Kırşehir'de yaşayan 83 yaşındaki baba ve 73 yaşındaki anne, henüz 2 haftalık bebekken geçirdiği menenjitnedeniyle yüzde 90 zihinsel engelli olan 50 yaşındaki kızlarına adeta gözleri gibi bakarak fedakarlık örneği sergiliyor.

Nasuh Dede Mahallesi'nde faytonculuk yaban Hasan ile ev hanımı Asiye Koçak'ın 4 çocuğundan birisi olarak dünyaya gelen Selma Koçak, 2 haftalıkken menenjite yakalandı. Ailesinin 9 ay hastane hastane dolaştırdığı Selma'ya yüzde 90 zihinsel engelli raporu verildi.

O günden beri hayatlarını adeta kızlarına adayan ve tek katlı evlerinde mütevazı bir hayat süren Koçak çifti, 50 yaşında olmasına rağmen bir çocuk zekasıyla yaşayan kızlarını itinayla büyüttü. İşleri olduğunda nöbetleşe dışarı çıkan ve biri diğerine emanet ederek Selma'yı bir gün bile yalnız bırakmayan aileye, evlenerek İstanbul ve Ankara'da yaşamaya başlayan diğer kızları da zaman zaman yardım ederek yüklerini hafifletmeye çalışıyor.

Erkek çocuklarını trafik kazasında kaybeden aile, ilerleyen yaşlarına rağmen günlerini Selma'ya bir çocuk gibi bakıp, gönlünü hoş ederek geçirmeye çalışıyor. Evlerine gelen herkesi öğretmen zanneden ve okumak isteyen Selma da bahçedeki keçi ve oğlaklarla günlerini geçiriyor.

Hasan ve Asiye Koçak çifti, engelli ve bakıcı yardımlarından dolayı başta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere devlet yetkililerine şükranlarını dile getiriyor.

Kırşehir Belediyesi Aile Yaşam Merkezi de "Gönül Dağı" projesi kapsamında aileye günlük yemek ve aylık erzak yardımı yapıyor.

"Çocuk zihniyeti var, o nedenle kim gelse gider boynuna sarılır"

Hasan Koçak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Selma'dan büyük 2 kızını evlendirdiğini, oğlunu da trafik kazasında kaybettiğini, hayatlarını adeta engelli kızlarına adadıklarını anlattı.

Kızları 50 yaşında olmasına rağmen bir çocuk zekasına sahip olduğunu belirten Koçak, şunları söyledi:

"Benden izinsiz bahçeden dışarı çıkmaz. Sandalyesini keçilerin yanına götürür, orada onlarla vakit geçirir. Oğlakları sever, ilgilenir. Çoluğu çocuğu sever. Çocuk gelirse onlarla oynamaya çalışır. Çocuk zihniyeti var, o nedenle kim gelse gider boynuna sarılır. 'Abim, dayım, amcam' diye sarılır, sevinir. Hiç yalnız bırakmayız. Çarşıya gitsem annesi bakar, annesi komşuya gitse takip ederim. Akşama kadar bizle oturur, gitmez bir yere."

"Buna da şükür"

Anne Asiye Koçak da kendilerinin yaşlandığını, bu nedenle de ölümleri halinde Selma'nın geleceği için büyük endişe duyduğunu ifade etti.

Yüzde 90 engelli olmasına rağmen kızının ihtiyaçlarını karşılayabildikleri için Allah'a şükrettiklerini dile getiren Koçak, şunları kaydetti:

"Buna da şükür. Ya elde avuçta olsaydı. Kendim yıkarım, üstünü başını temizlerim. Her şeyiyle kendim ilgilenirim. Üçümüz yaşayıp gidiyoruz. Bizden sonraya kalsa ne olacak? Sabahlara kadar onu düşünürüm. Kızlar var ama elin oğlu evinde bakar bakmaz, bilemem. Çocukların hepsi küçükken Selma'yı onlara emanet eder, saman çekmeye giderdim. 50 yaşında da olsa atamıyoruz. 100 yaşında da olsa yanımızda yatıyor. 50 yıldır böğrümüzde yatırıyoruz. Yaşlı olduğumuz için artık pek bir yere gidemeyiz, kapı önünde güneşte otururuz."