Başın sağ olsun komutanların komutanı!

Başın sağ olsun komutanların komutanı!

MHP’nin tutuklu milletvekili, emekli Korgeneral Engin Alan’ın annesi Ayşe Alan’ın İstanbul’da ki cenazesi.

Tandık ve tanımadık birçok insan ağlıyordu.

"O bizim de anamızdı" diyerek.

Engin Alan’ı izledim annesinin tabutu başında,

Dim dik ayaktaydı,

Belki yaşlar gözünden dışarı süzülmüyordu,

Ama o yaşlar,

Annesini son yolculuğuna uğurlayan Alan’ın,

Adeta yüreğine akıyordu.

*

Mekânı cennet olsun.

Öyle ya, "anaların ayağı altında" ise cennet,

O da bu ülkenin inançlı ve değerli bir anasıydı.

Tanıyanlar cami avlusunda anlatıyordu;

“Hayata karşı her zaman dişiyle tırnağıyla mücadele etmiş, sıkıntılar çekmiş, asla isyan etmemiş ve eğer dünya da sabır diye bir şey varsa emin olun bunun karşılığı Ayşe Alandır” diyerek.

Ve ekliyorlardı Ayşe Alan’ın telkin dolu sözlerini;

“Derdi veren Allah, dermanını da verir. Şüphesiz ki Allah’tan geldik, yine Allah’a döneceğiz. Rabbimin adaletinden sual olunmaz, diliyorum ki yaradanım haksızlık edip hak yiyenlerden mutlak bir gün hesap sorsun.”

*

Son nefesine kadar yaşama dört elle sarılıp,

Oğlu Engin Alan ile duyduğu gururu son nefesine kadar tekrar eden Ayşe Alan’a bende rabbimden rahmet diliyorum.

Engin Alan’a gelince,

Biraz zayıflamış görünse de,

Güçlü, gururlu, mağrur ve inançlı duruşundan,

Bu acı gününde bile kesinlikle ödün vermiyordu.

Kim ne derse desin,

Kim hangi teselli de bulunursa bulunsun,

Anne acısının yerinin dolmadığını,

Gidenin geri gelmediğini,

Anne hasretinin bitmediğini biliyordu.

*

Onu bu acı gününde yalnız bırakmayan MHP lideri Devlet Bahçeli başta olmak üzere,

Çok sayıda partili arkadaşı ve sevenlerinin yanında olmasından dolayı da başını dimdik tutuyordu.

Derken imamın sesi çınlıyordu kulaklarda;

“Merhumeyi nasıl bilirdiniz?” diye.

Tek ses tek yürek “İyi” diye haykırıyordu.

Ve imam üç kez tekrar soruyordu;

“Hakkınızı helal ediyor musunuz?”

Önce cami avlusunda sonra mezarı başında “Gani gani helal olsun” sesleri yükselirken,

Engin Alan annesinin tabutuna son kez dokunup sonra da,

Kendi elleri ile annesini mezara indirip dualarla üzerine toprak atıyordu.

Defin işlemler bittiğinde ise “Dinimizde yas yok, yas tutmayacak ama seni gözlerimi yumup uyurken bile unutmayacağım annem" diyerek son kez annesinin mezarına bakıp bindirildiği cezaevi aracıyla,

Milletin onayını almış, yasaların kendisine verdiği haktan yararlanamamış, seçilmiş ama görevini yapmasına imkân tanınmamış bir milletvekili olarak Ankara Sincan ceza evine dönüyordu.

Bir komutan gibi gururlu,

Milletin vekilliğini hak etmiş bir siyasetçi kadar onurlu,

Ve bir annenin son nefesine kadar sütünü helal ettiği bir evlat kadar inançlı!

Başın sağ olsun komutanların komutanı.