Başbakan Binali Yıldırım, "Biz Almanya'dan bu darbeye karışmış bulunan FETÖ mensuplarının barındırılmamasını, bunlara müsamaha gösterilmemesini, yargılanmak üzere Türkiye'ye iadesini istiyoruz. Almanya nasıl hukuk devletiyse Türkiye de bir hukuk devletidir. Hukukun içinde bunlar yargılanacak, karşılığını görecektir." dedi.

Yıldırım, cuma namazını Kahramankazan ilçesindeki Şehitler Camisi'nde kıldı, namazın ardından gazetecilerin gündeme ilişkin soruları yanıtladı. 

Bir gazetecinin, Türkiye ve Almanya arasında son günlerde yaşanan gerilimi hatırlatarak, "Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Gümrük Birliği Anlaşması'na ilişkin açıklamaları oldu. Bunları nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine Yıldırım, 15 Temmuz darbesine iştirak eden bütün FETÖ teröristlerini yurt içinde ve yurt dışında, nerede olursa olsun bulup adalete teslim etmelerinin boyunlarının borcu olduğunu söyledi.

"Eğer Almanya bunları korursa, Almanya bunlara imkan sağlarsa, bu da dostluğa yakışmaz." ifadesini kullanan Yıldırım, "Biz Almanya'dan bu darbeye karışmış bulunan FETÖ mensuplarının barındırılmamasını, bunlara müsamaha gösterilmemesini, yargılanmak üzere Türkiye'ye iadesini istiyoruz. Almanya nasıl hukuk devletiyse Türkiye de bir hukuk devletidir. Hukukun içinde bunlar yargılanacak, karşılığını görecektir." diye konuştu.

Gümrük Birliği meselesinin, Almanya'nın Avrupa Birliği adına tek başına karar vereceği bir konu olmaması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, "Almanya, 'bütün Avrupa Birliği benden sorulur' havasında, birlik adına racon kesiyor. Bu doğru değil, birliğin kurumsal yapısına, ilkelerine, usullerine uymayan bir şeydir. Bir dayatma anlamına gelir." değerlendirmesinde bulundu.

Gümrük Birliği'nin tek taraflı bir anlaşma olmadığına dikkati çeken Yıldırım, "Yani Türkiye 'aman aman bir an önce Gümrük Birliği'ni değiştirelim' havasında da değildir. Türkiye'nin menfaatleri neyi gerektiriyorsa, o yönde karar verecektir. 'Ne olursa olsun da bu Gümrük Birliği değişsin' diye can atar bir halimiz de yoktur. Onun için çok fazla endişelenmelerine ve heyecanlanmalarına gerek yok." şeklinde konuştu.

"Terör gruplarına karşı bir operasyon her zaman gündemdedir"

İran Genelkurmay Başkanının Türkiye'ye ziyareti hatırlatılarak, "Yakın zamanda Rusya ve ABD Genelkurmay Başkanlarının da bir ziyarette bulunacağı belirtiliyor. Bu anlamda yeni bir operasyon hazırlığı mı var?" sorusuna Yıldırım, şu cevabı verdi:

"Suriye'de barışın kalıcı hale getirilmesi için Türkiye, Rusya ve İran ile Astana Süreci'ni başlattı. Bu süreçte daha sonra kalıcı bir çözüme ulaşılması hedefleniyor. Bu amaca yönelik olarak, zaman zaman bu ülkelerin üst düzey yetkilileri, genelkurmay başkanları, istihbarat servis başkanları, bazen bakanları bir araya geliyor ve durum değerlendirmesi yapıyor. Buradaki amaç özellikle İdlib bölgesi ve güney bölgelerde var olan iç savaşı tamamen durdurmak ve Suriye'yi kalıcı bir istikrara, bir barışa ulaştırmak. Amaç budur. Yapılan çalışmalar buna yöneliktir. Tabii bu anlamda oradaki terör gruplarına karşı bir operasyon her zaman gündemdedir. Sivil halka zarar veren, güney hudutlarımızda ülkemize zarar veren özellikle DEAŞ ve YPG gibi unsurlara karşı biz Türkiye olarak ayrıca tedbirlerimizi de alıyoruz."

"İstanbul ne kadar güvenliyse Madrid de o kadar güvenli"

Barselona'daki saldırılar hakkında değerlendirmesi sorulan Yıldırım, terör saldırısını şiddet ve nefretle kınadıklarını aktardı.

İspanyol halkının acılarını paylaştıklarına dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:

"Ölenlere rahmet diliyoruz. Tabii terör dünyanın başının belası. Sadece belirli ülkelerde olunca dikkatlerin oraya yönelmesiyle terör bitmez. Hep şunu söylüyoruz. İstanbul ne kadar güvenliyse Madrid, Paris ve Londra da o kadar güvenli. Dolayısıyla küresel teröre karşı ayrım yapmadan 'filanca terörist, falanca terör grubu' diye bir sınıflandırmaya gitmeden terörde anlayış birliğiyle çok sıkı bir mücadeleye ihtiyaç var. Bu mücadeleyi yaparken istihbarat değişiminden tutun ortak operasyonlara ve terör suçlularının iadesine kadar bir dizi çalışmayı aynı anda yürütmeye ihtiyaç var."

Sakarya'da bu sabah fındık işçilerini taşıyan traktörün devrilmesi sonucu 8 işçinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Yıldırım, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı diledi. 

Yıldırım, şöyle konuştu:

"Bu bize bir şeyi daha gösterdi; kurallar her şeyin önündedir. Normalde açık römorklu bir traktörle yolcu taşınmaması lazım. Bu yasak. Kuralları ihlal etmek ne anlama gelir, hayatımızı hiçe saymak anlamına, arkada büyük acıları bırakmak anlamına geliyor. Bu bakımdan, önümüzde bayram, uzunca bir tatilimiz var, bütün vatandaşlarımızdan istirhamımız; siz siz olun, kurallara riayet edin. Yorgun, uykusuz yola çıkmayın ve sevdiklerinize, eşinize, dostunuza sağ salim ulaşın. Onların bayramını hüzne dönüştürmeyin."

Başbakan Binali Yıldırım, yaklaşan Kurban Bayramı'nı da kutladı. 

Adil Öksüz sorusu

Başbakan Yıldırım, FETÖ firarisi Adil Öksüz’ün Almanya'da olduğuna dair Türkiye'nin elinde somut bilgi ve belge bulunup bulunmadığına ilişkin soru üzerine, "Tabii ki birtakım çalışmaların sonucu bu bilgiler elde ediliyor ve bu bilgiler çerçevesinde de ilgili ülkelerden suçluların iadesi talep ediliyor. Yapılan işlem bu çerçevededir." ifadelerini kullandı. 

Yıldırım, şunları kaydetti:

"Bu sadece Türkiye'nin yaptığı bir iş değil, aynı şekilde başka ülkelerden de Türkiye'de suçlu olan, yargılanan, aranan kişileri Interpol marifetiyle başka ülkeler talep edebiliyor. Bu konuda prensip, ülkelerin karşılıklı olarak, aralarında adli yardım anlaşması olan ülkelerin karşılıklı olarak bu talepleri yerine getirmesidir. Biz Almanya'dan şunu istiyoruz; 'Gerek PKK gerek FETÖ mensuplarına müsamaha göstermeyin ve bu teröristlerin iki ülke arasındaki tarihsel dostluğu zedelemesine izin vermeyin.' İstediğimiz budur. Herhalde çok bir şey istemiyoruz."

"Buradan somut delil olduğunu anlayabilir miyiz?" sorusuna Yıldırım, "Gerekli detayları teknik düzeyde karşılıklı emniyet birimleri takip ediyor." yanıtını verdi. Yıldırım, herhangi bir geri dönüş olup olmadığı yönündeki soru üzerine "Henüz herhangi bir şey yok" dedi.