Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, bakanlıkta düzenlediği 2017 yılı değerlendirme toplantısında çevre ve şehircilik alanında yapılan çalışmaları anlattı.

Çevrenin önemini vurgulayan Özhaseki, çevrenin tahrip ettirilmemesi için çalıştıklarını belirterek bu konuda yaptıkları uluslararası anlaşmaları anımsattı. 

Sıfır Atık Projesi'ni 2023'te bütün Türkiye'ye yaygınlaştırmayı hedeflediklerini de vurgulayan Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Katı atık düzenli depolama konusunda da şu anda geldiğimiz nokta bizim için önemli. 2000'li yılların başında sadece nüfusun yüzde 23'üne hitap eden bir katı atık depolama tesisi varken şu anda nüfusumuzun yüzde 74'üne hitap edecek tesislerimiz var. Ayrıca bu tesislerden de 180 megavatlık enerji elde ediyoruz. Geri kazanım vasıtasıyla katı atıklardan ekonomiye yaklaşık 3,5 milyar katma değer kazandırıyoruz. Ayrıca 60 bin vatandaşımıza da istihdam sağlıyoruz."

"ÇED, AB normlarına uyumlu"

ÇED raporlarıyla ilgili faaliyetlere ilişkin de bilgi veren Özhaseki, yönetmelikte yapılan gerekli düzenlemelerle Avrupa Birliği normlarına tam uyum sağlandığını belirtti.

Bu konudaki yönetmeliğin de 2017'de yürürlüğe girdiğini anımsatan Özhaseki, "Burada yatırımcıyı ilgilendiren tarafta ÇED sürecinin çok uzun olduğuyla ilgili şikayetler için şunu söyleyebilirim. ÇED ile ilgili her türlü bilgi, belge bize ulaştıktan sonra bizim kendi içimizde incelememizi bir süreye bağladık. O da 2 ay. 2 ay içerisinde inceliyoruz. Hiç uzatmadan 'evet' veya 'hayır' diyoruz, işi bitirmiş oluyoruz. Bu önemli bir karar." değerlendirmesini yaptı.

Özhaseki, ÇED'de her müracaata olumlu karar verilmediğine dikkati çekerek, geçen yıl itibarıyla 93 projeye red kararı verildiğini bildirdi. Özhaseki, "2017'nin ilk 11 ayında 46 bin civarında denetim yapılmıştır. Bu 46 bin denetimden 3 bin 107 tesise 151 milyon lira ceza kesilmiştir. Ayrıca 286 ciddi tesisin şu anki faaliyeti durdurulmuştur." diye konuştu.

"Kentsel dönüşüme 5 milyar lira ayırdık"

Şehircilik alanında yapılan faaliyetleri de sıralayan Özhaseki, yapılan en önemli faaliyetin Şehircilik Şurası olduğunu, şurada 103 tavsiye kararı çıktığını vurguladı.

Şuranın ana başlıklarından olan kentsel dönüşümle ilgili şikayetçi olunan noktaları bertaraf edecek şekilde önemli kararlar alındığını belirten Özhaseki, bu kapsamda Türkiye'deki kentsel dönüşümle ilgili gelinen son durumu değerlendirdi.

Özhaseki, kentsel dönüşümün 4 ana başlıkta devam ettiğini, birincisinin riskli alan olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"209 adet riskli alan ilanı yaptık. 639 bin bağımsız birimi ilgilendiriyor. Bina bazlı dönüşümde şu anda 524 bin adet konutu yeniliyoruz. Bunun dışında kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ve yenileme alanı gibi iki tabir var. Bu konuda da belirli alanlarda çalışmalar hızla devam ediyor. Bakanlık olarak kentsel dönüşüm çalışmalarına 5 milyar 155 milyon lira para ayırdık. Bunları kira yardımı, faiz desteği, proje desteği olarak veriyoruz. Ayrıca rezerv alan verme noktasında da Hazine arazilerini ilgili kamu kurumlarına tahsil etmeye de devam ediyoruz. Burada bizim amacımız bunu ülke çapında daha yaygın hale getirmek, hızlandırmak, mevzi çözümler üretmek ve hatta tıkanmış alanlarda çözüm ortağı olmak."

"Çevre düzeni planları ülkenin yüzde 100 tamamlandı"

Özhaseki, "Şunu sevinerek söyleyebiliriz ki çevre düzeni planları ülkenin yüzde 100'ünde tamamlandı. Daha önce ülkemizde çevre düzeni planları tamamlanmadığı için birçok imar uygulaması bu çevre düzenine ters olarak yapılmaktaydı. Şu anda tarım alanları, konut alanları, ovalar, özel çevre koruma alanları, sulak alanlar neresi, tamamı belli." dedi.

"Planlama tek elden yapılır" 

Bakan Mehmet Özhaseki, Özelleştirme İdaresi'nin imar planı yapma yetkisine yönelik soruya karşılık, Hazine'nin zaman zaman kendi arsalarını değerlendirme adına planlar yaptığını ve bu esnada belediyelerin kendi şehirlerine aykırı planları mahkemeye vererek iptal ettirebileceğini anlattı. 

Özhaseki, bu tip kararları belediye başkanlığı döneminde aldırdığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birden çok kurumun imar yaptığı yerde imar yeknesaklığını sağlamak kolay değil. Eğer Türkiye'de 10'dan fazla kurum plan yapıyorsa bunu denetleme imkanı çok zor. Karşıyım ve bunun düzeltilmesi için de büyük bir mücadele vereceğim. Önümüzdeki günlerde zaten herkes bu mücadeleye şahit olacak. Planlama tek elden yapılır. Neresidir o tek el, belediye meclisleridir. 

Biz, 1/100.000'likleri yaparız, çevre düzeni planlarını yaparız, Bakanlık olarak ana kurallarını koyarız. Belediyeler de bizim yapmış olduğumuz bu ana planlara uygun hareket ederek 5.000'likleri, 1.000'likleri yaparlar. Bunlara uygun davranmazlarsa zaten iptal ederiz. Özellikle imar konusunda tek yetkili olması gereken mercii belediyeler. Bunu denetleyecek olan da Çevre ve Şehircilik Bakanlığıdır." 

Tuzla'da yayılan koku 

Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, aralık ayında Tuzla'da yayılan kokunun sebebine yönelik soruyu yanıtlarken bu konuda gerek Bakanlığın il müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyesinin gerekse savcılığın harekete geçtiğini anımsattı. 

Özhaseki, "Orada biz tespitlerimizi yaptık, maddenin ne olduğunu biliyoruz. O maddenin hangi sektörlerde kullanılacağıyla ilgili de her türlü raporumuzu savcılığa teslim ettik. Savcılık ve Emniyet boyutunda şu anda bunu oraya kim taşıdı, hangi fabrika gönderdi meselesi büyük bir incelemeye tabi. O inceleme bittiğinde suçlular ortaya çıkacak, çıkmaması mümkün değil. Savcılıktan gelecek sonucu bizler de bekliyoruz. En ağır şekilde cezalandırılacağını çok net olarak söyleyebilirim." bilgisini paylaştı. 

Çevre cezalarının zaten ağır cezalar olduğuna dikkati çeken Özhaseki, "Bir taraftan para cezası uygularız, bir taraftan kapatma veririz. Gerekirse bunun arttırılması tabii ki Bakanlar Kurulu'nun yetkisinde, daha da ağırlaştırırız. En düşük ceza 600 küsur lira, bizim üç misline kadar yazma yetkimiz var. Bakanlar Kurulu'na gittiği zaman da bu iş on katına kadar artıyor. Bu cezaların da uygulanacağından kimsenin endişesi olmasın." dedi. 

"İyi niyetle yapılmış çalışma"

Bakan Özhaseki, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (KHK) yönelik ifadeleri hakkında görüşünün sorulması üzerine de Bakanlar Kurulu kararları ve çıkan KHK'larda kendisinin de imzasının bulunduğunu hatırlattı. 

Bu vatandaşların masum olduğunu ve ülke için canını ortaya koyduğunu vurgulayan Özhaseki, şunları söyledi:

"Bu insanları korumak, açılabilecek her türlü kötü davaya karşı da savunmak bizim birinci işimiz. Teşekkür ettiğimiz, minnet borcumuzun olduğunu söylediğimiz, şehitlerimizi hayırla yad ettiğimiz gibi geride kalan vatandaşlarımızı da her türlü kötülükten korumak hükümetin birincil görevi olarak düşünüyorum. Bu iyi niyetle yapılmış çalışmanın başka yerlere çekilmesini hiç uygun bulmuyorum." 

Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, ABD'deki Hakan Atilla davasına yönelik soruya karşılık ise bir anketin sonuçlarına göre vatandaşların büyük bir kesiminin de bu davayı ABD'den Türkiye'ye karşı bir kumpas olarak değerlendirdiğini kaydetti. 

Kabine revizyonu 

Bakan Özhaseki, kabine revizyonu iddialarına yönelik soruya da, "Türkiye'de çok rahat olabilecek şeyler bunlar. Yadırganacak bir durum yok. Bunu yapma hususunda yetkili olan tabii ki Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakan. Eğer öyle bir düşünce varsa ve gerçekleşirse herkesin buna saygı duyması gerekir diye düşünüyorum." yanıtını verdi. 

Özhaseki, toplantının ardından basın mensuplarına, Bakanlık'ta kurulan atık geçici depolama alanını gezdirerek, burada yürütülen geri dönüşüm çalışmaları hakkında da bilgi verdi.