Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Türkiye'nin uzay çalışmaları ve uydu projeleriyle uzay yarışına geç girse de son 15 yılda yapılan çalışmalarla bu noktada önemli yol katettiğini ifade etti.

Arslan, Dünya Uzay Haftası dolayısıyla yayımladığı mesajında, 4 Ekim 1957'de dünyanın ilk yapay uydusu Sputnik 1'in uzaya fırlatılarak uzay keşfinin yollarının açılmasıyla dünyada yeni bir çağın, uzay çağının kapılarının açıldığını belirtti.

Ay ve Gök Cisimleri Dahil Uzayın Keşfi ve Kullanımı için Devletlerin Faaliyetlerini Düzenleyen İlkeler Antlaşması'nın 10 Ekim 1967'de yürürlüğe girmesinin artık uzay çağının yaşandığının kanıtı olduğunu ifade eden Arslan, her yıl 4-10 Ekim tarihlerinde kutlanan Dünya Uzay Haftası'nın ise insanlığın uzaya doğru açılmasında dönüm noktası olan bu iki olaya işaret ettiğini vurguladı.

Arslan, Türkiye'nin uzay çalışmaları ve uydu projeleriyle uzay yarışına geç girse de son 15 yılda yapılan çalışmalarla bu noktada önemli yol katettiğine dikkati çekerek, bu süreçte Türksat'ın Türkiye'nin uzay yarışında yer alabilmesi hedefiyle yeniden yapılandırıldığını ve çok güçlü şekilde desteklendiğini bildirdi.

Uydu ve uzay yol haritası hazırlanarak, tamamen Türk mühendisler tarafından üretilecek milli haberleşme uydusu Türksat 6A'nın çalışmalarına başlandığını anımsatan Arslan, şunları kaydetti:

"Yakında kendi haberleşme uydusunu yapabilir ülkeler konumuna yükseleceğiz. Bakanlığımız bünyesinde Uzay ve Havacılık Genel Müdürlüğü kuruldu. Bununla da yetinilmedi, Türk Uzay Ajansı’nın temelleri atılmaya başlandı. Amacımız Türkiye'nin kendi fırlatma istasyonlarına sahip ülke konumuna kavuşması ve Türkiye'yi uzay yarışında hak ettiği konuma yükseltmek. Bu nokta da yapılması gereken ne varsa Bakanlık olarak yapıyoruz. Bu vesileyle Dünya Uzay Haftası'nı başta ülkemiz olmak üzere tüm insanlık için kutlu olmasını diliyorum."