Polis çevrede geniş güvenlik tedbirleri aldı. Yıldız, konuşma öncesi bazı Türk Sivil Kuruluşları ve Nürnbergli 15 Temmuz şehidi, Serhat Önder’in kardeşi Gökhan Önder’i evinde ziyaret etti.

Program Kur’an okunması ve istiklal marşı ile başladı. Seçim Koordinasyon Merkezi Nürnberg Başkanı Semra Aydın, selamlama konuşması yaptı.

Aydın'ın ardından konuşan Taner Yıldız, "Türkiye’de ve bütün ülkelerde siyasi istikrarı oluşturmak mecburiyetinde olanlar iktidar partileridir. Ama onu korumaya borçlu olanlar akademisyenlerdir, sivil toplum örgütleridir, sanayicilerdir, basın mensuplarıdır. Dolayısıyla, toplumun her kademesinde görev yapan ve toplumun her katmanında bulunan ve ülkesini seven 80 milyonun kendisidir.

ÜLKE 10’AR YIL 20’ŞER YIL GERİYE GİTTİ
Bir 15 Temmuz hadisesi yaşandı. Sıra dışı bir olaydı. Beraber yemek yediğimiz, beraber çay kahve içtiğimiz insanların size ihanet etmesi bizim kitabımızda yoktur. Bu sıradan bir olay mıdır, sıradan bir olay değildir. 12 Eylül'de hatırlayalım, 28 Şubatlar, 27 Nisanlar her birisi bu ülkeyi 10’ar 20’şer yıl geriye götürmek içindi. 

TOPLANTILAR GERGİNLİĞİN GEREKÇESİ OLMAMALI
Türkiye’deki en büyük yatırımcılardan birisi olan Almaya'nın Türkiye için önemi var. Almanya'daki Türklerin de Almanya için çok önemi var. Ben bu tür toplantıların gerginliğin gerekçesi değil, tam tersi bir birini anlamanın gerekçesi olacağına inanıyorum ve bunu başta Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız son derece dikkatli bir şekilde bakan arkadaşlarımızla yürütmektedirler. Hem Türkiye’nin ali menfaatleri, hem de hassasiyetleri, karşılıklı olarak anlaşılır bir noktaya gelecektir" dedi.

Taner Yıldız: " Önemli olan iki ülkenin birbirinin hukukunu gözetmesidir"

Taner Yıldız, DHA muhabirinin, “Son zamanlarda, Türkiye ile Almanya arasında bir kriz var. Bunu nasıl yorumluyorsunuz” sorusunu "Tabi her ülkenin de hassasiyetleri var. Türkiye olarak sayın Cumhurbaşkanımızın ve başbakanımızın, özellikle Almanya’nın hassasiyetlerine son derece dikkat ettiği ortadadır. Ülkeler birbirinin nüfusunu, iki tane hukuk devletinden bahsediyoruz. Tanımlanmış ve bütün hukukun çerçevesi çizilmiş bir Türkiye ilişkisinden bahsediyoruz. PKK’nın ve FETÖ'nün terör olarak tanımlanması ile beraber Türkiye’nin kırmızı çizgisinin ve hassasiyetinin olduğu bir çok kereler bildirildi. Ben mutlaka Almanya’nın da bu konuda bir terör olarak tanıdığı eylem yapan bir örgütü de aynı şekilde uygulamalarına da koyacağı olan inancımı belirtmek istiyorum. Sürdürülebilir ilişki, iki halkın iki ülkenin anlaması üzerinedir ve ben buradaki beklentinin de bu tarzda olduğunu görüyorum. Gerek Frankfurt’ta gerek Nürnberg’de kurduğum temaslarda, o yüzden ümitvar olmak lazım geldiğini ve ileriye dönük, Türkiye’nin kurumsal hafızalarına yakın tarzda davranacaklarını, hem ticari, hem ekonomi hem de gelişen bir yapı çerçevesinde olan inancımı vurgulamak istiyorum. Önemli olan iki ülkenin birbirinin hukukunu gözetmesidir, hele hele 15 Temmuz’u yaşamış bir Türkiye’nin FETÖ ve PKK terör örgütlerine karşı çabasına, gayretine mutlaka diğer ülkelerin de hassasiyet göstermesi önemlidir" diye yanıtladı.