MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "CHP'nin karanlığa doğru adım atmasına PKK destek vermektedir, FETÖ omuz vermektedir, Türk düşmanları el vermektedir. Millet ise yoktur. Kılıçdaroğlu provokasyon ihbarı yapmaktadır. Ülkücülerin kullanılacağını söylemektedir. Elbette halt etmektedir, yalana dolana sarılmaktadır." ifadelerini kullandı.

Bahçeli, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabı üzerinden, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasına tepki için başlattığı yürüyüş ve gündemdeki gelişmelere yönelik görüşlerini paylaştı.

Devlet Bahçeli, paylaşımında, "Öyle bir haldeyiz ki, hiç kimse yarınından emin değil! Güvensizliğin koyu sisi, güvence eksikliğinin yoğun isi her yeri, her şeyi perdeliyor. Bilinmezlik bir yandan, belirsizlik diğer yandan umutları soldurup heyecanları buduyor. Türkiye huzursuzluğun sıkı markajına girmiş bulunuyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Konsensüs hakim olsun diyoruz, kaos tetikçiliği yapıyorlar, milli birlik ve kardeşlik kökleşsin istiyoruz, krizden medet umuyorlar." ifadesine yer veren Bahçeli, sıkılı yumrukları aralama, hızla açılan mesafeleri kısaltma, konuşma, kucaklaşma derdinde olmalarına karşın çatışmaya heves edildiğini vurguladı.

- "Çürük iddia"

Ülkücüleri provokasyonla bir ve aynı kümede yorumlamanın akıl dışı, ahlaki eksiklik, art niyetlilik, sakat ve sorunlu bir iddia olduğunu aktaran Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bu çürük iddia ise içeriğini ispatlayacak seviyede asla değildir. Ülkücünün sokakta, yolda işi yoktur, boşa harcayacak vakti hiç yoktur.

CHP lideri provokasyon arıyorsa, provokatör görmeyi umuyorsa şöyle bir etrafını kolaçan etmeli, yan yana yürüdüğü nursuzlara odaklanmalıdır. Lafta adalet için yürüyorlar ya, sorsanız adalet nedir diye, iki kelam edemezler. Anca totoloji, anca ezber, onca nafile beyan duyarsınız.

CHP lideri, dibini bir türlü göremediği uçurumun kenarında önüne gelene adeta gökteki uçurtmaların renk ve güzelliğini safça (!) anlatıyor. Karşımızda bir adalet arayışı değil, bir kargaşa, bir karışıklık, bir nifak amacı vardır. Millet yutmaz, Türk milliyetçileri ise bunu yemez. Sayın Kılıçdaroğlu, bak büyük Türk düşünürü Yusuf Has Hacib ne diyor: 'Bozulur bu yaptıkların, saçılır bu topladıkların.' Yusuf Has Hacib yine diyor ki: 'Yürüyen kişi yolda yapmaz evini, göçen kişi evde koymaz malını.' Bizim için ev vatandır, vatan yolda heba edilemez.

Bahçeli'nin açıklamaları şu şekilde:

Öyle bir haldeyiz ki, hiç kimse yarınından emin değil! Güvensizliğin koyu sisi, güvence eksikliğinin yoğun isi her yeri, her şeyi perdeliyor.

Bilinmezlik bir yandan, belirsizlik diğer yandan umutları soldurup heyecanları buduyor. Türkiye huzursuzluğun sıkı markajına girmiş bulunuyor.

Konsensüs hakim olsun diyoruz, kaos tetikçiliği yapıyorlar; milli birlik ve kardeşlik kökleşsin istiyoruz; krizden medet umuyorlar.

Sıkılı yumrukları aralayalım, hızla açılan mesafeleri kısaltalım, konuşalım, kucaklaşalım derdindeyiz; ne fayda, çatışmaya heves ediyorlar.

Düşünüyorum, acaba talih kapıyı ne zaman çalacak? Düşünü kurup sorguluyorum, muhteşem tarihimiz ne zaman dirilip geleceğimizi kavrayacak?

21 gündür adalet için yürüyorlar! Şimdiye kadar ne buldular bilmiyorum, bileni de görmedim. Göreceğimi ise hiç sanmıyorum.

Adalet; Ankara-İstanbul arasında değildir. Yolda bulunmayı bekleyen cevher hiç değildir.Adalet için yürünmez, uğruna şuurla mücadele edilir.

Zulüm ve terör adaletsizliktir değil mi? Evet. O halde, terör örgütlerinin siyasi kuryeleriyle kol kola yol yürümek nasıl adalet olacaktır?

Batman’da şehit edilen Müzik Öğretmeni Aybüke kızımızın acısını bir kez olsun paylaşmayan, terörü lanetlemeyen HDP mi bize adalet öğretecek?

Şehidin şühedanın kanını dökenleri öven, göklere çıkaran siyasi çürümüşlerle aynı hizada adalete yürüyenler iflas ve hezimettedir.

CHP’nin karanlığa doğru adım atmasına PKK destek vermektedir, FETÖ omuz vermektedir, Türk düşmanları el vermektedir. Millet ise yoktur.

Kılıçdaroğlu provokasyon ihbarı yapmaktadır. Ülkücülerin kullanılacağını söylemektedir. Elbette halt etmektedir, yalana dolana sarılmaktadır.

Dün gezi eylemlerinde duran adamdan kahraman çıkaranlar, şimdi yürümenin faziletlerini saya saya bitiremezken, yerli Gandi imal etmektedir.

Ülkücüleri provokasyonla bir ve aynı kümede yorumlamak bir defa akıl dışılık, ahlaki eksiklik, art niyetlilik, sakat ve sorunlu bir iddiadır.

Bu çürük iddia ise içeriğini ispatlayacak seviyede asla değildir. Ülkücünün sokakta, yolda işi yoktur; boşa harcayacak vakti hiç yoktur.

CHP lideri provokasyon arıyorsa, provokatör görmeyi umuyorsa şöyle bir etrafını kolaçan etmeli; yan yana yürüdüğü nursuzlara odaklanmalıdır.

Lafta adalet için yürüyorlar ya; sorsanız adalet nedir diye, iki kelam edemezler. Anca totoloji, anca ezber, onca nafile beyan duyarsınız.

CHP lideri, dibini bir türlü göremediği uçurumun kenarında önüne gelene adeta gökteki uçurtmaların renk ve güzelliğini safça(!) anlatıyor.

Karşımızda bir adalet arayışı değil, bir kargaşa, bir karışıklık, bir nifak amacı vardır. Millet yutmaz, Türk milliyetçileri ise bunu yemez.

Sayın Kılıçdaroğlu, bak büyük Türk düşünürü Yusuf Has Hacib ne diyor: “Bozulur bu yaptıkların, saçılır bu topladıkların.”

Y.H.Hacib yine diyor ki: “Yürüyen kişi yolda yapmaz evini, göçen kişi evde koymaz malını.” Bizim için ev vatandır, vatan yolda heba edilemez.

Yahya Kemal Beyatlı ne güzel buyurmuş: “Cihan vatandan ibarettir, itikadımca.” Siz aksayarak yürüyün, biz milletle biriz, vatanla iç içeyiz.

Adaletsizliği malum mahkeme kararından sonra mı fark ettiniz? Haksızlık yeni mi? Veya adalet yürüyerek mi ayağa kalkacak? Hep fos,hep fuzuli!

Defter kapatıp kaybettikleri akıl ve ahlak merkezlerini milli merkez çevresinde arayanların da gönlü yürüyenlerle, gözü yollardadır.

Y.H.Hacib der ki: “Ucu nimet olanın dibi mihnettir; başı mihnetse sonu nimettir.” Ne mutlu davası için mihnete katlanan sadakat erlerine.

Kutlu davamız kolay değildir; zaman gerektirir, yürek gerektirir, sabır, fedakârlık, tahammül ve hatta acı gerektirir. Dava ahlakı dediğimiz budur

Bugünlere nasıl gelindiğinin sıkıntıları kadar, varılan noktanın, varılacak hedef ve yüksek ülkülerin iftiharı da önem taşıyacaktır. Anlayana!

Boşuna dememiş Y.H. Hacib; gidecek olan gider, günden güne senden uzaklaşır; gelecek olan gelir, hemen sana ulaşır.

Türkmenelinde, özellikle Telafer’de soydaşlarımıza kast eden alçak teröristleri lanetliyorum. Diyorum ki, hepimiz Türk’üz, Türkmeniz.

IŞİD’in hunhar saldırısında hayatlarını kaybetmiş Türkmen kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Hepimizin başı sağolsun.

Suriyeli mültecilere yönelik kışkırtmalara, kontrolsüz eylem ve tertiplere herkesin dikkat edip uyanık davranmasını bilhassa temenni ediyorum.

Softa alaturka, züppe alafranga mantığından çok çektik. İhtiyacımız olan milli ruh, milli duruş, milli şuurdur; kavuşma ve kaynaşmadır.