CEVABINI ARAYAN SORULAR

‘Adresini arayan mektuplar’ gibi oldu ama olsun. Biz soru üzerinden gidelim, malum bu ara mektup trafiği oldukça derin.

Sayın başbakan sorularım size…

1-) Milliyetçiliğe karşı savaş başlattınız, milliyetçiliği ayaklar altına aldınız? Şu an üzerinde oturduğunuz koltuk bir sömürge ülkesinin başbakanına ait değilse bu liberal-demokrat nutuklarla olmamıştır değil mi? Hal böyleyken neden milliyetçilik ayaklar altında?

2-)Türkiye’de milliyetçilik küfre ve emperyalizme karşı bir duruşu temsil eder, bu bir iddia değil aynı zamanda bir yaşanmışlığın kısa ifadesidir, yani ispatı tarihte mahfuzdur. Önce işgalcilere karşı gardını alan milliyetçilik daha sonra Sovyet tehdidine karşı bir kalkan olmuştur. Bugün de ABD ve AB’ye karşı yükselen milli-İslami bir sestir. Şimdi milliyetçiliği ayaklar altına almak kime yarar?

3-)Sizinle yola çıkanlar arasında ‘milliyetçiler’ de vardı, onları kullandınız mı?

4-)Ayrıca Milliyetçilerin ‘millet’ tanımı gayr-ı İslami değil ki Milliyetçilikleri ‘ırkçılık’ olsun. Bu durumda siz fasıklardan olmuyor musunuz?

5-)Daha eskilerden bir sual sorayım; 1980 öncesi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde ve bunun yanında Ankara, Konya, Kırşehir, Kırıkkale gibi illerimizin muhtelif ilçe, mahalle ve beldelerinde Kürt kökenli kardeşlerimiz yaşamaktaydı. Buralarda MHP’nin oyu belediye başkanı çıkaracak yahut belediye meclis üyeleri çıkaracak düzeydeydi. (buralardan MHP birçok belediye başkanı da çıkarmıştır) 80 askeri darbesinin ardından oralara ilk gidenler Refah Partisinin yetkilileriydi. Propagandayı öyle bir yaptılar ki o belediyeler önce Refahın sonra DEP’in(bugünkü BDP çizgisi) oldu. Bu durum yaklaşım açınız itibariyle tövbe gerektiren bir durum değil midir?

6-)Size vaktiyle oy vermiş ‘milliyetçiler’ tanıdım, bunlar ırkçı olsaydı size oy verirler miydi? Yahut bu millet ırkçılığa prim verseydi siz Başbakan olur muydunuz?

7-)Aynı şekilde MHP’ye oy veren ama soy itibariyle Türk olmayanlar tanırım ziyadesiyle. Bırakın oy vermeyi MHP’nin en yetkili organlarında şereflice görev yapan adamlar tanırım yahut milletvekili, belediye başkanı vs… olan. Şimdi Türk Milliyetçilerinin ırkçı olduğu kanaatiniz hâlâ devam ediyor mu?

8-)BDP ve yandaşlarına gösterdiğiniz yakınlık ve neticesinde terör örgütünü muhatap alan yaklaşımınız bana Osmanlı padişahı 2. Mahmut ile M. Ali Paşa (Mısır valisi) arasındaki meseleyi hatırlattı. Tarihi bir karıştırıverin, sorunun sonucu nereye gidiyormuş. Lakin terör meselesinde ve birçok iç ve dış sorunda ticari hassasiyetle mi siyaset yapıyorsunuz bunu da çok merak ediyorum?

9-)Şunu kabul ediyorum, devletin (yahut hükümetlerin ama neticede resmi ideolojinin) terör ve güneydoğudaki birçok meselede çok ciddi yanlışları oldu. Bu yanlışlar elbette yabancı mihraklar tarafından desteklenip, kamuoyunda haklı olarak gösterildi. Acaba şuanda sizin faaliyetleriniz için de mi böyle bir hazırlık yapılıyor?

10-)Hükümetinizin 10 yılı aşan karnesinde Irak’ın işgalinden İmralı’ya kadar acaba hangi hususta başarı kazandınız? (terör ve bağlantılı olarak dış siyaseti önceleyerek soruyorum)

11-)Eskiden şeriata hürmetiniz vardı zannederim, size soruyorum, az çok bilirsiniz; ‘Apo’nun şer’i hukukta cezası nedir?

12-)Apo’nun Kürt olmadığı teziyle başlasanız sizi satrancı iyi bilen bir siyasetçi olarak kabul ederdim ama şuan yaşananlar tavla gibi değil mi?

13-)2002’deki biten terör ne oldu da 2013’de biten bir devlet meydana getirdi?

14-)Şu Arap baharı dedikleri dalganın Türkiye’yi etkilememesi için yaptığınızı farz edelim bunca açılımı; peki siz Arap baharını neden en baştan beri desteklediniz? Büyük Ortadoğu adamı bozuyormuş değil mi sayın Başbakan? Siz Büyükdoğu’yu okurken şuan içinde olduğunuz fotoğraf kareleri size malum olsaydı Allah aşkına söyleyin, bir samimi ‘hafizanallah’ dökülmez miydi dudaklarınızdan?

15-)Son olarak, İslamcı bir gelenekten geliyorsunuz, sizce siyasal İslam sünnete uygun mudur?

Vicdanınız çürümeden tezlerimizi çürütün ne olur?

Selametle…

                                                                                                                                            Arif KAAN YALÇIN

 *yazar arkadaşım Erdal Demirkıran’ın bir kitabının ismidir aynı  zamanda.