Başbakan Binali Yıldırım, "Ürdün makamları, 15 Temmuz'un ardından FETÖ'ye ait Amman'daki okulu kapatma kararı aldılar ve çalışanlarını sınır dışı ettiler. Ürdün halkının halkımızla gösterdiği bu dayanışmayı şüphesiz hiç unutmayacağız." dedi.

Başbakan Yıldırım ile Ürdün Başbakanı ve Savunma Bakanı Hani el Mulki, Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirdikleri baş başa ve heyetler arası görüşme sonrasında, ortak basın toplantısı düzenledi.

Ürdün Başbakanı Mulki'nin, Türkiye ziyaretini 5 bakandan oluşan heyetle gerçekleştirdiğini dile getiren Yıldırım, iki ülke bakanlarının Çankaya Köşkü'nde bir araya gelerek, gündemdeki konuları detaylarıyla ele aldıklarını belirtti. 

Bunun Türkiye ve Ürdün arasındaki ilişkilerin ve yakınlığın önemini açıkça gösterdiğini ifade eden Yıldırım, ziyaret kapsamında hem ikili hem de bölgesel konularda çok faydalı görüş alışverişinde bulunduklarını aktardı. 

Ürdün Başbakanı Mulki'nin ziyaretinin, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin tesis edilmesinin 70. yılında gerçekleştiğini dile getiren Yıldırım, ziyaretin, bu açıdan özel bir anlam ifade ettiğini vurguladı. 

Görüşmede, iki ülke ilişkilerinin 70. yıl dönümünün karşılıklı etkinliklerle kutlanması konusunda görüş birliğine vardıklarını aktaran Yıldırım, aradan geçen 70 yıla bakıldığında, Türkiye ve Ürdün halklarının barış, istikrar, iş birliği ve refah için gösterdikleri gayretin açık bir şekilde görüldüğüne dikkat çekti. 

"Dayanışmayı daha da artırmak zorundayız"

Başbakan Yıldırım, iki ülkenin, bölgede yaşanan türlü badire karşısında ortaya koydukları güçlü dayanışmanın aşikar olduğuna işaret ederek, "Bugün de bölgede karşı karşıya bulunduğumuz krizler bakımından ikili iş birliğini ve dayanışmayı daha da artırmak zorundayız. Siyasi makamların yanı sıra diplomatlarımız, askeri ve güvenlik birimlerimiz, iş adamlarımız ve iki ülke halkları arasında ilişkilerin daha da ileriye taşınması bir ihtiyaçtır." dedi.

Mulki ile görüşmesinde, sahada sağlanan ikili iş birliğinin daha da artırılması kararı aldıklarının altını çizen Yıldırım, ikili konuların yanı sıra iki ülkeyi yakından ilgilendiren bölgesel ve uluslararası meseleleri kapsamlı şekilde değerlendirme fırsatı bulduklarını anlattı. 

Yıldırım, iki dost ve kardeş ülke Türkiye ile Ürdün arasındaki ilişkilerin, daha ileri noktaya taşınması için ortak irade olduğunu belirtti.

"Bu dayanışmayı şüphesiz hiç unutmayacağız"

Ürdün'ün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadelede, Türkiye'ye verdiği destek için Ürdün Başbakanı Mulki başta olmak üzere bütün Ürdün halkına teşekkürlerini ileten Yıldırım, "Ürdün makamları, 15 Temmuz'un ardından FETÖ'ye ait Amman'daki okulu kapatma kararı aldılar ve çalışanları sınır dışı ettiler. Ürdün halkının, halkımızla gösterdiği bu dayanışmayı şüphesiz hiç unutmayacağız." diye konuştu.

Bölgede, istikrar unsuru olan iki ülke arasındaki ikili temasların artırılmasının ve yeni iş birliği alanlarının oluşturulmasının bir ihtiyaç olduğuna işaret eden Yıldırım, "Mulki ile görüşmemizde, özellikle ekonomik iş birliği konularını ele aldık. 2011'de yürürlüğe giren serbest ticaret anlaşmasının ve karşılıklı yatırımların korunması anlaşmalarının gereği olarak ikili ticaretimizi bugünkü seviyesinin çok daha üzerine çıkarma imkanı ve potansiyeli olduğunu bir kez daha teyit ettik. Geçen yıl itibarıyla 813 milyon dolar olarak gerçekleşen ikili ticaret hacmimiz maalesef iki ülkenin potansiyelini yansıtmaktan çok uzaktır. İlk etapta bu rakamı 3 milyar dolar seviyesine çıkarmak için gereken adımları karşılıklı atma kararı aldık." diye konuştu.

"İskenderun ve Akabe limanları arasına Ro-Ro hattı"

Suriye konusunu etraflıca değerlendirdiklerini dile getiren Başbakan Yıldırım, iki ülke arasındaki ticaretin düşmesinin ana etkenlerinden birinin, Suriye'de yaşanan savaş nedeniyle Türkiye ile Ürdün arasındaki karayolu bağlantısının kesilmesi olduğuna dikkat çekti. 

Yıldırım, "Burada ortaya çıkan olumsuzluğu gidermek için düzenli deniz seferlerinin, İskenderun ve Akabe limanları arasında Ro-Ro hattı olarak başlatılması için ulaştırma ve ekonomi bakanlıkları karşılıklı olarak çalışacak ve bu konuda gereken teşvik tedbirlerini almak suretiyle bu hattı hayata geçireceklerdir." dedi.

İki ülke arasında tatmin edici düzeyde seyreden savunma ve güvenlik alanındaki ilişkileri ele aldıklarını bildiren Yıldırım, bölgedeki gelişmeler ışığında, bu alandaki çalışmaların derinleştirilmesinin ihtiyaç olduğunu, askeri alanda eğitim başta olmak üzere bu alandaki ahdi iş birliği zeminini daha da güçlendirmek istediklerini vurguladı. 

Yıldırım, Ürdün Başbakanı Mulki ile görüşmesinde, kültürel konulara da değindiklerini, özellikle eğitim ve kültür alanında devam eden iş birliğini geliştirme konusundaki kararlılıklarını teyit ettiklerini belirtti.

Suriye'de kalıcı çözüm

Bölgede son derece hassas bir dönem yaşandığını ifade eden Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ürdün ve Türkiye, bölgede yaşanan gelişmelerden ve istikrarsızlıktan en fazla, en yakın etkilenen iki ülkedir. Dolayısıyla görüşmelerimizde DEAŞ'la mücadelenin yanı sıra Suriye'deki son durumu, yaşanan insani krizi, Suriye'ye komşu iki ülke olarak üzerimizdeki ağır sığınmacı baskısını ve Ortadoğu'daki son gelişmeleri kapsamlı şekilde değerlendirme fırsatı bulduk. Bu bağlamda Suriye'de sağlanan ateşkesin, kalıcı siyasi çözüme evrilmesi yönünde gayretlerin bundan böyle Cenevre sürecinde artırılarak devam ettirilmesinin önemine işaret ettik. Bu kapsamda Ürdün'ün aktif katılımı ve Türkiye ile beraber Suriye'nin toprak bütünlüğünü esas alan ve Suriye'de yaşayan, Suriye'nin bağımsızlığı için mücadele eden bütün grupların dahil olduğu kalıcı bir çözümün vazgeçilmez olduğunu, Ürdün ve Türkiye olarak bu konuda kararlılığımızı bir kez daha ifade ettik. Özellikle 2012 Cenevre Bildirisi, 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararındaki parametreler çerçevesinde bir çözüm mutlaka sağlanmalıdır."

DEAŞ'la mücadele

Türkiye ve Ürdün'ün, terör örgütü DEAŞ'la mücadelede uluslararası koalisyonunun bir üyesi olduğunu hatırlatan Yıldırım, iki ülkenin terörle mücadelede ön safta yer aldığını söyledi.

Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:

"DEAŞ'la etkin mücadelede, Suriye'nin birlik, bütünlüğü aleyhine gündem izleyen kesimlerle hiçbir yere varılamayacağını bütün muhataplarımıza iletmiş bulunuyoruz. Bu bağlamda, Suriye'nin kuzeyinde YPG/PYD gibi PKK terör örgütüyle aynı karakteri taşıyan terör örgütlerinin, bazı müttefiklerimizce terörle mücadelede ortak seçilmiş olması bir talihsizliktir. Türkiye olarak hiçbir terör örgütü kullanılarak, başka bir terör örgütünün yok edilemeyeceğini, bu olsa olsa yeni bir terör örgütünün daha da büyüyerek sorunları içinden çıkılmaz hale getireceğini muhataplarımıza açıkça ifade etmiş bulunuyoruz." 

İki ülkeyi yakından ilgilendiren önemli bir meselenin de İsrail-Filistin anlaşmazlığı olduğunu belirten Yıldırım, Türkiye ve Ürdün'ün Ortadoğu'da kalıcı bir barışın tesisini arzu ettiklerini vurguladı.

Başbakan Yıldırım, Filistinlilerin haklı davalarını uluslararası camiada seslendiren iki ülkenin Ürdün ve Türkiye olduğuna işaret ederek, "Bu bağlamda İsrail'in yerleşim politikasından ve ABD Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınması planından duyduğumuz kaygıyı bir kez daha ifade etmek isterim." diye konuştu.

Kudüs'ün hamisi durumundaki Ürdün'ün oynadığı rolü takdir ettiklerini konuk Başbakan'a bir kez daha ifade etme fırsatı bulduğunu aktaran Binali Yıldırım, "Esasen Kudüs'ün ve Haremi Şerif'in statüsünün muhafazası sadece Arap camiası değil aynı zamanda tüm İslam dünyası için önem arz etmektedir ve bu konudaki sorumluluk hepimizindir." dedi. 

Yıldırım, ziyareti dolayısıyla Mulki ve heyetine teşekkür etti. 

Açıklamaların ardından soruları da yanıtlayan Başbakan Yıldırım, iki ülke arasındaki ticaretin artırılması konusunda özel sektörün rolünün ne olacağı ve hükümetlerin özel sektöre ne gibi kolaylıklar sağlayacağı sorusu üzerine, Başbakan el-Mulki'nin bir önceki görevinin Akabe Endüstri Bölgesi Başkanlığı olduğunu anımsattı. 

Başbakan Yıldırım, "Akabe Endüstri Bölgesi'nin canlandırılması, oraya yeni yatırımlar yapılması, Türkiye'den yatırımcıların oraya çekilmesi için yapılabilecek önemli işler var. Bunun için hem hava ulaşımının hem de deniz yolu ulaşımının cazip hale gelmesi lazım." diye konuştu. 

Konuya ilişkin her iki ülkenin ilgili bakanlarına görev verdiklerini anlatan Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:

"Onlar kısa süre içerisinde bu konuyu çalışacaklar ve bir an önce bu bölgenin canlandırılması ve bu bağlamda yen yatırımcıların bölgeye getirilmesi için gerekli teşviklerin sağlanması için bir müşterek çalışma içerisine girecekler. Bu sadece bakanlardan oluşmayacak aynı zamanda iş alemini, özel sektörü, yatırımcıları, ticaret erbabını da işin içine sokarak bu şekilde hem iki ülke arasındaki ticaret dengesini sağlamak aynı zamanda da bölgenin canlanması için önemli bir adım atacağız." 

Yıldırım, bölgenin canlanmasının sadece Ürdün-Türkiye arasındaki ticari ilişkileri geliştirmekle kalmayacağını, bunun aynı zamanda üçüncü ülkelere olan alışverişi ve ticareti de canlandırmış olacağını bildirdi.

"Ortak düşman bölgede huzuru bozan terör unsurlarıdır"

Bir gazetecinin Antalya'da ABD, Türkiye ve Rusya Genelkurmay Başkanlarının yaptığı toplantıyı hatırlatarak, "Görüşmenin ardından Münbiç'in temizlenmesi için adım atılabilir mi? Türkiye'nin bu görüşmeden beklentisi nedir?" sorusunu yöneltmesi üzerine Yıldırım, Suriye'nin bütün terör örgütlerinden temizlenmesi için çok iyi bir koordinasyona ihtiyaç olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Çünkü bölgede birçok ülke var. Birçok ülke olunca burada gerek DEAŞ gerek YPG/PYD, El Nusra ve benzeri bütün terör örgütlerinin temizlenmesi gerekiyor. Bu yüzden de eğer bu koordinasyon sağlanamazsa hiç arzu etmediğimiz çatışma riski oluşabilir. Bugün ve yarın da devam edecek toplantının asıl amacı, orada, bölgede terörle mücadele yaparken koordinasyonu en iyi şekilde nasıl sağlarız, tarafların birbirlerinin operasyonlarına müdahale etmemesini ve tatsız olayların meydana gelmemesini nasıl temin ederiz, bunu çalışıyorlar. Bu, gerekli olan bir şey. 

Tabiatıyla ortak tehdit, düşman bölgede huzuru bozan ve Suriye'de barışı, kalıcı siyasi çözümü engelleyen terör unsurlarıdır. Terör unsurları arasında hiçbir ayrım yapmadan kararlılıkla hepsinin üzerine gitmek gerekiyor. Bu konuda Ürdün de Türkiye de aynı düşüncede. Gerek koalisyon güçleri gerek İran gerek Rusya gerek ABD bu faaliyetleri yaparken mutlaka bir yakın iş birliği içerisinde olmaları gerekiyor. Türkiye olarak biz bunun temin edilmesi yönünde öncülük yapıyoruz, geçmişte yaşanan tatsız hadiselerin bir daha olmaması için."

Öte yandan Başbakan Yıldırım, Türk Metal Sendikasının Kadınlar Günü etkinliğine katılmak üzere Ankara'ya gelen kadınların bulunduğu otobüsün devrildiği kazada hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifa diledi.

Ortak basın toplantısında, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ile diğer yetkililer hazır bulundu.