MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir; Dünya Kupası Kalkanı Harekâtı'na iştirak etmek üzere Türk Silahlı Kuvvetlerinin Katar Devleti ve kara suları ile mücavir bölgelerinde görevlendirilmesi hakkındaki Cumhurbaşkanlığı tezkeresiyle ilgili MHP Grubu adına söz aldığı konuşmasında; tezkereyle hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir edilecek güvenlik güçlerimizin görevlendirilmesinin planlanmakta olduğuna değinerek; “Böylesine büyük ve uluslararası çaptaki organizasyonda Türk güvenlik güçlerinin sorumluluk üstlenecek olması gerek Katar gibi dost ve kardeş bir ülkeye karşı vermemiz gereken destek olarak kabul edilmeli gerekse de ülkemizin prestij ve yüksek kudreti açısından dikkate alınması gereken bir durum olarak değerlendirilmelidir.” dedi.


 
TÜRK GÜVENLİK GÜÇLERİNİN FARKI ORTAYA KONMUŞTUR
 
Güvenlik güçlerinin daha evvel benzer kapsamdaki uluslararası bazı organizasyonlarda başarıyla görev yapmış olmasının Türk güvenlik güçlerinin farkını ortaya koyduğunu belirten Özdemir; “Bu konuda fiilî faaliyetlerin yanı sıra eğitimle alakalı konularda da Türk Silahlı Kuvvetleri ile Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatımızın üstün kabiliyeti hem Birleşmiş Milletler hem de Avrupa Birliği nazarında kabul görmüştür.” açıklamasında bulundu.
 
ORTA DOĞU ÜLKELERİNDEKİ KARIŞIKLIK HALA SÜRMEKTEDİR
 
2000'li yılların başında Amerika Birleşik Devletleri'nde Dünya Ticaret Merkezine gerçekleştirilen terör saldırılarından sonra özellikle Orta Doğu bölgesini içerisine alan bölgede bir sürecin başlatıldığını ifade eden Özdemir; “Terörle mücadelenin öne çıktığı bu dönemde, Irak ve Afganistan'ın işgaliyle ilerleyen süreç, 2011 yılına gelindiğinde Tunus'ta başlayan yeni koşulları da beraberinde getirdi. Kuzey Afrika'da başlayıp Körfez bölgesinin yanı sıra Yemen, Lübnan ve Suriye'ye kadar sirayet eden halk hareketlilikleriyse iç karışıklıklar, rejim değişiklikleri ve iç savaşları da doğurmuştur. Bu etkinin günümüzde hâlâ sürmekte olduğunu ifade etmek elbette ki mümkündür.” dedi.
 
RUSYA’NIN HUKUKSUZ EYLEMİ SADECE UKRAYNA’NIN SORUNU DEĞİLDİR
 
TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi İsmail Özdemir; İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana coğrafyaların değiştirilmeye çalışıldığının açık göstergesi olan Ukrayna-Rusya arasındaki savaşın, sadece yaşandığı coğrafyayla sınırlı kalmayacak sorunları gün yüzüne çıkarmaya koyulduğunu ifade ederek, “Rusya'nın hukuksuz eylemi yalnızca Ukrayna'nın sorunu olarak görülmemelidir. Ukrayna'nın küresel düzeyde yaşanan rekabette âdeta kurban edilmek istenmesi bir yana, malum savaşla, günümüz Avrupa'sında toplamda 11 ülkeyi etkileyen, 20 bölgeyi kapsayan ayrılıkçı çabaların muhatap olduğu ülkelere karşı harekete geçileceği şimdiden belli olmuştur.” dedi.
 
KURUCU İRADENİN RUH KÖKÜNÜN DEVAMI CUMHUR İTTİFAKIDIR
 
Cumhur İttifakı'nın irade ve kararlılığının, devletin kurucu iradesinin 21'inci yüzyıl koşullarındaki yeni döneme dair sergilenen aynı ruh kökünün devamı olduğunu ifade eden Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir; “Tam da bu noktada Gazi Meclisimizin dikkatini devletimizin banisi ve Türk milletinin büyük Ata'sı Mustafa Kemal Atatürk'ün İkinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde 20 Mart 1937'de Ulus gazetesinde yayımlanan demecine çekmek istiyorum. Atatürk, burada: "İnsan mensup olduğunu milletin varlığını ve mutluluğunu düşündüğü kadar bütün dünya milletlerinin huzur ve refahını düşünmeli ve kendi milletinin mutluluğuna hizmet etmeye elinden geldiği kadar çalışmalıdır." demişti.” açıklamasında bulundu.
 
21’İNCİ YÜZYILIN TÜRK YÜZYILI OLACAĞINA İNANCIMIZ TAMDIR
 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin insanlığın huzurunun tesis edilmesi gerektiğini haykırırken küresel barışın sağlanmasının gerçekte nereden geçtiğine de işaret buyurduklarına dikkat çeken Özdemir; “Her fırsatta ama özellikle de müesses nizamı temsil ve kontrol ettiğini iddia edenlerin yüzüne karşı dünyanın 5'ten büyük olduğunu ifade eden Sayın Cumhurbaşkanımız küresel barışın hakkaniyet ve adalet ölçüsüyle nasıl tesis edilebileceğini ifade etmektedir.” açıklamasını yaptı. Dünya barışının yeniden kurulması ve nizamıâlem için 21'inci yüzyılın Türkiye ve Türk milletine büyük sorumluluklar yüklemekte olduğunu belirten Özdemir; Türkiye’nin, kendi potansiyelini sürekli geliştirerek, coğrafyaların hareketlendiği bir zaman diliminde tarihi yükümlülüklerini yerine getirirken, meselelere kendi yaklaşım tarzını sunarak; kendine has çözüm yollarını bulmak suretiyle, ne derecede büyük bir kuvvet ve küresel bir güç olduğunu gösterebilmesi gerektiğine işaret ederek, “Bu suretle, 21'inci yüzyılın Türk yüzyılı olacağına inancımız tamdır. Zira, tarihin coğrafyalara dar geldiği her yönüyle ortadadır. Hakkaniyet ve adaleti önceleyen anlayışın da büyük Türkiye sayesinde cihana hâkim olabileceğini biliyoruz.” ifadelerini kullandı.