DÜNYA

İskoçya'da seçimde zafer kazanan bağımsızlık yanlıları, İngiltere'ye karşı yeni bir mücadeleye hazırlanıyor

İskoçların bağımsızlık talebi ya da mücadelesi yüzlerce yıl geriye gidiyor. Kökenleri Keltlere dayanan İskoçlar, tarih boyunca topraklarını Saksonlar, Vikingler, Romalılar ve nihayetinde İngilizlere karşı savunmak zorunda kaldı.

İskoçlar, İngilizlerle yüzlerce yıl boyunca bugün Birleşik Krallık'ın yüzde 32'sini oluşturan 77 bin 900 kilometrekarelik toprak için mücadele etti.

İngiliz krallarının İskoç topraklarını ele geçirme hevesi, iki tarafı 937-1575 yılları arasında, yaklaşık 6 yüzyıl boyunca sayısız savaşta karşı karşıya getirdi.

Bunlar arasında, William Wallace ve Andrew Murray liderliğindeki İskoç ordusunun 1297'de İngiltere Kralı 1. Edward'ın ordusunu mağlup ettiği Stirling Köprüsü Muharebesi'nin, İskoçlar için ayrı bir önemi bulunuyor. Wallace'ın daha büyük bir orduya karşı elde ettiği bu zafer, Ulusal Wallace Anıtı ile simgeleştirildi.

Bağımsız İskoçya ideali

Wallace, 1305'te ağır işkencelerin ardından öldürülse de onun İskoçları bağımsızlık etrafında birleştirme ideali ortadan kaldırılamadı.

Sadece 9 yıl sonra İskoçlar, Kral Robert Bruce liderliğinde 2. Edward'ın ordusunu Bannockburn Muharebesi'nde yenilgiye uğrattı.

Bugün İskoçların milli marş olarak kabul ettiği "İskoçya'nın Çiçeği" ile Stirling ve Bannockburn'de İngiliz ordusuna karşı kazanılan zaferler anılıyor.

İki taraf arasındaki savaşlar, 1603'te İngiliz Kraliçesi 1. Elizabeth'in ölümünün ardından kuzeni ve İskoçya Kralı 6. James'in, İngiltere tahtına oturmasına kadar devam etti.

İki ülkenin parlamentolarının 1707'de Birlik Kanunu'nu kabul etmesiyle de İskoçya ve İngiltere bir krallık altında birleşti.

Seçim zaferiyle yeni bir mücadele başlıyor

300 yıldır devam eden bu birlikteliğin, artık sallantıda olduğu ülkede, 2014'te yapılan referandumda bağımsızlığı yüzde 55'le reddeden İskoçların tutumu, Brexit'le değişti.

2016'daki tarihi referandumda, İskoçların yüzde 62'si Avrupa Birliği'nde (AB) kalmak yönünde oy kullansa da İngiltere'yle beraber birlikten ayrılmak zorunda kaldı.

Brexit'in gölgesi altında 6 Mayıs'ta yapılan parlamento seçimlerini, bağımsızlık yanlısı İskoç Ulusal Partisi (SNP) kazandı. 65 olan parlamento çoğunluğunu sadece bir sandalye ile kaçıran SNP, diğer bir bağımsızlık yanlısı Yeşiller ile iş birliği yapacağını açıkladı.

Parlamentoda toplam 72'ye ulaşan bağımsızlık yanlıları, istedikleri zaman yeni bir bağımsızlık referandumu düzenleyecek güce ulaştı.

"Referandum engellenemez"

SNP lideri ve İskoçya Başbakanı Nicola Sturgeon, merkezi İngiltere hükümetinin bağımsızlık referandumunu engelleme girişimlerinin demokratik olmayacağını söyledi.

Başbakan Boris Johnson, referanduma izin vermeyeceğini açıklasa da bağımsızlık yanlısı siyasiler ve vatandaşlar ise referandumun engellenemeyeceği görüşünü dile getiriyor.

İskoçya Milli Partisi Edinburgh Pentlands seçim bölgesi İskoçya Parlamentosu üyesi Gordon MacDonald, seçim zaferi gecesinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, Londra'nın referanduma yönelik engelleme çabalarının "tehlikeli" olacağını söyledi.

MacDonald, "Demokratik bir ülkeysek ve insanlar ezici bir çoğunlukla bağımsızlık yanlısı partilere oy veriyorsa, o zaman herhangi bir ülkenin veya herhangi bir hükümetin 'Hayır, size izin vermiyoruz' deme hakkı yoktur." dedi.

2014'ye yarım kalan işi tamamlayacaklarını söyleyen MacDonald, İskoçya'nın diğer bağımsız uluslara katılmasının sadece zaman meselesi olduğunu kaydetti.

"Sokağa çıkarlar"

SNP üyesi ve bağımsızlık yanlısı aktivist Andrew Wilson ise ülkesinin kendi istekleri dışında AB'den çıkarıldığını belirtti.

Brexit'in, İskoçya'da endüstrileri ve hayatın diğer yönlerini etkileyen büyük bir olumsuz etkisi olduğunu kaydeden Wilson, "Brexit, koşullarda önemli bir değişiklikti ve bu yüzden ikinci bağımsızlık referandumunu yapacağız. İskoçya halkı referandum yapmak isterse bunu yapacaktır." diye konuştu.

Wilson ayrıca, İskoçya'nın bağımsız olmaya karar vermesi durumunda merkezi İngiliz hükümeti üzerinde uluslararası bir baskının olacağını ifade etti.

Edinburgh'un Westend bölgesindeki bir berber olan Jimmy ise Londra'nın bağımsızlık referandumunu engellemesi durumunda, insanların "sokağa çıkıp" protesto edeceğini vurguladı.

Bağımsız İskoçya ideali mücadelesi

Bağımsızlıktan sonra AB ile ticaret müzakereleri yapılabileceğini kaydeden Jimmy, "İhtiyacımız olan şey bu. Bağımsız olduktan sonra başka biri tarafından yönetilmek istemiyoruz." dedi.

Bağımsızlık yanlılarının seçim zaferiyle sadece İskoçya veya İngiltere'yi değil tüm Birleşik Krallık'ı bir belirsizlik bekliyor. Merkezi yönetim izin vermeyeceğini söylese de bağımsızlık yanlıları yüzyıllardır diri tutmayı başardıkları bağımsız İskoçya ideali için mücadeleye kararlı görünüyor.