Orta Çağ’dan kalma bir gelenek olduğu bilinen Bocuk kutlaması için çevre illerden ilçelerden yüzlerce kişi akşam saatlerinde Çamlıca köyüne geldi.

Çamlıca Kültür ve Turizm Derneği’ni bahçesinde toplananlar çeşitli maskeler taktı, dernek üyelerinin yardımıyla yüzlerini boyadı, beyaz çarşaf giydi.

Gelenek olarak yılın en soğuk gününde gerçekleşen Bocuk Gecesi'ne katılanlar dernek bahçesine yakılan ateşlerin etrafında ısındı.

Daha sonra köy sakinlerinin yaptığı kabak tatlısı tepsilerde konuklara ikram edildi.

Edirne Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu, kutlamada yaptığı konuşmada Bocuk Gecesi'nin bin yıllık bir Türk geleneği olduğunu söyledi.

Geçmişte insanların gecenin en uzun ve soğuk olduğu zamanda ateş etrafında toplanarak kabak tatlısı yediğini anlatan Hacıoğlu, "İnsanlar korkularını yenmek için birbirine yaklaşmışlar. Eğlenceler düzenlemişler, ateşler yakmışlar ki 'bocuk gelmesin ve o korkuları olmasın' diye. Ama sanki Çamlıca'daki korku korkmaktan ziyade korkutmak üzerine kurulmuş. Ama olsun korku bizim korkumuz, kültür bizim kültürümüzdür." diye konuştu.

Bocuk Gecesi

Balkanlar'daki Hristiyanların "bojic" adetleriyle karıştırılmasına rağmen bununla sadece kelime benzerliği olan "Bocuk" Orta Çağ'dan kalma bir gelenek olarak biliniyor.

Bocuk Gecesi'nde her evde kabak pişirilip dağıtılması, kar suyunda haşlanmış mısır, armut, ayva, badem, çekirdek, kuzinede fırınlanmış yer fıstığı gibi cevizlerin yenen eski Türk folklorunun ögelerinden sayılıyor.

Bocuk sofralarının simgesi haline gelen kabak pişirme ve eşrafa dağıtma geleneğinin, ''Bocuk'' diye adlandırılan bir varlığın beyazlar içinde, insan görünümünde gezdiğine, ''Bocuk karısının'' kabak pişen eve gelip kötülük yapmayacağına inancından kaynaklanıyor.