AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "Biz niye 'cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi' diyoruz? Çünkü millet yetkiyi sandıkta doğrudan kendisi verecek. Milletin verdiği yetkiyi abidik gubidik yaparak, oyunlarla, tezgahlarla hiç kimse değiştiremeyecek." dedi.

Yıldırım, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmasına, bugünün 28 Şubat olduğunu hatırlatarak, "Bir bakalım, 20 yıl önce Türkiye'de neler olmuş?" diyerek başladı. Yıldırım'ın bu sözlerinin ardından 28 Şubat'a ilişkin hazırlanan video izletildi.

Filmde, 28 Şubat'ta milli iradenin nasıl el değiştirdiğini çarpıcı şekilde gördüklerini ve hafızalarını tazelediklerini belirten Yıldırım, "Biz niye 'cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi' diyoruz? Çünkü millet yetkiyi sandıkta doğrudan kendisi verecek. Milletin verdiği yetkiyi abidik gubidik yaparak, oyunlarla, tezgahlarla hiç kimse değiştiremeyecek. Onun için 16 Nisan'da milli iradenin tesisi için hazır mıyız?" diye konuştu.

Grup toplantısına gelenlerin "evet" diye karşılık vermesi üzerine Yıldırım, "Maşallah, siz işi bitirmişsiniz." dedi.

Başbakan Yıldırım, Ermenistan-Azerbaycan cephe hattındaki çatışmalara da değinerek, şehit olan 5 Azerbaycan askerine Allah'tan rahmet diledi. Azerbaycan halkının acısını paylaştıklarını aktaran Yıldırım, "Yukarı Karabağ Bölgesi yıllardır kanayan bir yaradır ve Azeri toprakları Ermeni çeteciler tarafından işgal edilmiş, bu sorun bugüne kadar çözülememiştir. Türkiye olarak, Azerbaycan'ın derdi bizim derdimizdir, sevinci bizim sevincimizdir. Kardeş Azerbaycan'ın haklı davasında her zaman yanında olduğumuzu bu vesileyle bir kez daha ifade etmek istiyorum." ifadelerini kullandı.

Merhum Başbakan Necmettin Erbakan'ın vefatını 6. yılı olduğunu anımsatan Yıldırım, "Ülkemize büyük hizmetleri dokunan devlet adamı, merhum Erbakan'ı, hocamızı rahmetle ve özlemle anıyoruz." diye konuştu.

Halk oylamasına doğru
Cumhurbaşkanlığı sistemi için yapılacak halk oylamasına sayılı günler kaldığını ve sayılı günlerin çabuk geçeceğini ifade eden Yıldırım, her anın verimli geçirilmesini istedi.

Bu doğrultuda geçtiğimiz hafta AK Parti'nin en üst karar organı olan Merkez Karar Yönetim Kurulunu topladıklarını anlatan Yıldırım, ülke meselelerinin yanı sıra bölgesel ve uluslararası konuları ele aldıklarını söyledi.

Başbakan Yıldırım, perşembe günü de Türkiye-Pakistan Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı'nı Pakistan Başbakanı Navaz Şerif ile gerçekleştirdiklerini aktararak, iki ülke arasında ekonomik konularda önemli kararlar aldıklarını dile getirdi.

Binali Yıldırım, "Terörle büyük bir imtihan veren Pakistanlı kardeşlerimizle tam dayanışma içerisinde olduğumuzu bir kez daha teyit ettik. Pakistan-Türkiye arasında serbest ticaret anlaşmasının bu yıl içerisinde tamamlanması konusunda bir mutabakat sağladık. Pakistan bizim için her zaman dosttur ve kardeştir, bu daima böyle olacak. Her iki ülkeyle aynı dostluk ilişkisi içinde olmak için azami çaba gösteriyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"PKK'nın Kürtleri temsil etmesi yalan"
Başbakan Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sanki yeni bir teamülmüş, yeni bir uygulama gibi bunu gündeme getirmenin iyi niyetle izahı mümkün değlidir. Türkiye, Irak'ın toprak bütünlüğüne sonuna kadar saygı duyar, Irak anayasasının gereği neyse ona da saygı duyar. Bizim bunun dışında başkaca bir diplomatik teamül geliştirmek, buna göre yeni usuller ortaya koymak gibi bir uygulamamız olmadı, olamaz. Baştan beri söylüyoruz; Kürt kardeşlerimizle bizim bir sorunumuz yoktur. Irak'ta, Suriye'de yaşayan, terörle iç içe olmamış, teröre bulaşmamış Kürtler bizim kardeşimizdir. Ülkemizdeki Türk, Kürt kökenli kardeşlerimiz de bizim başımızın tacıdır. Kürtlüğü ile bu vatandaşlarımız ne kadar iftihar etse o kadar yeridir.

PKK'nın Kürtleri temsil etmesi, PKK'nın Kürtlerin dertleriyle dertlenmesi iddiası koca bir yalandır. Sorun, Kürt kökenli vatandaşlarımızın hayatını dar eden, geleceğini yok eden terör örgütü PKK'nın ta kendisidir. Terörle mücadeledeki amacımız da orada yaşayan onurlu Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kardeşlerimizi bu terör örgütünün belasından kurtarmaktır. Yaptığımız budur. Bunda da elhamdüllilah büyük mesafe katettik. Çukurlar açan, insanları hayatından bezdiren bu eli kanlı çeteleri, şehirlerden çıkardık. Kırda, kırsalda, dağda bayırda dünyayı bunlara dar ediyoruz. Bu mücadele yaz kış, gece gündüz tek bir terör unsuru kalmayıncaya kadar devam edecek."

"ABD'ye söylediğimiz çok açık ve nettir"
Yıldırım, AK Parti çatısı altında geçmiş yasama dönemlerinde görev yapan, bu davaya emek veren milletvekilleriyle, eski il başkanları, eski belediye başkanlarıyla geçen hafta bir araya geldiklerini, Türkiye'yi konuştuklarını, halkoylaması sürecini değerlendirdiklerini anımsattı.

Bakanlar Kurulunun dünkü toplantısında önemli konuları ele aldıklarını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin Bab operasyonunu başarıyla, Özgür Suriye Ordusu'na destek vererek tamamlamasından sonra DEAŞ terör mensuplarının Rakka'dan çıkarılması konusunda da ABD, koalisyon güçleri, Rusya ve diğer paydaş ülkelerle görüşmeler devam ediyor. Bu konuda verilmiş bir kararımız yoktur. Ama verilmiş bir kararımız var, o da şudur: Rakka'da PKK'nın kuzeni, eşiti konumundaki YPG, PYD gibi örgütler, terör unsurları destek amacıyla kullanılırsa biz bu operasyonlarda katiyen olmayız. Hiçbir terör örgütüyle biz yan yana olamayız. Hele hele canımızı acıtan, enerjimizi azaltan bu alçak PKK terör örgütünün akraba örgütleriyle katiyen, hiçbir operasyonun içinde olmayız. ABD'ye söylediğimiz çok açık ve nettir: Bir terör örgütünü yok etmek için başka bir terör örgütünü kullanırsanız daha sonra o terör örgütünü yok etmek için ne yapacaksınız? Bu yerleşik devletlerin başvuracağı yöntem değildir. Bu, Türkiye-ABD stratejik ortaklığına, tarihsel iş birliğine hiçbir şekilde uygun düşmeyecek bir harekettir."

"Bahane değil iş üretiyoruz"
Kahramankazanlıların demokrasi için, milli irade için "evet" dediğini vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Evet, berekettir, 'evet' de bereket vardır. Bereket paylaşılarak çoğalır. O yüzden her demokrasi gönüllümüz 16 Nisan'a kadar konuya-komşuya, eşe-dosta neden 'evet' dediğimizi anlatacağız. 'Evet' diyerek sebepleri bir bir sıralayacağız. Diyecek ki; sadece geçen hafta havadan ve karadan terör gruplarına karşı 178 operasyon gerçekleştirdik, 40'a yakın teröristi etkisiz hale getirdik. Sadece bir haftada DEAŞ ile ilişkisi olan 66 kişi güvenlik birimlerimizce ele geçirildi.

Bir nokta çok önemli; biz AK Parti hükümeti olarak bahane değil, iş üretiyoruz. Şu an referandum var diyerek millete karşı sorumluluğumuzu asla unutmuyoruz, işlerden asla taviz vermiyoruz. Referanduma gidiyoruz ama ekonomiyi de ciddiyetle takip ediyor, mali disiplini asla ihmal etmiyoruz. Eski tür siyaset yaklaşımları sergilemiyor, 'seçim dönemi' diyerek milletin kaynaklarını heba etmiyoruz. Referanduma gidiyoruz ama memleketin dört yanında projelere, yatırımlara hız kesmeden devam ediyoruz."

KOBİ'lere verilen destek
Başbakan Yıldırım, dünyanın en büyük havalimanı inşaatının İstanbul'da son sürat devam ettiğini, Ankara-İzmir yüksek hızlı tren yapımının sürdüğünü anlattı.

KOSGEB aracılığıyla KOBİ'lere gerekli şartları sağlamaları durumunda 3 yıl vadeli, faizsiz 50 bin liraya kadar kredi verileceğinin geçen hafta ilan edildiğini belirten Yıldırım, 460 bin 167 işletlemeye bu krediyi verme kararı aldıklarını, kredi verme işlemlerinin de bugün başladığını söyledi.

Yıldırım, "Bu bağlamda esnafa, küçük işletmelere yaklaşık 11 milyar lira nakit kaynak sağlıyoruz. Ödemeler işletmenin yıllık cirosuna göre 20 bin ile 50 bin lira arasında değişiyor. İlk yıl ödeme yok, geri kalan 2 yılda da faiz yok, aldığın parayı ödüyorsun, eşit taksitlerle. 50 bin liraya kadar olan sıfır faizli kredinin ağırlıklı olarak ihtiyacı olan küçük esnafa verilmesi sağlanıyor." diye konuştu.

"Üreticilere yaklaşık 13 katrilyon ödeme yapılacak"

Yıldırım, çiftçilere yönelik bir müjde vermek istediğini belirterek, "Bu yıl içinde üreticilerimize toplam 12,8 milyar, yaklaşık 13 katrilyon ödeme yapacağız. Çiftçilerimiz her şeyin en iyisine layıktır. Mazot ve gübre desteğini mart ayı içinde ödeyeceğiz. Çiftçilerimiz hazırlıklarını yapsınlar." dedi.

Başbakan Yıldırım, Türkiye İstatistik Kurumunun açıkladığı verilere göre, ekonomik güven endeksinin şubat ayında, geçen aya göre yüzde 6,8'lik artış gösterdiğine dikkati çekerek, "Geçici bir takım sıkıntılarımız olmasına rağmen geleceğe yönelik vatandaşın umudu olumlu. Geleceğe vatandaş umutla bakıyor. Her şeyin baharda daha güzel olacağını düşünüyorum. Bu göstergeler bunu gösteriyor. Olumsuz bir takım gelişmelere rağmen Türkiye istikrarını sürdürüyor, kalkınma ve büyüme yolunda tam yol ileriye doğru gidiyor. Bizim ülkemize, vatandaşımıza, milletimize güvenimiz tam." diye konuştu.

Başörtülü kızlar Üniversitelere alınmadı
Üniversitelere alınmayan başörtülü kızların kapı önlerinde ne şekilde şiddete maruz kaldığının herkes tarafından görüldüğüne dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:

"Ortaçağ Avrupa'sında bile görünmeyen bu bağnazlıklarla kızlarımızın zorla başlarının açılması yollarına gidildi, ikna odaları kuruldu. İnançlı, tertemiz Anadolu insanının sahip olduğu firmalar fişlendi, 'irticai eylemlere destek oluyor' diye ticari hayatları sona erdirildi. Medya kontrol altına alındı, siyasi partiler kapatıldı, tam bir sıkıyönetim ilan edildi. Ülke süratle 2001 büyük krizine sürüklendi. İşte 28 Şubat'ın özeti budur. 15 Temmuz'da tanklarla sokakları işgal etmeye, milletin iradesine darbe vurmaya çalışanlar 28 Şubat'ı planlayanların hedefiyle aynı hedefteler. Bunlar darbe kardeşleridir. Her ikisi de milli iradeye karşı darbe girişiminde bulunmuştur. Tek fark vardır, 28 Şubat'çılar başarılı olmuş, 15 Temmuz'dakiler tuş olmuştur.

Milletin iradesi, halkın gücü, tankın gücünü yenmiştir. Hükümet iş yaparken birtakım çeteler, gruplar 'rejim tehlikede' diye çığırtkanlık yapıyorsa bilin ki millete yapılan hizmetten rahatsız oluyorlar. O dönemde karanlık siyaset koridorunda at koşturanlar, 'demokrasiye balans ayarı verdik' diyenler, milli iradeye darbe vurmak isteyenler 15 Temmuz kulağınızda küpe olsun. Bu kahraman millet Çanakkale siperlerindeki ecdatlarının başını öne eğdirmedi.15 Temmuz'da vatanın ve milletin bekasına sahip çıktı. Şimdi bu millet sandığa gidecek, vesayet rejimi meraklılarını tarihe gömmek için 'evet' diyecek. Milletin üstünde bir güç olmaması için 'evet' diyecek. Sevdamız millet kararımız 'evet', gücümüz millet kararımız 'evet', daima millet kararımız 'evet' İşte karar verilmiş yapacak bir şey yok."

"Türkiye senin dönemindeki SSK gibi yönetilmiyor"
AK Parti'nin, mevsimlik hükümetleri tarihe gönderdiğini vurgulayan Yıldırım, bunun anayasal güvenceye kavuşmasının şart olduğunu anlattı.

"Kavgaların, otellerdeki pazarlıklarla düşürülen hükümetlerin, istikrarsızlığın, kararsızlığın Türkiye'sine bir daha dönmeyeceğiz." diyen Yıldırım, şöyle devam etti:

"Meclisi, yeni anayasamız ile çok daha güçlendiriyoruz. Milletvekili sayısını artırarak vatandaşa daha çok temas eden, vatandaşın sorunlarıyla daha fazla haşır neşir olan bir yapı getiriyoruz. Kılıçdaroğlu sanki zamanında, 1995 de DYP ile birlikte birdenbire 100 milletvekili sayısını artırmamış gibi kalkmış '50 milletvekili' artırıyoruz. Allah'tan kork. O gün Türkiye'nin nüfusu 59 milyondu, 100 milletvekili artırdınız. Şimdi 80 milyon, 50 milletvekili artırılıyor diye kalkmış laf ediyor. Efendim neymiş, 50 milletvekilinin masrafı çok olurmuş, ülke batarmış, zarar görürmüş... Merak etme Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye senin dönemindeki SSK gibi yönetilmiyor, AK Parti yönetiyor, AK Parti. O yüzden Türkiye'ye bir şey olmaz merak etme."

Başbakan Yıldırım, yeni anayasa ile Meclisin hiçbir yetkisinin kısıtlanmadığını aksine Meclisin daha da güçlendiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Meclis, araştırma ve genel görüşme yapabilecek, soruşturma yetkisine sahip olacak, milletvekilleri, bakanlar ve Cumhurbaşkanı yardımcılarına yazılı soru soracak. Meclis denetim görevini eksiksiz yapacak ama istemezük heyeti, sağda solda bilgi kirliliği oluşturmaya devam ediyor. Tutturmuşlar, 'tek adam rejimi olacak, Meclis işlevsiz kalacak.' Kardeşim, senin keyfin için iki Cumhurbaşkanı, iki Başbakan, iki belediye başkanı mı çıkaralım, ne diyorsun yani, Sayın Kılıçdaroğlu. Bu idarecilik biçiminden rahatsızsa, CHP'nin başına ikinci bir genel başkan daha seçsin. 'Nasıl olacak' diyorsa, bugünlerde kol kola gittikleri HDP'ye baksınlar, onların yaptığını yapsınlar. Onlar da nasıl olsa bu uygulama var, her şeyin bir eşi var."

"Mesele siyaset değil, mesele memleket meselesi"
CHP, MHP, HDP ve diğer partilere gönül veren vatandaşlara, Yıldırım, "Mesele siyaset değil, mesele memleket meselesi, mesele sen ben meselesi değil, mesele millet meselesi. Onun için 16 Nisanda, 'Kararınız net oyunuz evet' olsun. Şimdi artık söz sizde." çağrısında bulundu.

Başbakan Yıldırım'ın, "Tek bayrak için, tek millet için, tek devlet için, tek vatan için", "Gücümüz millet kararımız", "Sevdamız millet kararımız", "Daima millet kararımız" sloganlarına, salondakiler "Evet" karşılığını verdi.

Başbakan Yıldırım'ın konuşmasından önce, 28 Şubat'a ilişkin sinevizyon gösterisi gerçekleştirildi.

Yıldırım'ın konuşması, bir görevli tarafından işaret diline çevrildi.

AA