GÜNCEL

Kaynak Holding yöneticilerinin yargılandığı FETÖ davasında karar çıktı

- FETÖ'nün finans merkezi olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding'in eski yöneticilerinin yargılandığı 79 sanıklı davada, 4 kişi "silahlı terör örgütü üyeliğinden", 11 kişi ise "hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan hapis cezasına çarptırıldı- Aralarında Cevdet Türkyolu ve Mustafa Özcan'ın da bulunduğu firari 32 sanığın dosyası ayrılırken,Kaynak Holding AŞ ile holding bünyesindeki 24 şirket, bir vakıf ve bir derneğin müsaderesine karar verildi

İSTANBUL (AA) - FETÖ'nün finans merkezi olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holdingin eski yöneticilerinin yargılandığı 32'si firari 79 sanıklı dava karara bağlandı.

İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan iki sanık ile avukatları katıldı.

Mahkeme heyetinin, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmaların alınmasının ardından son sözlerini sorduğu sanıklar beraat talebinde bulundu.

Davayı karara bağlayan mahkeme, "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçundan haklarında dava açılan sanıklar Ali Yusuf ve Bülent Kaynaroğlu'na "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan yedişer yıl altışar ay hapis cezası verdi. 2 sanık hakkındaki "Anayasayı ihlal" suçundan beraat kararı veren mahkeme, Ali Yusuf'un "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" suçundan da beraatine hükmetti.

Kararda, sanıkların beraat hükmü kurulan suçları işlediklerini gösterir her türlü şüpheden uzak, mahkumiyetlerine yeterli, inandırıcı ve kesin delil elde edilemediği, üzerlerine yüklenen suçu işlediklerinin sabit olmadığı belirtildi.

- 25 sanığa örgüt üyeliğinden beraat

"Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan bir sanığa 4 yıl 6 ay, bir sanığa da 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası veren mahkeme, 11 kişiyi de "silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan 2 yıl 1 ay ile 3 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırdı.

Haklarında "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan dava açılan 25 sanık ise beraat etti.

Kararda, bazı sanıklar hakkında ayrıca "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan da ceza verilmesi istendiği hatırlatılarak, ancak yasal unsurları oluşmadığı, sanıklar için yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu anlaşıldığından bu suçtan da beraat hükmü kurulduğu aktarıldı.

Mahkeme, tutuksuz yargılanan 5 sanığın dosyasını ayırırken, yargılama sürecinde vefat eden iki sanık hakkında da yasa gereği düşme kararı verdi.

- Firari 32 sanığın dosyası ayrıldı

Mahkeme heyeti, haklarında yakalama kararı bulunan ve henüz yakalanamayan Cevdet Türkyolu, Mustafa Özcan, Beyhan Nakıboğlu, Naci Tosun, Ahmet Çelik, Ahmet Taşkan, Ahmet Türkcan, Ali Açıl, Ali Akbulut, Ali Aksu, Ali Çelik, Ali Rıza Tanrıseven, Bülent Düzgün, Çetin Hakkı Şaşmaz, Ekrem Güler, Erkan Ünal, Halis Sağırlı, Hamit Çiçek, İzzet Akyar, Kemal Tatar, Kudret Ünal, Mehmet Gözütok, Mehmet Emin Köse, Murat Kara, Mustafa Talat Katırcıoğlu, Muzaffer Durmuşoğlu, Salih Kahraman, Salih Sarıgül, Sedat Kocar, Selahattin Özşen, Selami Özgür Tezcan ve Şeref Zekai Kolak'ın da dosyalarını ayırdı.

- Müsadere kararı

Mahkeme heyeti, müsaderesi talep edilen şirketlerden biriyle ilgili mahkemenin başka bir dava dosyasında da müsadere talep edildiğini belirterek, söz konusu şirket yönünden dava dosyasını ayırdı.

Kaynak Holding AŞ ile holding bünyesindeki 24 şirket, Kaynak Vakfı ile Kaynak Eğitim ve Kültür Derneğin ise müsaderesine karar veren heyet, haklarında hüküm kurulan sanıklar yönünden üzerlerine yüklenen suçların vasıf ve mahiyeti göz önüne alınarak şahsi mal varlıklarına ilişkin müsadere taleplerini kabul etmedi.

- Davanın geçmişi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, FETÖ'nün finans merkezi olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding yöneticilerine yönelik yürütülen soruşturma sonunda hazırlanan iddianamede, Kaynak Holding ve bağlı şirketlerin, olağan ticari faaliyetlerini yürütürken kurdukları örgüte bağlı tüm şirketlerin para trafiğinin kesişim noktasında yer aldığı belirtiliyor.

Bu sayede örgüt adına sisteme sokulması planlanan paraların FETÖ/PDY'nin kontrolünde olan ülke içerisindeki ve yurt dışındaki vakıf, dernek ve eğitim kurumları üzerinden finansının sağlandığı anlatılan iddianamede, Kaynak Holding ve bağlı şirketlerinde tüm iş ve işlemlerin örgütsel olarak planlandığı, örgüt liderinin tüm söylemlerinin hassasiyetle takip edilerek tüm çalışanlar üzerinde baskı kurularak aidiyet duygularının geliştirilmeye çalışıldığı aktarılıyor.

Sanıklar Mustafa Özcan ve Naci Tosun hakkında, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan 15'er yıldan 22 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, 39 sanık hakkında da ayrı ayrı "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile "silahlı terör örgütü yönetici veya üyesi olmak" suçundan 7,5'ar yıldan 22 yıl altışar aya kadar hapis cezası talep edilmişti.

İddianamede, diğer sanıkların ise benzer suçlardan 7,5 yıldan 30 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması istenmişti.

İddianamede sanık olarak yer alan FETÖ'nün darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'nde bulunan, örgütün "sivil imamları" Kemal Batmaz ve Harun Biniş hakkındaki dosyanın bu davadan ayrılarak, 460 sanığın yargılandığı Akıncı Üssü davasıyla birleştirilmesi karar verilmişti.

- Cumhuriyet savcısının mütalaası

Cumhuriyet savcısı, 15 Şubat 2023'te esas hakkındaki mütalaasında, sanıklardan Ali Yusuf ve Bülent Kaynaroğlu'nun "Anayasayı ihlal" ve "örgüt yöneticiliğinden" müebbet ve çeşitli oranlarda hapsini, 45 sanığın "örgüt üyeliğinden" 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını, haklarında yakalama kararı olan 32 sanığın dosyalarının ayrılmasını, 24 şirket, bir vakıf ve bir derneğin de müsaderesini talep etmişti.

Mütalaada, müsaderesi istenen kuruluşların silahlı terör örgütü suçunun işlenmesinde kullanıldığı gibi bu suçun işlenmesine de tahsis edildiği ve kamu güvenliği açısından tehlike arz ettiği belirtilerek, "15 Temmuz hain darbe girişiminin altyapıları buralarda oluşturulmuştur." ifadesine yer verilmişti.