünü sağlayarak hem hukuki-idari süreçleri güçlendirmiş; hem de proje, burs, çeviri ve uluslararası işbirliği programlarında nitelik çıtasını yükseltmiştir. Bu kapsamda, milletimizin kültürel ve sosyal gelişmesini desteklemek için yürütülen tüm faaliyetler, planlı ve stratejik bir anlayışla genişletilmiştir.

Dijital dönüşüm, 2025 yılının öne çıkan başlıklarından biri olmuştur. 2011’de hayata geçirilen Bütünleşik Bilgi Sistemi’nin kapasitesi bu yıl daha da artırılmış; mevcut tüm alt sistemler yenilenmiş, araştırmacıların daha hızlı, güvenilir ve kapsamlı bilgiye ulaşabilmesi için yeni veri tabanları sisteme eklenmiştir. Kurumlarımızın kütüphane ve arşivlerinde yer alan eserlerin dijital ortama aktarıldığı “Bütünleşik Katalog Çalışması” kapsamında yaklaşık 6.400 kitabın dijitalleştirilmiş olması, geleceğe bırakılan kıymetli bir kültürel miras niteliğindedir. Kurumlarımızın akademik dergilerinin AYK Dergi Dizini üzerinden ücretsiz erişime sunulması, bilimsel üretimin kamusallaştırılması açısından örnek bir model teşkil etmektedir. 2025 yılı içerisinde devlet töreni niteliği taşıyan “Atatürk’ü Anma Töreni”, yüksek bir katılım ve derin bir manevi atmosferle icra edilmiş; milletimizin kurucu liderine bağlılığı bir kez daha güçlü biçimde vurgulanmıştır.

Değerli Milletvekilleri;

2025 yılı, Atatürk Araştırma Merkezi açısından yalnızca yoğun bir çalışma dönemi değil, aynı zamanda Cumhuriyetimizin kurucu hafızasını bilimsel yöntemlerle geleceğe taşıma kararlılığının güçlü bir tezahürü olmuştur. Merkez, yıl boyunca ulusal ve uluslararası düzlemde 17’si ulusal, 5’i uluslararası olmak üzere toplam 22 ilmî etkinlik düzenleyerek,

Atatürk araştırmalarının fikrî ufkunu genişletmiştir. Yıl sonuna kadar bu sayının 24’e ulaşacak olması ise, Merkezin ilmi üretimdeki süreklilik anlayışının açık bir göstergesidir.

Bu yılın en dikkat çekici atılımlarından biri, dijitalleşme alanında gerçekleşmiştir. Atatürk Ansiklopedisinde yayımlanan madde sayısı 1.379’a, erişim sayısı 12 milyona ulaşmış; 19 Mayıs günü hayata geçirilen mobil uygulama ile ansiklopedinin dijital erişim kapasitesi daha da genişlemiştir. Türk Dünyası Ansiklopedisi’nin mobil uygulaması da erişime açılarak, Türk medeniyetinin geniş coğrafyalara yayılmış tarihî birikimini dijital çağın diliyle görünür kılmıştır. Bunun yanında Merkezin Tematik Atatürk Eserleri Serisi kapsamında yayımlanan “Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri”, “Tamim, Telgraf ve Beyannameler”, üç ciltlik “Türkiye Cumhuriyeti Tarihi” ve “Kaynakçalı Atatürk Günlüğü” gibi eserler, tarih bilincinin toplumun tüm kesimlerine yayılmasına büyük katkı sağlamıştır. Yayımlanan 9 yeni eser, 11 tıpkıbasım, bir süreli yayın ve üniversite, kütüphane ve kamu kurumlarına 16.000’i aşkın kitabın ücretsiz dağıtılması, Merkezin bilimsel birikimi kamusallaştırma misyonunu pekiştirmiştir.

Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı ise Türk kültürü araştırmalarında ulusal ve uluslararası düzeyde yetkin bir otorite olma vizyonuyla 2025 yılında geniş kapsamlı çalışmalar yürütmüştür. Bu yıl özellikle Türk Masal Külliyatı Projesi önemli ilerlemeler kaydetmiş; Türkiye’nin 81 ilinden derlenen 6.000’i aşkın masalın büyük bölümü incelenmiş, binlercesi onaylanarak masal.gov.tr ve Masal Türkiye uygulaması üzerinden geniş kitlelere ulaştırılmıştır. Masallar İstanbul Türkçesi ve yöre ağızlarıyla seslendirilmiş, sekiz dile çevrilerek 140’tan fazla ülkedeki çocuklara ulaşmış; Türk Dünyası Masalları mobil uygulamasında ise Azerbaycan masalları ilk basamak olarak yer almıştır.

Genç kuşaklara Türk kültür ve düşünce hayatının önder şahsiyetlerini tanıtmayı amaçlayan kısa yaşam öyküleri serisinde sekiz set tamamlanmış, Ahmet Yesevi seti yıl sonu için planlanmıştır. Kurum, dijitalleşme alanında da Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında Türk kültür ve medeniyeti perspektifini ele almış; toplam 31 etkinlik, 20 yeni yayın ve on binlerce ücretsiz eser dağıtımıyla Merkezimiz, Türk kültürünün korunması ve paylaşılmasında öncü bir rol üstlenmiştir.

Yüce Türk Milletinin Kıymetli Vekilleri;

Türk milletinin varlık nişanı olan dilimizin ve belleğimizin taşıyıcısı tarihimizin; kendimizi anlamamızda ve dünyada Türk’ün yerini tayin etmesindeki rolü tartışmasızdır. Dil, millet olmanın hem harcı hem de evidir; tarih ise bu evin temeli, kimliğimizi yoğuran büyük hafızadır. İşte Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu, Cumhuriyetimizin kurucu iradesi tarafından bu yüzden aynı felsefenin iki ayrılmaz kanadı olarak teşkil edilmiş; biri dilimizin berraklığını, diğeri tarihimizin derinliğini korumak üzere milletimize emanet edilmiştir.

Bugün bu iki kurum, yalnızca birer bilim yuvası değil, millî hafızanın, kültürel sürekliliğin ve bütüncül bilincin taşıyıcılarıdır. Türkçenin medeniyet dili olarak güçlenmesini sağlayan her faaliyet, Türk Dil Kurumunun sessiz ama kararlı emeğiyle hayat bulmaktadır. Keza tarihimizin köklerine inen, belgeleri gün yüzüne çıkaran, kazılara destek veren, akademik birikimi geniş kitlelerle buluşturan her çalışma, Türk Tarih Kurumunun titiz gayretinin eseridir. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında dil ve tarih alanında ortaya konan bu çaba, yalnızca akademiye değil; milletimizin her ferdine ulaşan bir kültür ve bilinç inşasıdır. Bu nedenle, şimdi aktaracağım faaliyetler yalnızca rakamlar ve projeler değil, bir milletin kendi varlığına gösterdiği saygının somut yansımalarıdır.

2025 yılı, Türk Dil Kurumunun hem yayıncılıkta hem dijitalleşmede hem de eğitim faaliyetlerinde önemli bir ivme yakaladığı bir dönem olmuştur. Kurum, yıl içinde 9 yeni yayın, 45 tıpkıbasım ve 13 süreli yayını okuyucuyla buluşturmuş; yıl sonuna kadar 36 yeni eserin daha yayımlanmasını planlamıştır.

Türkçe Sözlük’ün mobil uygulamasının yarım milyonu aşan kullanıcıya ulaşması ve “Metin Veri Tabanı”nın araştırmacılara açılması, Türkçenin dijital çağda da köklü bir bilim dili olarak konumlanmasına katkı sağlamıştır. 2025’te düzenlenen 41 bilimsel etkinlik, 20 bini aşkın ücretsiz yayın dağıtımı ve 705 üniversite öğrencisine verilen burslar, Kurumun toplumsal sorumluluk bilincini pekiştirmiştir. Avrupa Terminoloji Birliğine üyelik ise Türkçenin terminoloji çalışmalarında uluslararası görünürlüğünü artıran önemli bir adım olmuştur.

Türk Tarih Kurumu ise aynı yıl içinde tarih biliminin hemen her alanında güçlü bir faaliyet yelpazesi ortaya koymuştur. 2025’te 78 bilimsel etkinlik gerçekleştirilmiş; 44 yeni eser, 46 tıpkıbasım ve süreli yayınlarla birlikte yüzü aşkın yayın okurla buluşturulmuştur. 54 bini aşkın eserin ücretsiz dağıtılması, tarih bilgisinin geniş kitlelere ulaştırılması açısından kayda değerdir. Kurum, burslarla 759 araştırmacıyı desteklemiş; kazı ve yüzey araştırmalarına sağladığı katkılarla arkeolojik bilgi birikiminin gelişimine önemli ölçüde katkı sunmuştur. Dijital arşiv çalışmalarında ulaşılan milyonlarca sayfa indirme sayısı ise tarihsel belgelerin araştırmacılarla buluşmasında Kurumun yeni bir döneme geçtiğini göstermektedir. Ayrıca yurtdışı konferansları, üniversite kitaplıkları, KKTC arşiv çalışmaları ve Türk Dünyası veri tabanı girişimleri, Kurumun tarih bilimine olduğu kadar kültür diplomasisine de hizmet eden geniş bir misyon yürüttüğünü ortaya koymaktadır.

Aziz Meclisimizin Kıymetli Vekilleri;

Bizler biliyoruz ki bir milletin kader çizgisini belirleyen unsurlar yalnızca askerî kudreti ya da siyasi muvaffakiyetleri değildir; onun asıl bekası, diline gösterdiği ihtimamda, tarihine duyduğu hürmette, kültürüne verdiği kıymettedir. Türk milleti, binlerce yılın içinden süzülüp gelen devlet tecrübesini; Asya bozkırlarından Balkanlar’a, Kafkasya’dan Ortadoğu’ya, oradan da Akdeniz’in ufkuna kadar yayılan geniş bir coğrafyada imar ettiği medeniyetlerle ispatlamıştır. Bu büyük yürüyüş, yalnızca fetihlerin değil; idare kabiliyetinin, nizam arayışının, hars ve irfanın da yürüyüşüdür. Bugün Cumhuriyetimizin çatısı altında yaşattığımız kurumlarımız, işte bu mirası çağın imkânlarıyla buluşturan müesseselerdir.

Bir masalın kayıt altına alınması, bir kelimenin kökeninin araştırılması, bir kazı alanından çıkan kemik parçasının tarihle buluşturulması yahut bir vesikanın dijital ortama aktarılması… Bunlar dışarıdan bakıldığında küçük işler gibi görünse de, aslında milletimizin hafızasını diri tutan, geleceğe aktaracak kuvveti temin eden çalışmaların bütünü içindedir. Tarihimizin ihtişamı, dilimizin letafeti ve kültürümüzün zenginliği, ancak bu tür müesseslerle ilim yoluna konur; dağınık olan malumat nizama girer, kaybolma ihtimali bulunan hazineler muhafaza olunur.

Cumhuriyetimizin ikinci asrında bu sahalara gösterilecek dikkat, yalnızca bir idari tercih değil; milletçe omuzladığımız müşterek bir mesuliyettir. Bu sebepledir ki kültür, dil ve tarih alanında çalışan kurumlarımızın korunması, güçlendirilmesi ve desteklenmesi elzemdir. Çünkü bu kurumlar, maziden âtiye uzanan köprünün ayaklarını sağlam tutmaktadır.

Bu vesileyle biz karar vericilere ve devletimizi idare eden kurumlarımıza önemli bir misyonu hatırlatmak vazifemizdir; malumunuz Türk Dil Kurumu ve Tarih kurumumuzun kendine ait miras yoluyla gelen bir mal varlığı vardı. Bu varlıklar iyi yönetilsin, harcamalar bir elden yürütülsün, daha verimli olsun maksadıyla bir hesapta toplanmıştı; elbette kurumlarımızın faaliyetlerinin koordinasyonu verimli kullanılması çok mühimdi; ancak harsımızın ve medeniyetimizin temel unsurları olan kurumlarımızın bütçeleri gün geçtikçe daralmakta, asli faaliyetini yapmakta zorlanmaktadır. Mesela bu yıl ayrılan bütçenin yüzde sekseni cari harcamalara geri kalanı ise asli faaliyetlere ayrılabilmiştir. Yine kurumlarımız en son 2013 yılında alanında uzman alımı yapabilmiş; kaynak eksikliği nedeniyle her geçen gün eriyen tecrübeli eleman ihtiyacını karşılamakta zorluk çekmiştir. Geçmişte alınan belki o zaman haklı olan uygulamanın yeniden düşünülmesi, MHP olarak bizim ve alanında uzman hocalarımızın ortak görüşüdür. Zira Anayasamızın 134. Maddesinin ikinci fıkrası açıktır; bu husus yeniden müzakere edilmelidir.

Bu idrakle, görüşmekte olduğumuz bütçenin milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyor; yüce heyetinizi hürmetle selamlıyorum.