MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın Cumhur İttifakı'ndan rahatsız olanlaracevaben bir açıklama yaptı. Yalçın açıklamasında "MHP iktidar partisi olmasa da politik duruşunun ve fikriyatının gereğini yerine getirmekte; mutlaka ve mutlaka Türkiye’nin çıkarlarını düşünmekte, halkın ihtiyaçlarını samimiyetle dikkate almaktadır. Partimizin son dönemdeki büyük fedakârlıklarına ve saygı duyulması gereken hassasiyetlerine rağmen haksız yere eleştirilmesinin arkasında ise samimiyet, iyi niyet aramayız" sözlerine yer verdi.

Semih Yalçın'ın açıklaması şu şekilde:

MHP’nin Cumhur İttifakının belirli şartlarda genel ve yerel seçimler sonrasında da sürdürülebileceği yönündeki açıklamaları, son günlerde siyasetin gündeminde ilk sıralarda yer almaktadır.

Bu normal bir durumdur ancak meselenin bir de olağan dışı tarafı vardır. O da bazı çevrelerde ittifak konusunun şirazesinden çıkarılarak MHP aleyhinde algı oluşturma vesilesi hâline getirilmeye çalışılmasıdır.

Algı çalışmasına soyunanlardan bazıları; Mehmet Ocaktan ve MHP aleyhtarlığıyla yatıp kalkan Kenan Alpay’dır.

Seçim sonuçlarını bahane ederek Cumhur İttifakının bir MHP ipoteğine dönüşebileceği fitnesini ortaya atan ve MHP’nin hem Ak Partiyi hem de kamuoyunu kendi ikliminde seyre icbar ettiğini iddia eden bu şahısların maksadı; kafaları karıştırmak, partimizin iyi niyetli çabaları hakkında soru işaretleri oluşturmaktır.

Kenan Alpay’ın kavmiyetçi ve kayyum gibi kelimelerle kurduğu cümleleri; MHP karşıtlığından her gün biraz daha daralan lobları, kendi sığ kapasitesini zorlayan küçük bir beyinden taşan ön yargıların tezahürüdür.

Adı geçen yazar taslağının satırlarından, MHP’nin siyasi ağırlığı ve dominant rolünden duyduğu rahatsızlık taşmaktadır.

Bu gibi yazarların; FETÖ’nün algı operasyonlarının çamur kalıntılarıyla kirlenmiş ifadelerinde, MHP’yi siyaset üretemiyormuş gibi göstermesi ise cehaletten öte kasıt içermektedir.

Bu tiplerin ittifak konusunda, peşin hükümlerinin son bulmasını beklemek her ne kadar beyhude olsa da kamuoyuna duyduğumuz saygıdan ötürü meseleyi değerlendirme ihtiyacı duymaktayız.

MHP’nin yapıcı, Türkiye’nin meselelerine çözüm üreten, birleştirici ve kucaklayıcı siyasetini görmezden gelip hadiseyi farklı kavramaya çalışmak; düpedüz kötü niyet içeren, çirkin bir tutumdur.

MHP’nin maksadını anlamaya çalışmak yerine onu etkisizleştirmeye, Cumhur İttifakının yararlarını ortadan kaldırmaya, Türkiye’nin uçuruma yuvarlanmak üzere olduğu bir zeminde teşekkül eden millî mutabakatı baltalamaya yönelik bu türden abes çıkarımları kamuoyunun nazarı itibara almayacağından eminiz.

Ak Parti çevrelerinde de böylesi densiz ve kifayetsiz kalemlerin sözüne itibar edilmeyeceğini düşünüyoruz ve görüyoruz.

Ön yargılar, kişisel ve politik beklentiler uğruna Türkiye gerçeklerinin ihmal edilmesi tehlikeli sonuçlar doğurur. Geçmişte bunun acı misalleri yaşanmış ve tecrübe edilmiştir.

Siyasetin gündemindeki konuların ekseninden uzaklaştırılmadan tartışılıp sağlıklı bir yargıya, Türkiye’nin yararına olacak bir karara varılması önem taşımaktadır.

Ayrıca ittifak konusunda kalem oynatıp fikir yürüten kimseler, bizim analizlerimizi tahlil etmeye heveslendikleri kadar, muhataplarımızın açıklamaları üzerinde de hassasiyetle durmalıdır.

Unutulmamalıdır ki MHP iktidar partisi olmasa da politik duruşunun ve fikriyatının gereğini yerine getirmekte; mutlaka ve mutlaka Türkiye’nin çıkarlarını düşünmekte, halkın ihtiyaçlarını samimiyetle dikkate almaktadır.

Partimizin son dönemdeki büyük fedakârlıklarına ve saygı duyulması gereken hassasiyetlerine rağmen haksız yere eleştirilmesinin arkasında ise samimiyet, iyi niyet aramayız.

MHP’nin; FETÖ’nün devlet kurumlarını ele geçirip siyaseti dizayn etme çabaları karşısında haysiyetli ve çetin bir mücadele veren, özellikle Türkiye’nin son on yılına damga vuran bir parti olduğu unutulmamalıdır.

Öncelikle altını çizmeliyiz ki adı geçen ve benzeri yazarların bahse konu yazılarında sözünü ettiği cebir, yani zorlama; ittifakın doğasına aykırıdır. İttifakta; uzlaşma, anlaşma, rıza ve iradi bir kabul söz konusudur.

Önceki açıklamalarımızda da altını çizdiğimiz üzere, 31 Mart seçimlerinde yerel dinamikleri dikkate alan ittifak çabalarımızın sandığa yansımasını daha çok seçmenin tercihine bağlı kılan bir hususta nasıl icbar, zorlama olabilir?

Bununla birlikte Cumhurbaşkanı Sayın R. Tayyip Erdoğan’ın Cumhur İttifakı konusundaki açıklamalarıyla parti sözcülerinin beyanları açık ve nettir.

MHP’nin değerlendirmeleri, bu doğrultuda samimi bir siyasi tavrın ortaya çıkmasını temin etmek üzere kamuoyuna yansıtılmıştır.

Dolayısıyla bu konunun kategorik olarak tartışılması; sağduyu, izan, insaf ve empati ölçülerinde analiz edilmesi gereklidir.