Tarihte "güzel atlar ülkesi" olarak da bilinen Kapadokya bölgesinde, eşsiz doğal güzellikler arasında turistler için düzenlenen turlarda kullanılan atlar, bölgede nalbantlık geleneğinin sürdürülmesini sağlıyor.

Tarih boyunca hemen her alanda sıklıkla yararlanılan atlar, günümüzde peribacalarının büyüleyici atmosferi arasında gezinti yapmak isteyen turistlere hizmet ediyor.

Bölgedeki doğal kaya oluşumlarıyla kaplı vadiler ve peribacaları arasında düzenlenen turlara katılan turistlerin gezinti yaptığı atlar için hayati öneme sahip nal bakımları ise bölgedeki az sayıdaki nalbant tarafından yapılıyor.

Mesleğin son temsilcilerinden genç nalbant Fatih Uğurlu (27) da yürüyüş ve koşu sırasında tırnaklarının korunması için atların tırnak bakımını yapıyor ve nal çakıyor.

Yaklaşık 6 yıldır titizlikle nalbantlık yapan Uğurlu, atın tırnaklarını çeşitli aletler kullanarak kesip törpülüyor, demir nalı örste döverek ayağa uygun hale getiriyor. Uğurlu, daha sonra mıh yardımıyla nalı ayak altlarına çakarak at için hayati önem taşıyan işlemi tamamlıyor.

Atlarla birlikte vakit geçirmenin kendisini rahatlattığını aktaran Uğurlu, atlara sevgisinin çocukluk yıllarına dayandığını belirtti.

Uğurlu, üniversite sınavında ilk tercihi olan Kocaeli Üniversitesi At Antrenörlüğü bölümünü kazandıktan sonra boş zamanlarında bir nalbanta çıraklık yaparak meslekte ustalaştığını kaydetti.

Turizm nedeniyle Kapadokya bölgesinde birçok at bulunduğunu, nalbanta da sürekli ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Uğurlu, doğup büyüdüğü şehirde sevdiği mesleği yapmaktan mutlu olduğunu ifade etti. .

"İki ayda bir nal değişimi yapıyoruz"

"İnsan için ayakkabı ne ise at için de nal odur" diyen Uğurlu, atın arazi koşullarına uyum sağlaması ve ayağında bir sorun oluşmaması için ortalama her iki ayda bir nal değişimi yaptıklarını belirtti.

Uğurlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Nal değişimlerinin, atın arazi koşullarına uyum sağlaması ve ayağında bir problem oluşmaması için yapılması gerekiyor. Atın yürüyüşü ve tırnak yapısına göre işlem yapıyoruz. Nal bakımı binicinin konforu için de gerekli. Hayvan bazen huysuzluk yapabiliyor, mesleğin en temel özelliği atı sevmekten geçiyor, nal çakma sırasında huysuzlanırsa atla konuşarak onu sakinleştirerek çalışıyorum. Atlarla vakit geçirmek beni çok mutlu ediyor. Çırak bulmakta sıkıntı yaşıyoruz, heveslenip gelenler oluyor çalışma ortamını zorluklarını gören gençler vazgeçiyorlar. Ancak ben, bu mesleğin gelişmesini çok istiyorum, tükenmiş olarak görülen bir meslek ama bu sanat Türk kültüründe var, bölgemizde de ihtiyaç var. Bu nedenle mesleğin devam etmesini istiyorum."