İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Merhamet, şefkat ve iyilik medeniyetinin neler ortaya koyabileceğinden ürkenler Türkiye'yi kuşatmaya, ülkemizi etkisiz ve yönetilemez hale getirmeye çalışıyorlar." dedi.

Soylu, Manisa Polisevi'nde muhtarlar ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerine yönelik toplantıda, Türkiye'nin, geleceğine ait bir değerlendirmenin içinde olduğunu söyledi.

AK Parti ve MHP’nin belli bir noktada uzlaştığını ve milletin önünde bir anayasa değişikliği teklifi ile geldiğini hatırlatan Soylu, "İnşallah milletimiz 16 Nisan'da bunu takdir edecektir." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin yaklaşık her 10 yılda bir darbelere maruz kaldığına işaret eden Soylu, 15 Temmuz'un da bunlardan biri olduğunu vurguladı.

Türkiye'deki siyasetin halk arasında söylendiği gibi sürekli havale geçirdiğini belirten Soylu, "1960'ta 583, 2016'da 11 bin dolar kişi başına gelir seviyesindeki Türkiye'de de darbe oluyor. Sadece darbe olmakla kalmıyor arada yaşanan hadiseler de yeknesaklık gösteriyor. Hiçbir darbe ekonomik sıkıntı sebebiyle gelmiyor. Bilakis ekonominin ayağa kalkmaya çalıştığı dönemde geliyor ve kendisi ekonomik kriz yaratıyor." diye konuştu.

Soylu, Gezi olayları öncesi ülkedeki faiz oranının yüzde 4 düzeyinde olduğunu hatırlattı.

Aynı dönemde enflasyonun da tek haneye düşürüldüğünü anlatan Soylu, şöyle devam etti:

"IMF boyunduruğu atılmış ve içinde 3. boğaz köprüsü olan, ipek yolunun şahikası olarak nitelendirebileceğimiz 3. havalimanı ve yine Türkiye'nin özellikle cumhuriyet tarihinin en önemli yatırım açısından bağımsızlık projesi olan Kanalistanbul ve 100 milyar dolarlık yatırım paketi... Her darbe kendi anayasası ve kendi siyasi anlayışını dayatıyor. 61 ve 82 anayasaları tam olarak böyledir. Hatta 61 anayasası bu ülkeye özgürlükçü anayasa diye yutturulmuştur."

Halkın, karşı karşıya kaldığı ızdırabı "bayram" olarak kutlamak zorunda kaldığına dikkati çeken Soylu, millete deli gömleği giydirilmeye çalışıldığını savundu.

- "Ülkemiz zihniyet devrimi gerçekleştirdi"

Her darbe sürecinin ülkenin barışına kastettiğini, çatışmaları körüklediğini ifade eden Soylu, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Milletimiz ise Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi birliği yakaladı. Bu büyük millet, on yıllarca çektiği sıkıntıyı hem İstiklal Mücadelesinde ortaya koyduğu büyük birliktelikle hem de kurduğu güzel cumhuriyetle birleştirdi. Bugün hangi hadiseleri yaşıyorsak, nelerle karşı karşıyaysak biliniz ki cumhuriyet kurulduğu günden itibaren de o birlikteliği bozabilmek için şu gün Türkiye'nin etrafında yamyam dansı yapmaya çalışanlar aynı anlayışı büyük acımasızlıkla sergilemektedir. Korkulan ise ülkemizin birliğidir.

Ülkemiz bölge coğrafyasında birliktelik oluşturdu, zihniyet devrimi gerçekletirdi. Merhamet, şefkat ve iyilik medeniyetinin neler ortaya koyabileceğinden ürkenler Türkiye'yi kuşatmaya, ülkemizi etkisiz ve yönetilemez hale getirmeye çalışıyorlar."

Süleyman Soylu, darbe sonrası oluşturulan vesayetle milletin adamlarına saldırıldığının altını çizdi.

Darbe günü Adnan Menderes'in kasasına kadın iç çamaşırı yerleştirip fotoğrafını çekerek milletin sevgilisinden bir sapkın çıkarmaya çalışıldığını belirten İçişleri Bakanı Soylu, şunları kaydetti:

"Bu zihniyet gün gelmiş rahmetli Demirel'in hanımıyla ilgili iftirayı çekinmeden günlerce gazetelerinde yayınlamış ve felç etmek istemişlerdir. Gün gelmiş merhum Özal'ın ailesiyle ahlaksızca uğraşılmış, el altından dedikodular üretilmiş ve Türkiye'de milli irade hareket edemez hale getirilmeye çalışılmıştır. Rahmetli Erbakan'ı itibarsızlaştırmak için senaryolar hazırlanmıştır. Bütün bu yaşanan işlerin mutlaka dış bağlantılarının olmasıdır. Bir Arap veya Uzakdoğu ülkesi bu işlere girmiyor. Darbeler yaşanıyor. Aradan 20-30 yıl geçiyor bir Batılı ülkenin gizli raporlarından bizim darbenin hikayesi çıkıyor."

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Basit bir mekanizma oluşturmuşlar...Avrupa, PKK/KCK terör örgütüyle anlaşmış doğu koridorundan gelecek doğal uyuşturucu Avrupa'ya, Avrupa'dan da kimyasal uyuşturucu Türkiye'ye gelecek. Bununla beraber bir taşla birkaç kuş vurmaya çalışıyorlar. Türkiye'yi etkin bir uyuşturucu pazarı haline getirmeye çalışıyorlar. Gençlerimizin kimliğini, değerlerini başkalaştırmaya çalışıyorlar. PKK'ya yılda 1,5 milyar dolarlık bir kaynak sağlıyorlar." dedi.

Bakan Soylu, Manisa Polis Evi'nde muhtarlar ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda, dün Bursa'da 2 bin polisle gerçekleştirdikleri uyuşturucu operasyonunda 60 kişinin gözaltına alındığını belirtti.

Bugün ise İzmir'de Cumhuriyet tarihinin hemen hemen en büyük operasyonlarından birini yaptıklarına değinen Soylu, "44 mahalle, Diyarbakır ve Çanakkale'yi kapsayan eş zamanlı operasyon. 127 şüpheli, her mahalle her noktada gözaltına alındı. Hem uyuşturucu madde, hem de ilgili silah mühimmat ve araçlar ele geçirildi. Enteresan şeyler... Önümüzdeki günlerde açıklandığında, 'bunlar nasıl bir araya geliyor' diye büyük bir merak içinde olacaklar. Geçen hafta tüm Türkiye'de sadece okul çevresinde 5 bine yakın operasyon yaptık. Bu sürekli devam edecek." diye konuştu.

Süleyman Soylu, Türkiye'yi diz çökertmeye çalışanların tek koldan saldırmadığını, ülkenin uzun yıllardır saldırı altında bulunduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

"Basit bir mekanizma oluşturmuşlar...Avrupa, PKK/KCK terör örgütüyle anlaşmış doğu koridorundan gelecek doğal uyuşturucu Avrupa'ya, Avrupa'dan da kimyasal uyuşturucu Türkiye'ye gelecek. Bununla beraber bir taşla birkaç kuş vurmaya çalışıyorlar. Türkiye'yi etkin bir uyuşturucu pazarı haline getirmeye çalışıyorlar. Gençlerimizin kimliğini, değerlerini başkalaştırmaya çalışıyorlar. PKK'ya yılda 1,5 milyar dolarlık bir kaynak sağlıyorlar. Bunlar mı bizim dostumuz. Uyuşturucu yakaladığımız zaman sırtımızı sıvazlıyorlar 'iyi yaptınız' diye."

Türkiye gibi ülkelere korku verip, "Patron biziz" dediklerini aktaran Soylu, 16 Nisan'daki halk oylamasına da "Patron millet" demek için gittiklerini kaydetti.

- "Siyasi hayatının finalini bu tip aymazlıkla bitirmemeli"

İçişleri Bakanı Soylu,  CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'a yönelik eleştirilerde bulunarak, şu görüşlerini paylaştı:

"Bakınız bir antrenör futbol takımını sahaya çıkarıyor ve sol bek koridor olmuş. Dakika 10 birinci golü yedi. Dakika 20, sol bek hatasından ikinci golü yedi. Dakika 30, sol bek tarla gibi olmuş gelen geçiyor 3. gol. Dakika 40 4. gol. Seyirci homurdanmaya başlıyor, çıkar bu adamı. Antrenör inat, 'istediğimi yaparım' diyor. İkinci yarı 50,60,70. dakikada gol. Millet tahammül edemez sahaya iner. 1960'da golü yedik mi bu sistemde, 71 muhtıra, 80 darbesi, bu golü yedik mi? 28 Şubat'ta bir gecede bankalar hortumlandı. Maliyeti geleceğimiz ödedi. Bir gol daha yedik. Ardından 27 Nisan'da 'cumhurbaşkanı seçemezsiniz, bu sistemin sahibi biziz' dediler. 'Bu anayasa milletin değil, egemenlerin' dediler. Bu çok övdükleri sistem var ya Ahmet Necdet Sezer'i zamanı bittikten sonra fuzuli işgalle kanunsuz, hukuksuz bir şekilde cumhurbaşkanı olarak tuttu. Çok övdükleri, yerlere göklere sığdıramadıkları, bizi Yunan görüp, PKK ile iş birliği yapıp 'denize dökeceklerini söyledikleri ve muhafaza ettikleri bu sistem... Yazıklar olsun. Deniz Baykal sana da yazıklar olsun. Demek ki ben sana Murat Karayılan'dan uzağım. Demek ki bu ülkenin kanını emen, ailelerimizi ülkemizi şehit acılarıyla karşı karşıya bırakan bu alçaklar, namussuzlar bizden sana daha yakın, helal olsun. Bir kişi siyasi hayatının finalini bu tip aymazlıkla bitirmemeli."

- "Tuzun koktuğu yer"

CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un sözlerini de eleştiren Soylu, "Bir ebleh... Ne bekleyebilirsiniz ki...Ben olacağım Yunan gavuru, düşman, beni ve 'evet' verenleri Ege Denizi'ne dökeceksiniz. Çok ayıp, edepsizlik. Bu adam hala siyasi hayatta bulunacak, CHP'de siyaset yapacaksa, aynı Deniz Baykal için de geçerlidir. Demek ki Deniz Baykal ben boşuna kendimi yoruyorum. Kampanya başladı başlayalı senin hukukunu savunuyorum. Nasıl kaset kumpasıyla götürüldüğünü, FETÖ'cülerin sana kaset kumpasını yaptığını, senin kaset kumpasıyla beraber kimlerle iş birliği içerisinde götürüldüğü anlatmaya çalışıyorum. Demek ki bizimkisi boşuna hamallıkmış. Biz Yunan, İzmir'de bizim topraklarımız, işgal eden Yunanlılar gibi bir muameleye muhattap olmamız lazım gelirmiş. Bu tuzun koktuğu yerdir. Büyük bir kindir. Şimdi anlıyor musunuz Menderes idam edilirken niçin davul çalındığını." ifadelerini kullandı.

Soylu, ekonomik, demokratik sosyal kalkınma için, Türkiye'nin kardeşlik üzerinden büyümesine pranga olan bu sistemden kurtulmak gerektiğini belirtti.

-"Yapmak istediği çok açık, büyük bir fitne"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır'da 4 milyon Suriyeli'nin vatandaş yapılacağını söylediğini aktaran Soylu, "Suriyelinin etnik kökeni nedir? Arap, Diyarbakır'da etnik köken ağırlığı ne? Kürt. Yapmak istediği çok açık, büyük bir fitne, büyük bir ihanet. Demek istiyor ki 'ey Kürtler böyle bir hazırlık yapılıyor, siz buna sessiz kalmayın, attığım fitne ateşine kürekle odun taşıyın.' Bir insanda memleket sevgisi varsa aklından böyle bir şey geçmemeli." diye konuştu.

Avrupa'nın ciddi sarsıntı içinde olduğunu, rotayı şaşırdığını vurgulayan Soylu, Türkiye'nin ise önemli bir avantajının daha bulunduğunu bildirdi.

Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını anlatan Soylu, "Namlunun ucunu görünce tornistan etmeyen bir yönetime sahibiz. Bugün Türkiye, güçlü lideriyle fırsatları yönetebilir ve gelecekte sözü hüküm olan bir ülke haline gelebilir. Dolayısıyla bir ülkenin fırsatlarını en güçlü yanlarıyla yönetmesi gerekir. Biz Recep Tayyip Erdoğan'sız bu meseleyi aşamayız. O kadar basit. Bir ülke kendi fırsatlarını en güçlü yanlarıyla yönetmelidir ve biz de bunu bugün yapmalıyız." dedi.